TBMM Genel Kurulunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile Tarım ve Orman Bakanlığının 2019 yılı bütçesi görüşmelerinde söz alan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, AİHM'in Selahattin Demirtaş için "Derhal serbest bırakılması gerekir" şeklinde karar verdiğini, ancak bunun uygulanmadığını iddia etti.
Bunun üzerine söz alan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Demirtaş ile ilgili olarak AİHM'e "milletvekilliği dokunulmazlığının kaldırılması, tutukluluğun hukukun üstünlüğüne aykırı ve keyfi olduğu, bu nedenle tutuklanmasının hukuka aykırı olduğuna" ilişkin itirazda bulunulduğunu anımsattı.
Bu itirazları, AİHM'in, "şikayetleri dayanaktan açıkça yoksun bulduğu için kabul edilemez" olarak değerlendirdiğini vurgulayan Gül, "AİHM, Türk mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuka aykırı olduğuna ilişkin şikayetle ilgili, 'Hayır, hukukun üstünlüğüne aykırı değildir, keyfi değildir' diye karar vermiştir." diye konuştu.
"Dosyanın gizliliği nedeniyle soruşturma dosyasına ulaşılmadığına" ve "tutukluluk kararına etkili bir şekilde itiraz edilemediğine" ilişkin şikayetlerin de açıkça dayanaktan yoksun bulunarak AİHM tarafından reddedildiğini belirten Gül, "AİHM, makul suç şüphesi olmaksızın tutuklandığı iddiasını da esastan inceliyor. AİHM, başvuranın suç işlendiği yönünde bağımsız bir gözlemciyi ikna edecek düzeyde, makul suç şüphesinin bulunduğunu tespit ediyor. İfade özgürlüğünün ihlal edildiği yönündeki şikayeti de incelemeye dahi gerek duymuyor." dedi.
"AİHM, Türk yargısının tutumunu yerinde bulmuştur"
Bakan Gül, şöyle konuştu:
"Avukatı hakkındaki soruşturma nedeniyle AİHM'e başvuru hakkının Türkiye tarafından engellendiği yönündeki şikayet hakkında ise 'Türkiye'nin, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirdiği' belirtilerek bu iddia dikkate alınmıyor.
'Anayasa Mahkemesinin tutukluluğun incelenmesi sürecinde yargısal denetimi yapmadığı' iddiası yerinde bulunmuyor, 'Sözleşme ihlal edilmemiştir' deniliyor. AİHM uzun, yetersiz gerekçe ile tutukluluğun devamı ve Meclis çalışmalarına katılmadığından serbest seçim hakkı ihlali, siyasi tartışma özgürlüğünü kısıtlama amacıyla tutuklamanın siyasi amaç olduğu tespitini yapıyor.
AİHM olarak bir tutuklamayı haklı görüyorsanız, 'Tutuklama yerindedir, makul suç şüphesi vardır' diyorsanız 'Bu tutuklama siyasi nedenle olmuştur' diyemezsiniz. Bu nedenle asla böyle bir şey kabul edilemez. AİHM tutuklamanın makul suç şüphesi ile yerinde olduğunu tespit etmiştir. Bu konuyla ilgili 'siyasi nedenle' denmesi kabul edilemez. O esnada yargılama devam ediyor. İç hukuk yolları tüketilmeden yapılmıştır. Dolayısıyla AİHM, Türk yargısının tutumunu yerinde bulmuştur."
Kaynak: AA