Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "16 Nisan sandıklarında eski Türkiye'nin bütün bu yanlışlıklarından Allah'ın izniyle kurtuluyoruz. Önümüzde iki sandık var. Birinden cumhurbaşkanı hükümetin başkanı olarak çıkıyor, diğerinden milletvekilleri kanun yapıcılar olarak olarak çıkıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetin, yürütmenin, cumhurbaşkanının işine karışmıyor, onlar da ötekilerin işine karışmıyor. Tam bir güçler ayrımı prensibi." dedi.
Kurtulmuş, Kastamonu'da, Atatürk Spor Salonunda düzenlenen "Sivil Toplum Kuruluşları ve Halk Buluşması" programına katıldı.
Halkoylamasına sayılı günler kala her gün Anadolu'nun bir yerini ziyaret ettiklerini ifade eden Kurtulmuş, 16 Nisan da "evet" oylarının en yüksek seviyesine ulaşacağını söyledi.
Türkiye'nin tarihi bir dönemden geçtiğine işaret eden Kurtulmuş, "İnsanlar bazen tarihi öneme haiz olayların içinde yaşarken ne kadar önemli işlerin içinden geçtiğini pek anlamayabilir. 2007'deki cumhurbaşkanı seçilmesi krizini şöyle bir hatırlayın. O kriz sırasında cumhurbaşkanını seçtirmediler. Hatta muhtıra vermeye kalktılar. 27 Nisan muhtırasının sebeplerinden birisi de odur. Türkiye'de siyasetin alanını kapatmaya çalıştılar. Ama karşılarında yazdıkları bir muhtırayla kaçıp gidecek bir iktidar yoktu. Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları vardı. Karşılarına dikilerek hesap soruldu." diye konuştu.
Her şerden bir hayır doğacağını, Allah istemeden yaprağın dahi kıpırdayamadığını kaydeden Kurtulmuş, milletin cumhurbaşkanını kendisinin seçmesi için yapılan referandumda 'evet' oyu verdiğini, 10 Ağustos 2014'de de milletin Recep Tayyip Erdoğan'ı ilk seçilmiş cumhurbaşkanı yaptığını hatırlattı.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Şimdi vesayetçi sistemin bu müdahalesiyle başlayan süreci Allah'ın izniyle tamamlıyoruz ve 16 Nisan da '"evet" diyerek Türkiye'de yeni bir hükümet modeline geçiyoruz. Hiçbir demokratik ülkede bir anayasa değişikliği halk istemezse, toplum da talep yoksa, gerçekleşmez. Türkiye'de bu anayasa değişiklik teklifi de milletin iradesiyle gündeme gelmiş. Parlamento da AK Parti'li ve MHP'li arkadaşlarımızın oylarıyla 339'u geçmiş ve şimdi millete gidiyor. Zaten daha evvel de 1980 Anayasası tam 18 kere değiştirildi. Şimdi 19'uncusunu değiştiriyoruz. Evet böylece çok köklü bir değişiklik yapıyoruz. Belki 150 yıllık Türkiye'nin siyasi tarihinin en önemli geçiş noktasından geçiyoruz. Bundan sonra eski sistemin bütün hastalıklarını geride bırakıyor, ayaklarımızdaki bütün prangalardan kurtuluyor ve yolumuza devam ediyoruz."
Millet tarafından neden "evet" denilmesi gerektiğinin iyi anlaşıldığını ancak bazılarının bu anayasa değişikliğine neden ihtiyaç duyulduğu yönünde söylemlerde bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, bu anayasa değişikliğinin bir fantazi ya da 'laf olsun' diye yapılan bir değişiklik olmadığını vurguladı.
"Eski sistemin hastalıkları değiştirilmesi lazım"
"Türkiye'deki mevcut sistem artık halkı taşımıyor, milleti taşımıyor, milletin hedeflerini taşımıyor" diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu anayasanın değiştirilmesi lazım. Eski sistemin hastalıkları da değiştirilmesi lazım. Mevcut sistem dolayısıyla yaşadıklarımızı hatırlayalım. Türkiye'de 67 yılda 5 tane darbe var. Darbenin biri 27 Mayıs... Yeni kurtulduk 27 Mayıs'ın gölgesinden. 27 Mayıs bir tatildi. Adı hürriyet bayramıydı. Ne hürriyeti, milletin helal oylarıyla seçtiği merhum Başbakan Adnan Menderes'i idam ettiniz dar ağacına gönderdiniz ve ondan sonra buna hürriyet bayramı dediniz. Türkiye'de 28 Şubat'ta merhum Erbakan'ın altından zorla koltuğu alındı. 12 Mart, 12 Eylül ve 27 Nisan muhtıralarıyla Türkiye'de siyasetin alanı daraltıldı. Daraltılmaya çalışıldı. Ne kadar sürede oldu 67 yılda. Yazık günah değil mi bu millete. Bu millet ikide bir darbe tehdidiyle mi hareket edecek. Yetmedi 6-7 tane de darbe teşebbüsü oldu. En son darbe teşebbüsü 15 Temmuz hain darbe teşebbüsüdür. FETÖ ve eşkiya çetesinin ortaya koyduğu ihanettir."
Türkiye'nin çok karanlık dönemlerden geçtiğine işaret Kurtulmuş, 28 Şubat'ta sivil iradenin korkutularak satın alındığını ve o sivil iradenin parlamento da çoğunluğun değiştirildiğini belirtti.
Kurtulmuş, 16 Nisan tarihinden sonra tüm yaşanan sıkıntıların geride kalacağını ifade ederek, "Allah'ın izniyle söz de karar da milletin olacaktır. Millet beşeri planda tek egemen güç haline gelecektir. Biz söz de karar da milletin olacak diyoruz ya hala o karanlık odanın bir takım adamları var. Güçleri çok azaldı ama sağda solda duruyorlar. Son bir numarayla neler yaparız diye bakıyorlar. Onun için FETÖ'yü salıyorlar ortaya, onun için PKK'ya destek veriyorlar, onun için Türkiye'nin bu güçlü yürüyüşünü engellemeye çalışıyorlar. Ne yapsalar boş, göklerden gelen bir karar vardır. Bu millet bütün dünya mazlumlarının gözünün içine baktığı bir millettir." değerlendirmesinde bulundu.
"Tek adamlık yapmıyoruz"
Bütün vesayet odaklarının son anının nefeslerinin bittiği yerin 16 Nisan sandıkları olduğunu belirten Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı.
"16 Nisan sandıklarında eski Türkiye'nin bütün bu yanlışlıklarından Allah'ın izniyle kurtuluyoruz. Önümüzde iki sandık var. Birinden cumhurbaşkanı hükümetin başkanı olarak çıkıyor. Diğerinden milletvekilleri kanun yapıcılar olarak olarak çıkıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetin, yürütmenin cumhurbaşkanının işine karışmıyor, onlar da ötekilerin işine karışmıyor. Tam bir güçler ayrımı prensibi. Ama maalesef gel de söyleme. Başından beri söyleye söyle cumhurbaşkanımız, başbakanımız bizler biz yorulduk ama Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşları yorulmadı. Efendim' tek elde topluyorsunuz, tek adamlık yapıyorsunuz' diyor. Tek adamlık yapmıyoruz. Tam tersine hiçbir sorumluluğu olmayan büyük yetkileri olan cumhurbaşkanı ve büyük yetkileri ve sorumluluğu olan başbakan arasındaki yönetimdeki çift başlılığı kaldırıyor milletimizin yönetimde bir dirlik birlik içerisinde olmasını sağlıyoruz."
Kurtulmuş, 17 Nisan sabahı Türkiye'nin daha güçlü olarak yoluna devam edeceğine inandıklarını da sözlerine ekledi.