Yıl 2007... Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Ahmet Necdet Sezer oturuyordu. Görev süresi 16 Mayıs'ta dolacaktı. Siyasette tansiyonun yüksek olduğu günler yaşanıyordu.
27 Nisan, Türk siyasi tarihinin en kritik günlerinden biriydi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ilk tur oylama yapıldı. Yeni cumhurbaşkanını seçecek Meclis'te çoğunluk AK Parti'deydi. Ancak aynı günün gecesi askeri odaklar devreye girmeye çalıştı. Türkiye bir kez daha, sivil siyasete müdahaleye tanık oldu.
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş, konuyla ilgili şunları anlattı:
"Cumhurbaşkanlığı makamını kendi tabirleriyle o dönemin medyasına yazılan çizilenlere baktığımızda son kale olarak görüyorlardı. Ve buraya muhafazakar dindar, eşi başörtülü ya da toplumun çok geniş kesimleri tarafından onaylanan bir kişinin cumhurbaşkanı olmasını istemiyorlardı."
Siyaset askeri vesayete karşı net bir tavır aldı
27 Nisan akşamı kulislerde hareketlilik yaşanmaya başladı. Bildiri saat 23.17'de Genelkurmay'ın internet sitesinden yayımlandı. İfadeler cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale niteliğindeydi.
Hükümet, alışık olmadık bir tutum sergileyecek, muhtıraya karşı dik duracak, ertesi gün muhtıraya karşı açıklama yapacaktı. Siyaset, askeri vesayete karşı net bir tavır almıştı.
Genelkurmay Başkanı'na ise 14 saat ulaşılamadı
Türk siyasi tarihine "e-muhtıra" olarak geçen bildirinin ardından dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a ise 14 saat ulaşılamadı. Mazereti; "Torunumu görmeye gittim, telefonum çekmiyordu" olmuştu.
Nebi Miş, Genelkurmay Başkanı'na ulaşılamaması için aslında bir tiyatro oynandığını söyleyerek, "Türkiye'de yer yerinden oynuyor, ama size ulaşılmıyor. şimdi bu bir tiyatrodur" dedi.
Yaşar Büyükanıt, yıllar sonra bildiriyi kendisinin yazdığını, ancak muhtıra olmadığını savundu. Bildiri, 2011 yılında Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden kaldırıldı. O gece, e-muhtıraya karşı alınan tutumla demokrasi adına önemli bir zafer kazanıldı.
Haber: Duygu Özdemir
Kamera: Tahsin Özkan
Kurgu: Gözde Açıksöz