İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu, FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasına karşı soruşturmasını genişletti. Soruşturmada, "kripto" diye tabir edilen ve TSK'ya sızdırıldığı belirtilen yeni isimlere ulaşıldı.
Farklı bir iletişim modeli kullanmışlar
Soruşturmayı yürüten savcılık, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ/PDY'nin TSK içerisindeki yapılanmasının "mahrem hizmetler" olarak isimlendirildiği ve yapılanmada gizliliğe azami derecede riayet edildiği, TSK içerisinde görevli terör örgütü mensubu askeri şahıslar ile söz konusu yapılanmada üst düzey faaliyet yürüten sözde sorumluları arasında deşifre olmayı engellemek maksadıyla farklı bir iletişim modeli kullanıldığını tespit etti.
Bu kapsamda, diğer örgüt mensupları tarafından iletişim amacıyla kullanılan ByLock dahil olmak üzere bilinen iletişim usullerinden uzak durulduğu, ülke genelinde ByLock kullandığı tespit edilen asker sayısının, terör örgütünün TSK içerisine sızdırdığı tahmini örgüt üyesi sayısına göre çok az olmasının bu durumu açıkça gösterdiği değerlendirildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın verilerine göre 1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle Kara, Hava, Deniz, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde toplam 212 bin 319 muvazzaf personelin bulunduğu, bu kişilerden yalnızca 3 bin 61 personelin ByLock kullanıcısı olduğu anlaşıldı.
Terör örgütünün darbe girişiminde nispeten çok az üyesini kullandığı, terör örgütüne yönelik bilinen ByLock, Bank Asya hesap açtırma-artırma, üst düzey yöneticilerle irtibat gibi bilinen kriterleri taşımayan diğer mensuplarını ikinci bir darbe girişiminde veya örgütsel başka bir faaliyette kullanmak üzere hazır olarak beklettiği değerlendirildi.
Darbe girişimi ve örgüte yönelik kriterler nedeniyle ihraç edilen veya görevden geçici olarak uzaklaştırılan askeri personelin sayısının istatiksel olarak incelendiğinde, Kara, Hava, Deniz, Jandarma ve Sahil Güvenlik Komutanlıklarından her kuvvette görev yapan uzman çavuş, astsubay, subay ve generallerin her bir rütbede en fazla yüzde 10'unun ihraç edildiği veya görevden uzaklaştırıldığı belirlendi.
Hava Kuvvetleri'ndeki bin 505 yüzbaşıdan 136'sının, 7 bin 978 astsubay kıdemli başçavuştan 129'unun, Deniz Kuvvetleri'ndeki 738 albaydan 86'sının, Kara Kuvvetleri'nde ise 3 bin 672 albaydan 386'sının bu kapsamda olduğu tespit edildi.
İtirafçı ifadelerine göre 1980'li yıllardan beri terör örgütünün TSK içerisine sızmaya başladığı, 1990'lı yıllardan itibaren sızmanın sistematik bir şekilde olduğu, örgüt mensuplarının terör örgütü elebaşı "Kaptan" Fetullah Gülen'in talimatıyla sızmaya başladığı, faaliyetlerini devam ettirdiği vurgulandı.
Sabit-kontörlü hatları kullandılar
Terör örgütüne karşı bilinen kriterlere haiz olan personel sayısının TSK içerisindeki personel sayısına göre nispeten çok az olduğu, örgütün halen TSK içerisinde bulunan ve "kripto" diye tabir olunan mensuplarının deşifre edilmesinin devletin bekası için hayati önem arz ettiği, bilinen kriterler haricinde örgüt eylemlerinin deşifre edilmesine yönelik çalışmalarda, askeri personellerden sorumlu olan yönetici düzeyindeki kişilerin, kamuya açık ve birbirinden bağımsız market, büfe ve lokanta gibi farklı işletmelerdeki sabit-kontörlü hatları kullandığı bilgisine ulaşıldı.
Kuru yemişçideki telefondan 353 askerle irtibat kurulmuş
Savcılık, yönetici düzeyindeki örgüt mensuplarının, sorumlusu oldukları ve "öğrenci" diye anılan askeri personeli, talimat vermek veya örgütsel toplantıya çağırmak amacıyla sabit hatlardan aradığı, aramanın tek yönlü olduğu, sadece sorumlu kişinin arama yaptığı ve arama sürelerinin kısa olarak gerçekleştiğini tespit etti.
İstanbul'da bu amaçla kullanılan sabit hatlardan birinin Üsküdar'a bağlı Bulgurlu Mahallesi'ndeki bir kuru yemişçiye ait olduğunu ve bu hattan çoğunlukla ardışık şekilde 353 askerle irtibat kurulduğunu tespit eden savcılık, bu kişilerden adli olarak 176'sı hakkında daha önceden işlem yapıldığını belirledi.
Savcılık, geriye kalan Kara, Deniz, Hava, Jandarma ve Sahil Güvenlik komutanlıklarına mensup 177 asker ile hakkında yakalama kararı bulunan 23 şüpheli olmak üzere 200 asker hakkında ise inceleme yaptı.
İncelemede, söz konusu kişilerden 14'ünün albay, 15'inin yarbay, 45'inin binbaşı, 27'sinin yüzbaşı, 17'sinin üsteğmen, 46'sının astsubay, 14'ünün teğmen olmak üzere 178 personelden 129'nun muvazzaf olduğu, 22'sinin ise askeri öğrenci olduğu tespit edildi.
İkinci soruşturma: TSK'ya sızdırılan 100 asker
FETÖ'nün TSK'daki yapılanmasına yönelik diğer yürütülen soruşturmada ise örgüt mensubu askerler ile bunlardan sorumlu, örgütsel olarak "öğretmen" diye tabir edilen bazı sivil kişilerin etkin pişmanlıktan yararlanmak için teşhislerde bulunduğu, kod adı alan ve örgütçe TSK içerisinde sızdırılmış olan 100 askerin tespit edildiği öğrenildi.
Bu kişilerden 90'ının, birbirinden bağımsız market, büfe, lokanta gibi işletmelerde kurulu olan İstanbul'daki 470, İstanbul haricinde diğer illerdeki 3 bin 421 hattın bir kısmıyla irtibatlarının tespit edildiği belirtildi.
Bunun üzerine kara, hava, deniz, jandarma ve sahil güvenlik komutanlıklarında görevli 100 şüpheliden 82'sinin muvazzaf olduğu 17'sinin açığa alındığı kaydedildi. Geriye kalan 18 şüpheliden 7'sinin de ihraç edildiği, 7'sinin muhtelif nedenlerle TSK'dan ayrıldığı ve 4 kişinin de darbe girişimi sonrası kapatılan askeri okul öğrencisi olduğunun belirlendiği öğrenildi.
İki soruşturma kapsamında 186 gözaltı
Her iki soruşturma kapsamında, terör örgütü mensubu olarak TSK içerisine sızdıkları anlaşılan 211'i muvazzaf olmak üzere toplam 300 asker hakkında gözaltı kararı verildi. Savcılığın, İstanbul Terörle Mücadele, Mali Şuçlarla Mücadele, Organize Suçlarla Mücadele ve Kaçakçılık Şuçlarıyla Mücadele Şube Müdürlükleri'ne eş zamanlı operasyon talimatı verdiği belirtildi. Talimat üzerine harekete geçen emniyet ekipleri, İstanbul merkezli 52 ilde operasyon düzenledi.
FETÖ/PDY ile iltisaklı olduğu tespit edilen TSK personeli hakkında, sabah saatlerinde gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda 186 kişinin gözaltına alındığı, firari şüphelilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların ise devam ettiği öğrenildi.
Kaynak: AA