Cumhuriyet ile birlikte büyüdü. Küçük bir çocukken Ata'sını heyecanla bekleyerek ona koştu, şefkatini yakından yaşadı.
Ankara'da yaşayan Saadet Yılmaz 1928 doğumlu. Yani neredeyse Cumhuriyet ile yaşıt.
23 Nisan'ın onun için çok özel bir anlamı var.
Yılmaz, Atatürk'ün çocuklara duyduğu sevginin en yakın tanıklarından.
"Atatürk çocukları çok sever, başımızı okşar, sohbet ederdi"
Saadet Yılmaz, Atatürk ile olan anılarıyla ilgili şu notları paylaştı:
"Motor sesini duyunca hemen yola çıkardık. O bizi seviyordu, biz de onu seviyorduk. Küçük çocuktuk, elimize para verdiği zamanlar bile oldu. Biz onun elini öperdik, o bizim başımızı okşardı, severdi, bizimle sohbet ederdi, konuşurdu. Gelirdi yine tekrar dururdu, yine inerdi yani inmem demezdi hep inerdi, bizi sever öyle giderdi."
"Gözleri hala gözümün önünde"
Türk milletinin bütün çocuklarını kendi evladı olarak gören Atatürk, bunu Yılmaz ve arkadaşlarına da hissettirmiş.
"Dedim 'Senin çocuğun var mı? Benim çok çocuğum var' dedi. Sonra annem, 'Onun bir tane kızı var, büyüttü, yoktu çocuğu.' dedi Ülkü. Güzel, yakışıklı, yeşil gözlü; hala gözümün önünde."
Yılmaz'ın Atatürk'ü gördüğü ve onunla konuştuğu anlar hafızasında hala taze...
10 Kasım büyük bir yas günüydü
10 Kasım 1938, milyonlar için olduğu gibi Saadet Yılmaz için de büyük bir yas günüydü.
Yılmaz o günü şöyle anlatıyor:
"Öldüğünde de otobüsün içindeydim; annem, kardeşlerim, akrabalarımız var, otobüse bindik şoför ağlıyor, biletçi de ağlıyor. Annem dedi ki 'Ne oldu, neden ağlıyorsun? Ata'mızı kaybettik' dediler, ben 10 yaşındaydım."
Atatürk'ün çocuklara verdiği değeri, en büyük armağanı "ulusal egemenlik" ile gösterdi.
Haber: Ahmet Çakıcı
Kamera: Ömer Çıttır