Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Türkiye'de yaklaşık 100 milyon olan zeytin ağacı sayısını 172 milyona çıkardık. Teşekkür edilmesi gereken bir siyasi kadroyuz. Bu siyasi kadroya, sanki zeytinlikleri yok edecekmiş gibi davranmak, gerçekten iyi niyetle bağdaşan bir tutum değil." dedi.
Özlü, partisinin Gümüşova ilçe teşkilatınca belediye kapalı pazar yerinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, referandum sonrasında büyük emeklerle hazırladıkları ve ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren "Üretim Reform Paketi"nin Meclis komisyonlarından geçmesini sağladıklarını söyledi.
Muhalefet partilerinin bazı milletvekilleri ve bazı medya organlarının tasarıyı sabote ettiklerini anlatan Özlü, "Sanki, bizler zeytinlik karşıtı bir kanun çıkaracakmışız gibi bir hava oluştu. Bugün de bir büyük gazetenin manşetinde gördüm, 'Zeytinlik Gelinleri' diye bir manşet atmışlar. Nedir veya ne demektir, nedir zeytinlik gelinleri? Neyi ima ediyorsunuz, ne istiyorsunuz, neyi söylemek istiyorsunuz?" ifadesini kullandı.
AK Parti döneminde 72 milyon zeytin ağacı dikildiğini hatırlatan Özlü, şöyle devam etti:
"Türkiye'de yaklaşık 100 milyon olan zeytin ağacı sayısını 172 milyona çıkardık. Teşekkür edilmesi gereken bir siyasi kadroyuz. Bu siyasi kadroya, sanki zeytinlikleri yok edecekmiş gibi davranmak, gerçekten iyi niyetle bağdaşan bir tutum değil. Dolayısıyla zeytinlik gelinleri ve başka birtakım imalar gerçekten bizi üzüyor. Bunlar gerçekten iyi niyetle bağdaşan manşetler değil, kusura bakmasınlar. Teşekkür edilmesi gereken bir siyasi kadro var, maalesef bu siyasi kadroya karşı birtakım imalarda bulunmak, birtakım merkezlere mesajlar göndermek, atıflar yapmak, onları uyandırma yönünde gayretler sarf etmek gerçekten hiç yakışmıyor.
Bugüne kadar Türkiye'deki zeytinlik sahalarının, nasıl verimlerini arttırılması, daha da geliştirilmesi yönünde bu çevrelerden bana hiç bir öneri gelmedi. Bir Allah'ın kulu çıksın da rapor getirsin, 'Türkiye'deki zeytinlik sahaları şu şekilde geliştirilir.' veya 'Verim şu şekilde arttırılır.' desin. Bunların tek derdi 'Aman dokunmayın, durun, kıpırdamayın, hiçbir şey yapmayın.' Bunlar Türkiye'yi tutmaya çalışan, Türkiye'nin hamle yapmasını, sıçramasını istemeyen çevrelerdir. Maalesef insanların temiz duygularını kullanma yönünde gayret sarf ediyorlar."
Bu sorunu en kısa sürede çözeceklerinin altını çizen Faruk Özlü, "Bu konuyu tekrar komisyonda tartışacağız, konuşucağız. Meclis var, genel kurul var. Meclis'e milli irade diyoruz, bu konuda bir karar verecek. Dolayısıyla göstereceğimiz irade konusunda hiç kimsenin bir şüphesi olmasın." dedi.
"İnsanların öldürülmesine göz yummuşlardır"
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, son altı yıldır Ortadoğu, yakın ve uzak İslam coğrafyasında yaşanan gelişmelerin büyük bir şuura sahip olunması gerektiğinin ortaya koyduğunu vurgulayarak, "2010 sonlarında başlayıp 2011 yılı başlarında aramızda 910 kilometrelik bir sınır bulunan Suriye'ye ulaşan Arap hareketi başarıya ulaşmak bir yana, maalesef şu an milyonlarca ölüm ve göz yaşına sebep olmuştur. İlk başlarda bu özgürlük hareketini destekleyen ve Türkiye ile iş birliği yapmak isteyen batılı ülkeler ve ABD, Türkiye'nin bu süreçten güçlü bir şekilde çıkacağını gördüğünde ise DEAŞ ve katil Eset tarafından oradaki insanların öldürülmesine göz yummuşlardır." diye konuştu.
Türkiye'nin güçlenmesinden rahatsız olan bazı güçlerin, Gezi olayları ile başlayan AK Parti'yi yıkmak gibi açıktan destek çabalarına, birçok vatandaşın şehadetine sebep olan 15 Temmuz kalkışmasına en ufak bir ses çıkaramadıklarını anlatan Özlü, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şu an Katar'da bir karışıklık yaratılmak isteniyor. Katar bizim için yeryüzündeki herhangi devletlerden biri değildir. Hükümetimizin haklı davalarında her zaman yanında olmuş ve körfez devletleri arasında tarihi bağlarımızın en güçlü olduğu ülkedir. Öyle ki, şu an Katar Devlet Başkanı'nın büyük babası ölmeden önce ordudan topraklarında bulunan Osmanlı ordusunun çıkarılmaması vasiyeti vermiştir. Rusya ile uçak krizi yaşadığımızda size en ucuz doğalgazı göndeririz diyen, 15 Temmuz gecesi hükümetimize ilk desteklerini bildiren bir devlettir Katar. Bundan 5 gün önce Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı Körfez ülkeleri inanılmaz bir şekilde Amerika ile birlikte Katar'ı teröre destek veren ülke olarak tanımlayarak, yaptırımlarda bulunma kararı aldılar. Bu mübarek ramazanda hangi Müslüman ülke, bu ambargolardan Müslümanların etkileneceğini bile bile böylesi akıl almaz bir yönteme başvurabilir? Aramızdaki kadim kardeşlik ilişkilerinden rahatsız olan güçler, bazı kardeş ülkelerin egolarını tahrik ederek Katar'a 'dur bakalım' çekerek esasen Müslüman ülkeleri sınamak istemektedirler. İnşallah bu krizi en rasyonel şekilde çözeceğiz. Müttefikle beraber yolumuza devam edeceğiz. Türkiye çok güçlüdür. Emperyalist güçler geçmiş yıllarda olduğu gibi oturduğu yerde oturan, etliye sütlüye karışmayan, ne verirlerse onunla yetinen bir Türkiye isteyebilirler. Bunun bugünkü Türkiye için kabul edilebilir bir durum olmadığını herhalde söylememe gerek yok."