El sanatlarıyla ilgilenen mimarlık öğrencisi Rashiti, AA muhabirine çocukluğundan beri ilgi duyduğu Türkçeyi ilk olarak izlediği dizilerden öğrenmeye çalıştığını söyledi.
Rashiti, tatil için Türkiye'ye gitme imkanı bulduğunda sandığından daha fazla Türkçe bildiğini fark ettiğine dikkati çekerek, "Dönüşte Türkçeyi daha iyi öğrenmek için Üsküp'teki Yunus Emre Enstitüsüne (YEE) kayıt oldum. Burada B2 seviyesinde kursa başladım." diye konuştu.
YEE'nin düzenlediği yaz okuluna katılarak Türkçesini pekiştirdiğini belirten Rashiti, "Sadece Türkçe demeyelim de Türkiye'de bulunduğum bir ay içinde birçok şey öğrenme fırsatı buldum. Birçok sanat dalını ve Türk kültürünü tanıma, Türk yemeklerini tatma imkanı buldum. YEE sayesinde Türk kültürünün daha da derinlerine indim." ifadelerini kullandı.
Rashiti, sanata merakının küçük yaşlardan geldiğini, COVID-19 salgını sürecindeki dışarı çıkma yasağında sanatla daha fazla uğraşma fırsatı bulduğunu söyledi.
Salgın sürecine ilişkin anısını paylaşan Rashiti, "Şaka olarak birçok kez anlatıyorum bunu. Kağıtlarım bitti, duvarlara çizmeye başladım. Evimdeki boyalarla yavaş yavaş duvarları çiziyordum, bazen bardaklara çiziyordum. Yavaş yavaş sanatımda daha derinlere inmeye başladım." diye konuştu.
Rashiti, Eski Üsküp Çarşısı'ndaki atölyesini açma sürecinde ailesinin kendisine çok destek olduğunu söyledi.
Türkiye'den gelen turistlerin atölyesine sıklıkla uğradığını dile getiren Rashiti, "Buraya sadece sanatı görmeye, sanat eserlerini ve diğer ürünleri satın almaya gelmiyorlar. Bazen gelip tanışıyorlar, muhabbet oluyor ziyaretçilerle." dedi.
Rashiti, atölyesinde kaligrafi ve vitray sanatı gibi çeşitli alanlarda eserler icra ettiğini sözlerine ekledi.