Hafif Sağanak Yağışlı 12.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 28.02.2023 09:34

28 Şubat'ın utanç uygulaması: İkna Odaları

28 Şubat'ın en utanç verici uygulamalarından biri 'İkna Odaları'ydı. Üniversitede okumak isteyen başörtülü birçok genç kız bu odalarda ikna edilmeye çalışıldı. Birçoğu hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı. İkna Odaları nasıl bir uygulamaydı? İlk nerede ve nasıl başladı?

okuma süresi
Okuma süresi

Yıl 1999...

28 Şubat’ın soğuk eli hayatın her alanına dokundu.

Hak ve özgürlükler, dayanağı bulunmayan hukuksuz uygulamalarla yok sayıldı. Okumak isteyen başörtülü genç kızların hayalleri üniversite kapılarında asılı kaldı.

İkna Odaları Nur Serter tarafından kuruldu

28 Şubat’ın utanç uygulaması İkna Odaları, dönemin İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Nur Serter’in öncülüğünde kuruldu.

İlk uygulama İstanbul Üniversitesi Avcılar kampüsünde yapıldı.

Üniversiteye kayıt için giden başörtülü öğrenciler “bir görüşme yapmanız gerekiyor” diyerek bazen boş bir odaya bazen boş bir sınıfa çağrıldılar. Taahhüt imzalamaya zorlandılar.

"Odalarda öğretim görevlisi, psikolog ve kameraman bulunuyordu"

Araştırmacı Yazar Gülşen Demirkol Özer, öğrencilerin başlarını açmaları için değişik çabaları olduğunu şöyle aktardı:

“Üniversiteden bir öğretim görevlisi, yanında psikolog ve bir de kameraman. Böyle çok yaşlı görünüyorsun ama başında örtü olmasa daha güzel görünürsün. Zaten o okula bu şekilde giremezsin. Başını açman gerekiyor. Eğer maddi imkanlarında zorlanıyorsan sana biz destek oluruz, burs veririz diyorlar.”

Ailesinin aranmasıyla tehdit edilen de oldu, ‘Kur’anda böyle bir şey yok günah olmaz’ diyerek ikna edilmeye çalışılan da.

Odalara giren birçok kişinin isminin yanında T harfi eklenmiş

Hepsinin ortak özelliği başörtüleri ve isimlerinin yanına eklenen T harfiydi.

Demirkol, T harfiyle ilgili şunları söyledi:

“Bu odalara giren pek çok kişi bunu fark etmiş. İsminin karşısında büyük harfle "T" işareti var. Bu birçok şey olabilir, biz bunu hep söyledik. Türbanlı demiş olabilir, tesettürlü demiş olabilir, tehlikeli demiş olabilir, terörist de olabilir ama T harfiyle bir işaret konmuş.”

"İkna Odaları'nın ana fikri psikolojik olarak, yıldırarak vazgeçirmek"

Susturulamayan protestolar kapalı kapılar ardında engellenmeye çalışıldı.

Demirkol, ikna odalarının ana fikrinin aslında meydanda engellenemeyen başörtüsü talebinin, bireyleri tek başına psikolojik olarak, yıldırarak vazgeçirmek olduğunu belirterek, "O yüzden de buna belki sadece ikna odaları demek doğru değil. Psikolojik bir işkence yöntemi olarak ikna odaları demek gerekir" dedi.

Utanç verici uygulama pek çok yerde uygulandı

Utanç verici uygulama İstanbul Üniversitesi ile sınırlı kalmadı.

Araştırmacı Yazar Demirkol, diğer fakültelerde de buradaki uygulamadan esinlenerek pek çok uygulama yapıldığını aktararak şu ifadeleri kullandı:

"Bu uygulama fikir olarak hem üniversitelerde hem lise kademesinde pek çok yerde belki bazen iş yerlerinde kişileri tek başına bir odaya alarak vazgeçirmeye çalışma çabası anlamında pek çok yerde uygulandı."

Başörtüsünü çıkarmadığı için birçok genç kızın hayalleri yarım kaldı. En temel hakları olan eğitim ellerinden alındı. Kimi okuyabilmek için vatanından ayrıldı.

28 Şubat bin yıl sürmedi ama geriye kırık dökük hikayeler, telafisi imkansız vazgeçişler bıraktı.

Haber: Fahriye Demirci

Kamera: Mustafa Oğuz

Kurgu: Kaan Alp Atasoy
 

Sıradaki Haber
28 Şubat'ın dava süreci
Yükleniyor lütfen bekleyiniz