Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, HAK-İŞ Konfederasyonu tarafından düzenlenen "9.Uluslararası Kadın Emeği Buluşması"na katıldı.
Şehitler için Kur'anı Kerim tilaveti ve dua edilmesiyle başlayan programda konuşan Selçuk, İdlib'de şehit olan tüm askerlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve sabır, yaralılara acil şifalar diledi. Selçuk, bugünlerde millet olarak bir ve beraber olmanın öneminin arttığına vurgu yaptı.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün çıkış noktasının bir fabrika yangınında hayatını kaybeden işçi kadınlar olduğuna dikkati çeken Selçuk, 8 Mart'ın tüm kadınların alın terleri, emekleri ve hayata karşı dirayetli duruşlarını sembolize etmek anlamında kutlandığını dile getirdi.
Bu vesileyle tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayan Bakan Selçuk, "Bu gün münasebetiyle dünyanın her köşesinde mağdur, mazlum, muhtaç duruma düşmüş, zulme uğramış, hayatlarını kaybetmiş kadınlarımızı rahmetle anıyorum. 8 Mart dolayısıyla, evinde, iş yerlerinde, tarlasında, atölyesinde, cephede hayatın her alanında alın teri döken, mücadele veren binlerce, yüz binlerce kadınlarımız var." dedi.
Özellikle canlarından bir parçayı, evlatlarını kaybeden şehit anneleri ve şehit eşlerine şükran ve minnetlerini ileterek, onların şehitlerin bir emaneti olduğunu ifade eden Selçuk, "Allah onlardan razı olsun. Çünkü onlar aslında Türkiye'nin en kahraman kadınları, şehitlerimizin anneleri, eşleri, kız çocukları." diye konuştu.
"Bu günler dostluğun, kardeşliğin, dayanışmanın günü haline gelsin"
Bakan Selçuk, bu çerçevede bir çağrı da yapmak istediğini belirterek, "Bu günler, 8 Mart, dostluğun, kardeşliğin, dayanışmanın günü haline gelsin. Kadın ve erkek hep beraber ülkemizi daha güzel günlere ulaştırmak için bir vesile olsun. Bu günde bir araya gelelim, kadınlarımızın sorunlarını dile getirelim, düşünelim, tartışalım, ortak çözümler geliştirelim istiyorum." dedi.
Bu kapsamda düzenledikleri buluşmadan dolayı HAK-İŞ'e teşekkürlerini ileten Selçuk, kadın ve erkeği birbirinin rakibi değil, refiki olarak gören bir anlayıştan geldiklerinin altını çizdi.
Selçuk, kadın ve erkeklerin birlikte büyük insanlık ailesini oluşturduğunu, birbirini tamamladıklarını belirterek, "Kadını ailenin direği olarak tanımlasak yeri. Kadın ne kadar güçlü olursa, kadının ayakları yere ne kadar sağlam basarsa, ailelerimizin de o kadar güçlü ve kuvvetli olacağına inanıyoruz. Çünkü kadın, ailenin ve toplumun da teminatı." değerlendirmesinde bulundu.
"Yüzyıllardır kadına değer veren bir kültürün parçasıyız"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, sanatta, siyasette, çalışma hayatında ve sosyal hayatta büyük başarılara imza atmış nice kadın bulunduğuna işaret ederek, Hayme Ana, Nene Hatun ve Kurtuluş Savaşı ile 15 Temmuz'daki kahramanlıklarına şahit olunan kadınlara dikkati çekti.
İslam'da kadının her daim yüceltildiğini, insan hakkının teslim edildiğini ve kadim geleneğin de böyle olduğunu aktaran Selçuk, "Bizleri kadın hak ve hukukuna saygısızlıkla itham eden batı toplumlarının aksine yüzyıllardır kadına değer veren bir kültürün parçasıyız." diye konuştu.
Türkiye'nin 28 Şubat'ta yaşadığı karanlık dönemi anımsatan Selçuk, darbelerin en büyük mağdurlarının kadın ve kız çocukları olduğunu ifade etti. Selçuk, inancından, hayat görüşünden dolayı insanların eğitim haklarından mahrum bırakıldığını, ikna odalarında sorgulandığını ve milletin meclisinden kovulduğunu, kendisinin de bu süreci yaşadığını söyledi.
Artık bu dönemlerin geride kaldığının altını çizen Selçuk, insana insan olduğu için değer veren, kadınları layık olduğu konuma taşıyan dönüşümlerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK Parti hükümetleri döneminde olduğunu dile getirdi.
"Okullaşma oranlarında büyük artışlar sağlandı"
Bakan Selçuk, Türkiye'de son 18 yılda ekonomiden sanayiye, eğitimden sağlığa pek çok alanda büyük ilerlemeler yaşandığını, "sosyal devlet" ilkesinin gereği olarak toplumun tüm kesimlerine ulaşma ve hizmet götürme noktasında da büyük atılımlar yapıldığının altını çizdi.
Çocuklar, gençler, engelli ve yaşlıların yanı sıra, kadınları da yaşamın her alanında güçlendirmek üzere politikalar hayata geçirdiklerine işaret eden Selçuk, çalışmaları, "Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı" çerçevesinde, eğitim, ekonomi, sağlık, karar alma mekanizmalarına katılım ve medya olmak üzere 5 ana eksende yürüttüklerini aktardı.
Bakan Selçuk, kadın haklarını öncelikle bir insan hakkı sorunu olarak görerek bu kapsamda mevzuatta yapılan pozitif ayrımcılığı geliştiren reformları anımsattı.
Selçuk, kadına yönelik şiddete sıfır tolerans tanıyan bir ilkeyle çalışmaya devam ettiklerini vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen "Haydi Kızlar Okula" gibi projelerle kız çocuklarının okullaşma oranlarında büyük artışlar sağlandığını söyledi.
Liselerde kız çocuklarının okullaşma oranının 2002'de yüzde 45 iken yüzde 84'lere çıktığını, yükseköğretimde kızların net okullaşma oranının da yüzde 13 seviyesindeyken yüzde 47'ye geldiğini bildiren Selçuk, eğitimli bir kadının, annenin daha sağlıklı nesillere giden yolda en önemli unsur olduğunu dile getirdi.
"Önemli olan şiddeti en başta önlemek"
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, en kritik alanlardan birinin de kadına yönelik şiddetle mücadele olduğunu vurgulayarak, "Bu konuyu bütüncül bir yaklaşım, sıfır tolerans ilkesiyle ele alıyoruz. Sadece cezalandırma değil, önemli olan şiddeti en başta önlemek, bu konudaki farkındalığı artırmak ve kadın ile erkeğin birbirinin rakibi değil, refiki olacak, aile bütünlüğünü koruyacak şekilde bir mekanizmayı oluşturabilmek." açıklamasında bulundu.
Şiddetle mücadelede ülke genelinde üçüncü Ulusal Eylem Planı'nı uyguladıklarını, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele İl Eylem Planlarını ise 81 ilde yürürlüğe koyduklarını belirten Selçuk, kurumsal hizmetlerin de 81 Şiddet Önleme ve İzleme Merkezi ve 145 Kadın Konukevi ile yürütüldüğünü anlattı.
Bakan Selçuk, Kasım 2019'da Emine Erdoğan öncülüğünde Mercan Seferberliği'nin başlatıldığını anımsatarak, bunun sadece kadına yönelik şiddetle mücadele değil, kadınların karar alma mekanizmalarında daha etkili olması, çalışma hayatında daha aktif yer alması, aynı zamanda kendi başarı, girişimcilik hikayelerini oluşturulmaları için hayata geçirilen bir kampanya olduğunu söyledi.
Selçuk, kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında, İçişleri, Sağlık ve Adalet bakanlıkları ile Diyanet İşleri Başkanlığıyla 75 maddelik bir koordinasyon planının da devreye alındığına dikkati çekerek, bu alandaki mücadeleyi çok etkin bir şekilde sürdürdüklerini, ilk 2 ayda kadına yönelik cinayetlerde azalmaların yaşandığını aktardı.
Kadınların karar alma mekanizmalarına katılımına ilişkin de Bakan Selçuk, 2002'de TBMM'de sadece 24 kadın milletvekili varken bugün bu oranın yüzde 17'lerin üzerine çıktığına işaret etti. Selçuk, kadınların sadece Meclis değil, bütün karar alma mekanizmalarında daha etkin yer almasını istediklerinin altını çizdi.
"2 milyon 617 bin kadınımızı özel sektörde işe yerleştirdik"
Bakan Selçuk, 2002'de yüzde 28 olan kadınların iş gücüne katılım oranının 2019 Ekim itibarıyla yüzde 34'e, kadın istihdam oranının da yüzde 29'a ulaştığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Göreve geldiğimiz 2002'de İŞKUR, özel sektörde sadece 4 bin 500 kadının işe yerleştirilmesine aracılık ediyordu. 2019'da ise tam 106 kat artışla 487 bin kadınımızın işe yerleştirilmesine aracılık ettik. 2002'den 2020 yılı şubat ayı sonuna kadar 2 milyon 617 bin kadınımızı özel sektörde işe yerleştirdik. 66 ilimizdeki 73 iş kulüplerimizle iş arayanlarımızı iş gücü piyasasına hazırlamaya devam ediyoruz. İş kulübü hizmetlerimizden yararlananların yarısından fazlası kadın."
Ayrıca aktif iş gücü programları, İş'te Anne gibi projelerin önemine de işaret eden Selçuk, "Kadınlarımızın, doğum sonrası çalışma hayatına dönmelerini kolaylaştırmak için yarım çalışma ödeneğimiz mevcut. 2016 yılından 2020 yılı şubat ayı sonuna kadar yarım çalışma ödeneğinden de 27 bin kadınımız faydalandı." bilgisini paylaştı.
Selçuk, kadınların aile ve çalışma hayatı dengesini kurabilmesi, zorluklar yaşamaması için projeler geliştirdiklerini, sosyal yardımlarda kadın ve annenin merkeze alındığını, engelli ve yaşlı bakımında aile odaklı olmayı önemsediklerini ve çalışmak isteyen kadınların önündeki engelleri kaldırmayı hedeflediklerini vurguladı.
"Kadın sendikacı oranı artmalı" çağrısı
Üyelerinin yaklaşık 160 bini kadın HAK-İŞ'in, kadın sendikacılığında bir başarı hikayesi olarak göze çarptığını aktaran Selçuk, "Hükümet olarak, Bakanlık olarak, sendikalarımızın güçlenmesi, sendikalı çalışan sayılarımız ve sendikalaşma oranlarının artmasını çok önemsiyoruz." dedi.
Bakan Selçuk, bu çerçevede sendikal örgütlenmeyi her zaman teşvik ettiklerini, işçi ve işveren konfederasyonlarında da kadın oranlarının artması için çalıştıklarını söyledi.
2018'de, 100 günlük icraat dönemi sonunda işçi ve memur sendikalarında sendikalaşma oranlarını yükseltmeyi başardıklarını bildiren Selçuk, kadınların sendikal faaliyetlere daha aktif katılımını önemsediklerini, kadın sendikacı oranının artmasını istediklerini vurguladı.
Selçuk, kadınların sendikal hayata katacağı çok unsurun bulunduğunun altını çizerek, konuşmasını, "Dünya kadın ve erkeklerle hep beraber güzel. Yarım kalmayalım." mesajıyla sonlandırdı.