Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Twitter hesabından, İtalya'daki seçimlerin sonuçlarına göre hiçbir partinin tek başına iktidar olamayacağına işaret ederek, "Yeni hükümet kurulduğunda, 1946'da cumhuriyetin ilanından bu yana, son 72 yılın 65. hükümeti kurulmuş olacak. Neredeyse her yıl başına bir hükümet düşüyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ülkedeki 2013 seçimlerinde yaklaşık yüzde 25 oy alarak iktidara gelen merkez sol Demokratik Parti’nin oylarının yüzde 20'nin altına düştüğünü belirten Çelik, şunları ifade etti:
"Berlusconi'nin merkez sağdaki Forza İtalya'sı ise oyların ancak yüzde 14'ünü alabildi ve sağ ittifak içindeki lider konumunu aşırı sağcı Lega Partisi’ne kaptırdı. Hollanda, Fransa ve Almanya'dan sonra AB’nin kurucu ülkelerinden İtalya’da da merkez sağ ve sol güç kaybetti. Aşırı sağ bir ülkede daha yükselen parti haline geldi."
Çelik, sistem karşıtı Beş Yıldız Hareketi ile aşırı sağcı Lega Partisi'nin seçimlerin kazananı durumunda olduğunu aktararak, popülist Beş Yıldız Hareketi'nin de oyunu yüzde 30'un üzerine çıkararak açık ara birinci parti olduğunu kaydetti.
Aşırı sağcı, İslam ve göçmen karşıtı Lega Partisi ile İtalya'nın Kardeşleri de eklendiğinde sistem dışı ve popülist partilerin toplam oyunun İtalya’da yüzde 50’nin üzerine çıktığına işaret eden Çelik, geçmişte Berlusconi hükümetlerinde koalisyon ortağı da olan, sağ ittifakın küçük ortağı aşırı sağcı Lega Partisi'nin Berlusconi'nin merkez sağa daha yakın duran Forza Italia’sını geçerek üçüncü parti haline geldiğine dikkati çekti.
"Bir alarm durumu"
Çelik, Sağ ittifakın hükümet kurması durumunda "Fransız ırkçı Le Pen'in" tebrik ettiği Avrupa Parlamentosunda beraber hareket ettiği Lega Partisi'nin lideri Matteo Salvini'nin İtalyan siyasetinde belirleyici olacağını bildirdi. Çelik, paylaşımını şöyle sürdürdü:
"Avrupa kuşkucusu, sistem karşıtı, popülist partilerin tüm Avrupa’da olduğu gibi İtalya’da da yükselmesi bir alarm durumudur. Tüm bu aşırı sağcı, İslam ve göçmen düşmanı partiler esasında AB değerlerine karşıdır. İslam düşmanı, göçmen karşıtı ve nefret söylemi yayan siyasetlerle mücadele edilmemesi, derinden ve güçlü bir şekilde AB karşıtlığını beslemektedir. Artık şu açıktır, bir yerde İslam düşmanı, göçmen karşıtı ve ırkçı bir siyasi hareket varsa, onun ajandasındaki esas gizli gündem demokrasi düşmanlığı ve AB karşıtlığıdır."
"AB karşıtlığı yükselmektedir"
Çelik, İslam düşmanlığı, göçmen karşıtlığı ve ırkçılıkla ciddi mücadele edilmeyen her yerde aşırı sağ ve AB projesini yıkmak isteyenlerin güçlendiğini vurgulayarak, "Artık AB için içe kapanmak bir seçenek değil intihardır. AB içe kapandıkça, reformculuk değil, AB karşıtlığı yükselmektedir. AB için en temel reform, Türkiye ile bütünleşmeyi merkeze almak ve hızlandırmak olmalıdır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
10.3ºC
Ankara
