Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğunun "bas" solisti Ali Kalaycı okuduğu naatlarla Konya'da aslına uygun gerçekleştirilen yüzlerce yıllık sema mukabelesinin çağları aşan sesi oldu.
Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğunca gerçekleştirilen sema mukabelesinde 20 yıldır solist olarak yer alan Kalaycı, tasavvuf ve Mevlevi müziği icra ederken aynı zamanda hüzzam makamında eserlerden konserler verdi.
Müziğe ilgisi küçük yaşlara dayanan Kalaycı, önceleri meslek olarak düşünmediği sanat hayatına Konya Türk Tasavvuf Müziği Topluluğu solisti olarak devam ediyor.
Mevlana Kültür Merkezi'nde icra edilen Sema Ayin-i Şerifi'nde misafirler semazenleri ilgiyle izlerken, Kalaycı'nın gür sesiyle oluşan atmosfer turistleri adeta mest ediyor.
"O zamanlar 'Müzikten ekmek yemem' diyerek büyük konuşmuşum"
Kalaycı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lise yıllarında müzik öğretmeni Nevzat Aydoğdu'nun isteğiyle sanat müziği korosuna yönlendiğini anlattı.
Müziğe yatkın olmasına rağmen meslek olarak seçmeyi düşünmediğini ifade eden Kalaycı, şunları söyledi:
"Lise yıllarında sene sonunda yapılan konserde solo bir görevim vardı. O konserde müzik bölümü başkanı da varmış. Konservatuvar sınavlarına girmemi önermiş. Müziği o zamanlar meslek olarak düşünmediğim için sınava da girmedim. Kimya bölümünü kazandım. Orada okurken hocam tekrar bana ulaştı. Konservatuarda Türk müziği bölümüne girmemi önerdi. Israrlara dayanamayarak gidip ortamı gördüm ancak kendime uygun görmedim. Kimya bölümünü sevdiğim ve müziği meslek olarak düşünmediğim için bu sınava da başvurmadım. O zamanlar 'Müzikten ekmek yemem' diyerek büyük konuşmuşum. Rızkım bu kapıdaymış. Çok şükrediyorum."
Tasavvuf ve Mevlevi müziği icra ettiklerini hatırlatan Kalaycı, "Öncelikle vazifemiz bu. Topluluk olarak sayımız az. Çok şükür muhabbetimiz, uyumumuz, iş keyfimiz ve icramız her şey yerinde. Bize düşen müziğimizi profesyonel manada üst düzeyde yerli ve yabancı platformlarda temsil edip tanıtmaktır. Elimizden geldiğince buna gayret ediyoruz." dedi.
"Mesuliyetimiz büyük, yaşantımıza dikkat etmemiz lazım"
Yaptıkları işin büyük sorumluluk gerektirdiğini dile getiren Kalaycı, şöyle konuştu:
"Mesuliyetimiz büyük, yaşantımıza dikkat etmemiz lazım. Sorumluluğumuz yüksek. İnşallah Hazreti Pir'e, tasavvuf yoluna, Mevleviliğe yakışır bir şekilde, sanatçı olarak cemiyette yaşamak nasip olur. Son nefesimize veya emekli olacağımız güne kadar da bu hassasiyeti taşımamız gerektiğine inanıyorum."
Bazı Mevlevi Ayin-i Şeriflerini sayısız defa icra ettiği halde her seferinde aynı duyguyu yaşadığını dile getiren Kalaycı, şunları kaydetti:
"Bu eserlerin o üstatlara yaptırıldığına inanıyorum. Çünkü dünyevi hiçbir kaygı gütmeden, tamamen aşkla bestelendiği için o eserler ölümsüz. Kıymetlerinden zerre miktar hiçbir şey kaybetmiyorlar. Binlerce kez de okusanız sizi ağlatır, semazeni gökyüzüne çıkarır. Eseri besteleyip şöhret olayım ya da maddi getirisi olsun gibi niyetler yok. Her şey dönüp dolaşıp niyete geliyor. Yaşantıları ve niyetleri o kadar düzgündü ki o eserler o zatlara yaptırılmış, bestelettirilmiş diye düşünüyorum."
Kaynak: AA