Amerika’daki “Ambargo” davası 2016 yılında Rıza Sarraf’ın ilk tutuklanma sürecinden itibaren pek çok değişikliğe uğradı. En sonunda da Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklu tek sanık olarak yer aldığı bir davaya dönüştü.
Dava dosyasında Hakan Atilla ile beraber sekiz sanığa “ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı’nı dolandırmak için kumpas kurma, Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası’nı delmek için kumpas kurma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma, bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma, kara para aklama, kara para aklamak için kumpas kurma.” suçlamaları yöneltildi.
İddianamedeki İran ambargosunu delme suçlaması, Birleşmiş Milletler’in kararlarına değil, ABD’nin kendi hukuk sisteminde aldığı kararlara dayandırıldı. Dolayısıyla, Amerika’nın tek taraflı almış olduğu ve diğer ülkeler tarafından bağlayıcı olmaya bir karar üzerinden yargılama yapılmaya başlandı.
Diğer yandan Sarraf’ın mahkeme ile anlaşarak tanık konumuna gelmesi ve ona yöneltilen tüm suçlamaların savcılar tarafından doğrudan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın dosyasına aktarılması da yeni bir kırılma noktası oluşturdu.
Davanın aktörleri
Preet Bharara, 2009-2017 döneminde Reza Zarrab’la ilgili ilk iddianameyi hazırlayan savcı. Trump yönetiminde görevden alındı. Bharara, Türkiye, Hukûmet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında açıklamalar yaptı. Zaman zaman FETÖ ilebağlantılı twitter hesaplarından gelen mesajları paylaştı.
Joon H. Kim, Bharara’nın görevden alınmasından sonra yerine bakan savcı vekili. Göreve geldikten sonra Zafer Çağlayan ve Süleyman Aslan’ı, ilerleyen süreçte ise Muhammed Zarrab, Kamelya Cemsidi
ve Huseyin Necefzafe’yi de davaya dahil edildi.
Richard Berman, Nisan 2016’da bu davaya hakimi olarak atandı. Mayıs 2014’te Türkiye’de düzenlenen ve FETÖ bağlantılı olan uluslararası bir sempozyuma katıllmış, hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmişti. Bu tavrı ile yargının tarafsızlığı ilkesi ile ilgili soru işaretlerine neden oldu.
Benjamin Brafman, daha önceleri mali suçlarla ilgili büyük davalarda yer alan bir avukat olarak bilinen Benjamin Brafman, dava çerçevesinde Reza Zarrab’ın resmi avukatı olarak yer alıyor. Brafman’a göre suçlamaların merkezinde Halkbank yer alıyor.
Mark Dubowitz ve Jonathan Schanzer, mahkeme tarafından davada bilirkişi olarak görevlendirilen Türk-İran ilişkileri konusunda uzman isimler. İki isim Mayıs 2013’te yazdıkları “Iran’s Golden Loophole” (İran’ın Değerli Yasal Boşluğu) başlıklı bir raporda bugün davanın temelinde yer alan iddialari dile getirdi. Her ikisi de İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen bir düşünce kuruluşunda çalışıyor.
Karşı argümanlar
- Halkbank’ın yaptığı tüm işlemler Birleşmiş Milletler kararı çerçevesine uygun. BM kuralları, BM üyeleri için bağlayıcı. ABD ambargo kuralları başka ülkeler için bağlayıcı değil.
- Halkbank, yasaklı bir kurum, kuruluş, ülke veya kişi ile mal veya hizmet alım-satımı gibi işlemlere aracılık etmedi.
- Soruşturmada söz konusu olan tarihlerde ABD, Halkbank’ın gerçekleştirdiği işlemleri sürekli takip etmiş ancak süreç boyunca herhangi bir müdahalede bulunmamıştı.
- Türkiye’de yasadışı yollardan elde edildiği, üzerinde tahrifat yapıldığı, bir kısmının montaj olduğu anlaşılan ses kayıtları bu davaya kanıt olarak sunuldu. Amerikan yasalarında bu tür belgelerin davalara eklenmesi ve kanıt olarak sunulması mümkün değil.
- Savcılık, elde edilen ses kayıtlarının kaynağını ya da orijinalliğini henüz kanıtlamadı. Hakan Atilla’nın avukatları ilk mahkemede dört ses kaydından birinin Hakan Atilla’ya ait olmadığını dile getirdi.
- Bu davada kullanılan argümanlar, FETÖ tarafından gerçekleştirilen 17/25 Aralık yargı ve emniyet darbesindekilerle aynı. Bu dava ABD yargı sisteminde doğmuş bir dava değil, FETÖ belgeleriyle ve FETÖ’nün iddialarıyla başlatılan, ABD’ye taşınan bir dava.
- Davada İranlı isimlerin suçlulukları iddia edililyor. Ancak İran makamlarınca yolsuzluk suçu işlediği gerekçesiyle idam kararı verilen Babek Zencani’nin davada adının “şüpheli” olarak geçmiyor.
- Almanya ve Fransa, yaptırım kararlarının uygulandığı süreçte İran’da dev altyapı projelerinin ihalelerini aldılar.
- European Banks, HSBC, BNP bankaları İran’la ticarete aracı oldukları gerekçesi ile ABD mahkemeleri tarafından cezalandırıldı. Ancak bu bankaların yöneticileri hakkında herhangi bir soruşturma yapılmadı. Herhangi bir gözaltı işlemi de gerçekleştirilmedi.