Türkiye’nin terörle mücadelede ‘kaynağında yok et’ yaklaşımını benimsemesinden bu yana özellikle sınır ötesinde ciddi terör operasyonlarına şahitlik ettik. Kimi zaman çok geniş kapsamlı bir harekat kimi zaman dar çerçeveli bir operasyon kimi zaman da bölgesel olarak atılan adımlar terör örgütüne ciddi darbeler vurdu.
Tüm bunların yanı sıra özellikle SİHA’ların etkin kullanımıyla nokta operasyonlarla da sözde üst düzey isimlere yönelik başarılı işlere imza atıldı. Son dönemde daha da artan bu tür özel operasyonlar örgütün kendini en güçlü gördüğü alanlarda dahi icra edilerek sahadaki psikolojik üstünlük de tamamen ele geçirildi.
Kamışlı oldukça hareketli
Operasyonlar çok farklı bölgelerde devam etse de son haftalarda özellikle Kamışlı başta olmak üzere Suriye kuzeyinde örgütün sözde yöneticilerine yönelik SİHA temelli hamleler arttı. Bu operasyonlar kapsamında geçmişte Türkiye’de çok kanlı eylemleri yöneten isimler de örgütün bölgedeki lojistik sorumluları da PKK’nın sözde üst düzey yönetiminin kurullarına üye teröristler de hedef alındı.
Bu süreçte Kamışlı’nın ismi öne çıkmaya başladı... Kamışlı’dan son günlerde Türkiye’ye taciz ateşleri, saldırı girişimleri arttı. Daha dikkat çekici olan ise Kamışlı’da düzenlenen operasyonlarda öldürülen isimler... Bu teröristlerin büyük çoğunluğu sözde üst düzey. Yakın bir geçmişe kadar Kandil ya da İran’a çok yakın olan ‘korunaklı’ bölgelerdeydiler. Peki, ne oldu da oralardan çıkıp Kamışlı’ya geldiler?
ABD burayı tamamen kontrolünde tutmak istiyor
Emekli Tuğgeneral, İstinye Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahri Erenel bölgeyi yakından takip eden isimlerden.
Erenel süreci, Kamışlı’nın ABD kontrolünde olduğunu, bölgenin Suriye’deki en zengin petrol rezervlerine sahip olduğunu anımsatarak anlatmaya başlıyor.
Kamışlı ile ilgili devam etmeden önce bir parantez açıp, Türkiye’nin Irak’ın kuzeyinde yürüttüğü Pençe-Kilit operasyonuna işaret ediyor. Ankara’nın bu hamlesi bölgedeki üst düzey teröristlerin ‘rahatını kaçırmış’. Kandil’de dahi kimsenin mağaradan kafasını çıkaramadığı bir noktaya gelinmesi terör elebaşları için bölgeyi güvenli olmaktan çıkarmış.
Üst düzey teröristler kendini güvende hissetmiyor
Örgütün 40 yıllık birikimiyle oluşturduğu güvenli alanların Türk güvenlik güçleri tarafından bir bir yok edildiğinin altını çiziyor Fahri Erenel. Hal böyle olunca ABD tarafı sözde yönetici teröristleri kendi kontrolü altında olan yerde toplamak istiyor.
Erenel, son dönemlerde MİT’in Kamışlı’da gerçekleştirdiği operasyonlarda sözde üst düzey isimler olmasını buna bağlıyor.
ABD Kamışlı’nın kontrolü için teröristlere ihtiyaç duyuyor
Bu noktada ilginç bir hatırlatmada bulunuyor Erenel ve geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Astana Zirvesi’ne dikkat çekiyor. Hatırlanacağı üzere, o görüşmenin ardından Türkiye, Rusya ve İran ortak bir açıklama yapıp ABD’nin Suriye’nin doğusundan çekilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
Erenel buranın bam teli olduğu görüşünde. Bu kanaatini de şöyle temellendiriyor:
“Suriye’de taşların yerine oturmaya başladığı bir sürece şahitlik edebiliriz. Ankara’nın açıklamalarını iyi okumak gerek. ABD tarafı olası bir Türkiye-Suriye anlaşmasında PKK’nın buradan gönderileceğine inanıyor. Bu nedenle mümkün olduğunca burayı güçlendirme niyetindeler. Üst düzey isimleri de burada toplamayı, onlara bir şemsiye olmayı amaçlıyor. Çünkü PKK onlar için bir aparat. Ve bu aparatın son lider kadrosunu kendi avuçları içinde tutmak istiyorlar.
ABD bunu yaparak iki temel hususu hedefliyor. Birincisi; Suriye’deki en stratejik alanlardan birinde egemenliğini korumak istiyor. İkincisi; bu bölge Irak’ın kuzeyi için de kilit önemde. Burada varlığını sürdürüp bir şekilde Irak kuzeyi için de en ideal pozisyonu almak niyetinde. Kamışlı’nın güneyinde kritik ABD üsleri var. Hava üssü de bulunuyor. Buradan vazgeçmek ABD için kolay değil.”
Teröristler Kamışlı’da da barınamaz
Doç. Dr. Fahri Erenel, son olarak MİT’in lider merkezli nokta operasyonlarının örgütün sadece bölgedeki unsurlarında değil topyekun bir çöküş yaşattığının da altını çiziyor ve ne Irak’ın kuzeyinde ne de Suriye’de tutunamayan teröristlerin Kamışlı’da da barınamayacağını ve Türk güvenlik güçleri için hedef olmaya devam edeceklerini söylüyor.