Üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir.Üç Aylar ilahi rahmetin indiği kıymetli bir zaman dilimidir.
Üç ayların içinde bulunan ramazan ayı Kur'an ayıdır. Üç aylar müminleri ramazana hazırlar.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Uzmanı Üzeyir Öztürk, İslam inancında recep, şaban ve ramazan aylarının mukaddes kabul edildiğini belirtti.
Öztürk, İslam'a göre önemi ayet ve hadislerle vurgulanan bu zaman dilimlerine "üç aylar" ismini Türk milletinin verdiğine işaret ederek, "Bu da halkımızın bu ayları ne kadar sevdiğini ve ne kadar önem verdiğini göstermektedir." diye konuştu.
Üç ayların önemi
Müslümanlara oruç tutma, Kur'an-ı Kerim okuma ve sadaka verme gibi ibadetlere daha çok yönelmeleri tavsiye edilen bu aylarda, Miraç ve Berat kandilleri ile Kadir Gecesi de idrak ediliyor.
Hazreti Muhammed'in recep ayı geldiğinde "Ya Rabb, recep ve şaban ayını bizim için bereketli kıl, mübarek eyle ve bizi ramazan ayına ulaştır." diye dua ettiğini hatırlatan Öztürk, ramazan ayında oruç tutmanın farz olduğunu, recep ve şaban aylarında ise Hazreti Muhammed'in diğer aylara göre daha fazla nafile oruç tuttuğunu söyledi.
Öztürk, insanlık için bir hidayet kaynağı olan Kur'an-ı Kerim'in ramazan ayında inmeye başladığını ve orucun da bu aya tahsis edildiğini bildirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Üç aylar, günahlardan arınma, sevaplarla bezenme mevsimidir. Hayatımızda adeta otokontrol sisteminin kurulmasına vesile olan mübarek üç aylar ve kandiller, dünyevi meşguliyetlerimizden sıyrılıp yaratılış gayemizi düşünmemiz, Yaradan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi de güçlendirmemiz için son derece değerli fırsatlardır. Bu müstesna zaman dilimi Yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlamaya, hata, ihmal ve kusurlarımızdan dönmeye, gaflet uykusundan uyanmaya vesile olmalıdır. Bu manevi iklim aramızdaki çekişmeleri, tefrika ve ihtilafları, şahsi menfaat hesaplarını, basit düşünce farklılıklarını bertaraf etmeli, yüce dinimizin bizden ısrarla istediği barış, hoşgörü, kardeşlik, birlik ve beraberliğimizin güçlenmesini, insani ve ahlaki meziyetlerin yeniden yeşermesini sağlamalıdır."
Üç Aylar Nasıl Değerlendirilmeli?
Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah’ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir.
Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.
– Kur’an-ı Kerim okunmalı, okuyanlar dinlenmeli, uygun mekânlarda Kur’an ziyafetleri verilmeli, Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
– Peygamber Efendimize (s.a.s.) salât ve selâmlar getirilmeli, O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
– Tefekkürde bulunulmalı, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
–Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli.
– Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı, gönüller alınmalı, kederli yüzler güldürülmeli.
– Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli, idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamette bulunulmalı.
– Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı, vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
– Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
–Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli, iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
–Büyüklerimizin, hocalarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın üç ayları ve kandilleri bizzat giderek veya telefon, mesaj yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli, duaları istenmeli.
–Başta bütün insanlık olmak üzere kendimize ve sevdiklerimize mümkün mertebe ismen dualar etmeliyiz.