Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin görüşmelerde, milletvekillerinin sorularına ve yöneltilen eleştirilere cevap verdi.
Yargıya güvenin en iyi noktada olmasını arzu ettiklerini belirten Bozdağ, 2015 yılı verilerine göre, yargı hizmetlerinden memnuniyet oranının yüzde 50,4 olduğunu, bu rakamın önceki yıllara göre giderek arttığını söyledi.
Yargı kadar eleştirilen ikinci bir kurum bulunmadığını, yargının siyasi partilerden daha çok eleştirildiğini belirten Bozdağ, yargıya güvenin artırılması için ciddi çalışmalar yaptıklarını anlattı.
HSYK'nın ihraç kararları
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) son ihraç kararlarının özellikle yabancılar tarafından eleştirildiğini anımsatan Bozdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu yargıçların Yargıtay, Danıştay ve ilk derece mahkemelerinde önemli dosyalarda nasıl karar verdiklerinin, dosyaların Pensilvanya'ya nasıl gönderildiğinin itiraflarla ortaya çıktığını vurguladı.
Bekir Bozdağ, "milletin yargıcı" vasfını taşımayan, tarafsızlık ve bağımsızlık vasfını kaybetmiş meslek mensuplarının meslekten ihraçlarıyla yargıya güven konusunda önemli bir adım atıldığını söyledi.
HSYK'nın şu ana kadar 3 bin 698 hakim ve savcıyı görevden uzaklaştırdığını, bunların 3 bin 659'unun 667 sayılı KHK kapsamında meslekten çıkarıldığını belirten Bozdağ, bir kısmının ise daha önce ihraç edildiğini kaydetti.
Bozdağ, 198 hakim ve savcının görevden uzaklaştırma kararı kaldırılarak göreve iade edildiğini, görevlerinden uzaklaştırılıp hakkındaki incelemelerin devam ettiği hakim ve savcıların sayısının da 14 olduğunu bildirdi. Bozdağ, bu kapsamda hakkında işlem yapılan 3 bin 871 kişi bulunduğu bilgisini paylaştı.
HSYK üyelerinin, meslekten uzaklaştırma kararlarının tümünü oy birliğiyle aldığını ifade eden Bozdağ, en sağlıklı incelemeyi yapan yerlerden birinin HSYK olduğunu belirtti.
İhraçlarla ilgili büyük titizlikle, kimsenin hakkı zedelenmeden çalışıldığını anlatan Bozdağ, "Kamuoyunda 'Ben neden atıldığımı bilmiyorum' diye yapılan açıklamaların hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır çünkü herkes kendisine hangi konuda işlem yapıldığını gayet iyi bilmektedir." dedi.
Meslekten uzaklaştırmalar yarıgıda boşluğa yol açmasın diye daha önce staja başlayan hakim ve savcıların staj sürelerinin kısaltıldığını, bu kişilerin mesleğe kabullerinin yapıldığını aktaran Bozdağ, şu anda 3 bin 939 hakim ve savcının mesleğe kabul edildiğini bildirdi.
İdam tartışmaları
İdam tartışmalarına da değinen Bozdağ, Türkiye'de idamın tartışılıyor olmasının anormal karşılanmaması gerektiğini söyledi.
Bozdağ, Türkiye'nin demokratik bir hukuk devleti olduğunu, idamı isteyenler olacağı gibi istemeyenler de bulunacağını belirtti.
Herkesin görüşlerini dile getireceğini, bir tartışma ortamı yaratılacağını, sonuçta bu tartışmaların Parlamento tarafından değerlendirileceğini dile getiren Bozdağ, "AB'ye tam üyelik sürecinde, Türkiye'nin attığı adımlar son derece önemli, bu adımları atmaya elbette devam edecektir ama dışımızdaki ülkelerin Türkiye'nin içinde yürüyen bir tartışmadan rahatsız olmasını anlamakta zorlanıyorum." diye konuştu.
Erken yaşta evliliklere ilişkin düzenleme
Bakan Bozdağ, kanunun izin vermediği yaşta evlenen ailelerin mağduriyetlerinin giderilmesi için TBMM'de görüşülen kanun tasarısına bir geçici madde eklendiğini, aslında buradaki niyetin çok net, açık olduğunu vurguladı.
Konuyla ilgili büyük tartışmalar yaşandığını, bu tartışmalar çerçevesinde konunun komisyona çekildiğini anımsatan Bozdağ, "Komisyonda da yarın eklenen fıkra, madde metninden çıkarılacak ve tasarı bu fıkra olmadan yasalaşacaktır." ifadelerini kullandı.
AK Parti hükümetleri olarak erken yaşta evliliklere karşı olduklarını, bu konuda ciddi adımlar attıklarını, önemli değişiklikler yaptıklarını vurgulayan Bozdağ, "Belki de Cumhuriyet tarihinde bu alanda en önemli reformları yapan hükümet biziz." dedi.
Bakan Bozdağ, eski Medeni Kanun'da 14 yaşını bitirenlerin evlenmesine mahkeme kararıyla izin verildiğini belirterek, 2002'de yürürlüğe giren yeni kanunda 16 yaşını doldurmuş, yani 17'den gün almış kişilerin ancak mahkeme kararıyla evlenebildiğini, 18'den gün almış kişilerin velilerinin izniyle, 18'ini doldurmuş kişilerin ise kendi rızalarıyla evlenebildiklerini anlattı.
Ceza mevzuatında da bu yönde önemli düzenlemeler yapıldığını vurgulayan Bozdağ, kadın cinayetlerinde, namus saikiyle işlenen cinayetlerde ve cinsel saldırı, cinsel istismar suçlarında cezaların artırılması yoluna gittiklerini kaydetti.
Bekir Bozdağ, eski Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) cinsel suçlarda beden ve ruh sağlığının bozulması halinde cezanın artırılmasına ilişkin düzenleme bulunduğunu hatırlatarak, "Tecavüze uğramış, bir de doktora gönderiyoruz. Ruh hali bozulmuş mu, bozulmamış mı? Şimdi bunu kaldırdık. Doğrudan ruh ve psikolojik yapısının bozulduğunu yasa koyucu kabul etti ve biz artırımla konucak cezayı asıl cezaya temel cezaya yansıttık ve çocuğu koruyan önemli bir adım attık. Cinsel taciz suçunun alt sınırını 3 aydan 6 aya çıkardık." şeklinde konuştu.
Bozdağ, eski TCK'da tecavüzcü mağdurla evlendiği zaman davanın da cezanın infazının da ertelendiğini belirterek, "Tecavüzcünün evlenmesini ödüllendiren bir yasa vardı. Bu düzenlemeyi yürürlükten AK Parti hükümetleri kaldırdı ve biz bunları tarihe havale ettik. Bu düzenlemelerle beraber cezaları da artırdık. Eski ceza kanunumuz 14 yaşını tamamlamış çocuğun iradesini varsayıyordu. 16 yaşına girmemiş çocuğun iradesini geçerli bir irade saymadık." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu düzenlemeyi niçin getirdik?"
Erken yaşta evliliklerin önüne geçmek, bu konunun toplumun kanayan yarası olmaması için bu tür düzenlemeler yaptıklarını anlatan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Biz toplumumuzun içindeki bu realiteden koparsak o zaman da başka haksızlıklara yol açmış oluruz. Toplumumuzun içerisinde yer alan bir toplumsal soruna ve bu sorundan doğan mağduriyetleri ortadan kaldırmaya dönük bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyi niçin getirdik? Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararı var. Toplumdaki bu gerçekliğe dikkati çekiyor, onarıcı adaletin dikkate alınmasını istiyor. Meclisin kurduğu aile ile ilgili bir komisyonun raporunda bu konuya bir çözüm bulunması öneriliyor. BİMER'e, doğrudan Bakanlığımıza, bütün siyasi partilere ailelerin ulaştırdığı mağduriyetler var."
Siyaset yaptıklarını, bu nedenle toplumdaki sorunlara sağır kalamayacaklarını dile getiren Bozdağ, bu nedenle de bu soruna çözüm aradıklarını belirtti.
Bozdağ, şunları kaydetti:
"Yaptığımız şey, esasında Anayasa Mahkememizin, Aile Araştırma Komisyonumuzun ve vatandaşlardan gelen talep doğrultusunda bu konuya bir çözüm bulmaktır. Kesinlikle çok net söylüyorum, tecavüzcülere bir imkan vermek, evlenerek suçtan ve cezadan kurtarmak için getirilen bir düzenleme değildir. Bu düzenleme eğer yasalaşmış olsaydı, asla bir tecavüzcünün yararlanması mümkün olmayacaktı ama biz hükümet olarak toplumdan gelen her türlü eleştiri ve önerilere büyük değer veriyoruz. Bu düzenlemenin yapılması toplumun bir kesiminden yapılan bir talep, mağduriyeti çözmek içindi ama toplumumuz bu konuda farklı bir yaklaşım ortaya koyduğu için biz de milletin sesine kulak verdik ve tasarıyı komisyona çektik.
Komisyonda da tasarı metninden bu fıkra çıkacak ve eski haliyle geçecek. Eğer eski haliyle ileride siyasi partiler bu konuda geniş bir konsensüs sağlar, birlikte bir hareket yolu bulurlarsa yeniden gündeme gelebilir ama onun dışında bu konu artık kapanmıştır. Burada gerçekten iyi niyetle yapılan bir işten çok olumsuz sonuçlar çıktı, bundan da üzüntümü burada ifade etmek isterim çünkü ben adalet bakanı olarak küçük yaştaki evlilikleri savunan birisi değilim. AK Parti hükümetleri, erken yaşta evlilikleri önlemek için Cumhuriyet döneminin en önemli düzenlemelerini yapan bir iktidardır."
"FETÖ soruşturmalarında 39 bin 378 tutuklu var"
Adalet Bakanı Bozdağ, darbe teşebbüsü ile ilgili soruşturmalar hakkında da bilgi vererek, şunları söyledi:
"Darbe teşebbüsü soruşturmaları kapsamında, bunların tam ayrımı da yapılmış değil ama bin 121 gözaltı var. Yakalama kararı verilmiş ama yakalanmamış, aranan 4 bin 365 kişi var. Bunlardan 96'sı asker, 210'u polis, 1'i vali, 3'ü vali yardımcısı, 3'ü kaymakam, 4 bin 52'sinin de diğer mesleklere mensup kişiler olduğunu söyleyebiliriz. Cezaevlerinde şu anda tutuklu 36 bin 951 kişi var. Bu saydığım unvanlar içinde. Bunun 6 bin 288'i asker, 7 bin 516'sı polis, 19 vali, 75 vali yardımcısı, 57 kaymakam, 22 bin 996 da diğer olmak üzere 36 bin 951. Sonuç itibarıyla bugüne kadar haklarında işlem yapılmış kişi sayısı, şüpheli sayısı 92 bin 607; bunların tutuklananı 36 bin 951.
Hakim, savcılara gelirsek... Gözaltında bir tane hakim var idari yargıdan. Yakalama kararı verilip de aranan 285 kişi var. Arama kararı var ama bulunamamış. Bunun 30'u Yargıtay üyesi, 7'si Danıştay, 248'i de adli ve idari yargı hakim ve savcı. Tutuklu 2 bin 410 kişi var ve bugüne kadar 3 bin 698 kişi şüpheliyle ilgili adli işlem yapılmıştır. Yani FETÖ soruşturmaları hem üyelikten, hem de darbe teşebbüsü toplam olarak şu anda içeride 39 bin 378 tutuklu olduğunu ifade etmek isterim."
Bozdağ, Cumhurbaşkanı'na hakaretle ilgili uygulamalar üzerine eleştiriler bulunduğunu vurgulayarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik bir hakaret kampanyası yürütüldüğünü aktardı.
Bakan Bozdağ, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Öyle sinkaflı şeyler varki siz okurken yüzünüz kızarır. Çok ağır şeyler söyleniyor. Bunların hiçbiri düşünce açıklaması değil. Birinin ölmüş annesine, babasına, eşine, kızına, kendisine sinkaf etmek düşünce açıklamasıysa, bizim ona diyecek bir şeyimiz yok. Yok eğer bunlar bizim ceza kanunumuz anlamında suçsa ve toplumda bunları hoş görmüyorsa, bunu yapanlar yaptıkları küfürleri ifade hürriyeti olarak takdim edemezler, etmemeleri lazım. Bunu birbirinden ayırmak gerekiyor."
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığı, Ceza ve İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İş Yurtları Kurumu, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) 2017 yılı bütçeleri kabul edildi.