'367 garabeti, parlamenter sistemin köküne kibrit suyu döktü'

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, "Bu sistem siyasetin dilini yumuşatacak, siyasetin daha hoşgörülü bir yaklaşıma evrilmesini sağlayacak çünkü yarın ihtiyacın olacak yüzde 50'yi alamazsan seçilemiyorsun. Bu sistem halk iradesinin parlamentoya çok daha fazla yansımasını sağlayacak." dedi.

İzmit'teki bir restoranda doktorlarla bir araya gelen Işık, burada yaptığı konuşmada, hekimliğin icrası zor bir meslek olduğunu, doktorluğun hakkıyla yapıldığında en fazla manevi tatmini sağladığını söyledi.

Sağlık alanında Kocaeli ve Türkiye'de yapılan çalışmalardan bahseden Işık, "Dünyadaki bazı gelişmeler aslında Türkiye için bazı riskler taşımakla beraber bazı büyük fırsatları da sunuyor. Özellikle Müslüman ülkelerden sağlık için Batı'ya giden pek çok insan artık rotasını Türkiye'ye çevirmeye başladı. Bu, bizim açımızdan büyük bir fırsat. Buna hazır hale gelmek için de kamu, özel el ele verip şartlarımızı en iyi noktaya taşıyacağız." şeklinde konuştu.

Fikri Işık, dünyada iki önemli yönetim sistemi bulunduğunu, bunlardan birisinin parlamenter, diğerinin de başkanlık sistemi olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin bugüne kadar parlamenter sistemi benimsediğini anımsattı.

1960 ihtilalinden itibaren parlamenter sisteme sürekli müdahaleler yapıldığını anlatan Işık, 1982 Anayasasında Cumhurbaşkanlığı yetkileri açısından parlamenter sistemden sapıldığını vurguladı.

"367 garabeti, parlamenter sistemin köküne kibrit suyu döktü"

Bakan Işık, 1982 Anayasasının Cumhurbaşkanına geniş yetkiler verip sorumluluk yüklemediğini belirterek, sistemin parlamenter sistem, Cumhurbaşkanı yetkilerinin ise başkan yetkileri olduğunu söyledi.

Türkiye'de geçmişte cumhurbaşkanı ile başbakanlar arasında yaşanan sıkıntılara değinen Işık, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçimindeki 367 garabetinin parlamenter sistemin köküne kibrit suyu döktüğünü kaydetti.

Milli Savunma Bakanı Işık, 367 kararı alındığı gün Türkiye'de parlamenter sistemin hukuken ve fiilen rafa kaldırıldığına işaret ederek, o dönem bunun toplumda Abdullah Gül'ün MHP desteğiyle seçilmesinden dolayı fazla tartışılmadığını söyledi.

Halkın seçtiği Cumhurbaşkanının icraata katıldığını anımsatan Işık, "Şunu da beklerdik. Şu anda 'Hayır' kampanyası yürüten CHP, keşke Sayın Kılıçdaroğlu da parlamenter sistemi güçlendirecek bir teklif hazırlasaydı da halkın önüne koysaydı. Hatta Meclis'e getirseydi, kıyaslama yapma imkanı olsaydı. Alternatifiniz var, alternatifiniz şu diyebilseydi ama maalesef ana muhalefetin böyle bir derdi yok." diye konuştu.

"Hiçbir sistem çift başlılığı kabul etmez"

2007'den itibaren çift başlı bir sistem olduğunu belirten Işık, "Hiçbir sistem çift başlılığı kabul etmez. Şu anda maalesef Türkiye'nin sistemi çift başlı bir sistemdir. 'Evet' dersek Türkiye uzun yıllardır sancısını çektiği temsilde, adalet ve yönetimde istikrarı aynı anda kazanmış olacak. Temsilde adaleti kazanacak çünkü yüzde 10 gibi bir baraja gerek kalmayacak çünkü hükümeti siz sandıkta doğrudan seçeceksiniz." ifadelerini kullandı.

Işık, yeni sistemle milletvekillerinin kentine ve yasamaya yönelik sadakatinin artacağını ifade ederek, milletvekilliğin belirlenmesinde merkez yoklamasının bu kadar keskin olarak kullanılamayacağını dile getirdi.

Bunun da demokrasinin tabana yayılmasında önemli bir işlev göreceğini savunan Işık, "Bu sistem siyasetin dilini yumuşatacak, siyasetin daha hoşgörülü bir yaklaşıma evrilmesini sağlayacak çünkü yarın ihtiyacın olacak yüzde 50'yi alamazsan, seçilemiyorsun. Bu sistem, halk iradesinin parlamentoya çok daha fazla yansımasını sağlayacak. Aslında Türkiye'de hem istikrarın sağlanması, hem de demokrasinin güçlenmesi için bu sistem, şu anda mevcut sistemden çok daha etkili olacak." dedi.

Fikri Işık, Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın, istikrarsız hükümetlerin sebep olabileceği ihmallere tahammülünün olmadığını vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Hızlı karar almak zorundasınız ve etkin uygulamak zorundasınız. İstikrarı sandıkta sağlayalım, hükümete yetkiyi verelim. Sonuçta hükümet halkın önüne gelecek. En geç 5 yıl içinde... Başarılı olursa onayı veririz 'Devam et' deriz. Başarısız olursa da değiştiririz. Türkiye'nin hem istikrarını doğrudan sandıkta sağlaması, hem de demokratik kültürünü geliştirmesi açısından biz bu değişikliğin doğru olduğunu düşünüyoruz. Gelecekte Türkiye'nin daha önce olduğu gibi treni kaçırmaması için bu değişikliklerin yapılmasının çok faydalı olacağını düşünüyoruz."

Toplantı, daha sonra basına kapalı devam etti.