Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, özel bir televizyon kanalına konuk oldu. Burada konuşan gül gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
"Mağdurlar için çalışma yapılıyor"
Son günlerin tartışmalı konusu Çiftlik Bank hakkında konuşan Adalet Bakanı Gül,Çiftlik Bank yolsuzluğu, vakası üzerine titizlikle gittiğine belirterek, bu hususta vatandaşların daha duyarlı olması gerektiğini söyledi.
Özellikle sanal ortamlardan çok ciddi anlamda dolandırıcılığa, haksız kazanca birtakım kişilerin tevessül ettiğini gördüklerini aktaran Gül, İstanbul Anadolu Başsavcılığı ile Çiftlik Bank'ın çiftliklerinin bulunduğu yerlerin de başsavcılıklarının konuyla ilgili yaptığı soruşturmaların bulunduğunu söyledi.
Gül, bu konunun ana merkezi, şirket merkezinin İstanbul olması nedeniyle İstanbul Anadolu Başsavcılığı'nın çok ciddi şekilde soruşturma yürüttügünü dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bu konuda mağdur olan kişilerin hukuki güvenceleri, haklarını nasıl elde edilmesi gerekiyorsa bunun için her türlü çalışma yapılıyor ama bizim çok uyanık, titiz olmamız lazım. Bu gibi böyle sanal ortamlar ya da bir anda böyle türeyip de vatandaşlarımızın gerçekten o iyi niyet duygularını istismar edenlere fırsat vermemek lazım. Yani kandırılmaya hazır olursanız kandıracak kişiler çıkabilir ama hukuken kayyum hususunda diğer tedbirler ilgili kişinin uluslararası hukuk boyutuyla neler yapılabilir, bu konuda yargı mensuplarımız her türlü yönüyle gayret ediyorlar. Şikayet gelir gelmez bu kişiyle ilgili yurt dışına çıkış yasağı konuldu ancak bu konular vatandaşlarımız memnun olunca yani paralar geliyor, şikayete konu olmamış herhalde iş, ya yurt dışına çıkınca ya da sorunlar çıkınca yargıya intikal etti. Bu hususta hemen yurt dışına çıkış yasağı konduğunda da anlaşıldı ki dışarıda ama bu konuda her türlü titizlikle yine vatandaşların mağduriyetinin giderilmesine yönelik çalışmalar hem ilgili bakanlıklarımız nezdinde de devam ediyor biz de onu takip etmeye çalışıyoruz."
"Uruguay'dan geri isteyeceğiz"
Katıldığı programda Çiftlik Bank kurucusu ve CEO'su Mehmet Aydın'ı kaçmış olduğu Uruguay'dan geri isteyeceklerini belirtti.
"41 bin 434 kişi hırsızlıktan cezaevinde"
Adalet Bakanı Gül, Türkiye'de dolandırıcılıktan tutuklu ve hükümlü sayısını açıkladı.
Hükümlü sayısı 5 bin 469 kişi, hırsızlıktan cezaevinde olan kişi sayısı da 41 bin 434 kişi.
Bakan Gül, hırsızlıktan yakalananların tekrar bırakıldıklarına yönelik iddiaların sorulması üzerine, bu konuda 2016 öncesinde işlenen suçlarla ilgili infaz kanunundaki değişiklik nedeniyle öyle bir durumun söz konusu olabildiğini söyledi.
O tarihten sonra hırsızlık yapan kişilerle ilgili çok sıkı bir denetim yapıldığını ve bu kişilerin cezaevlerine girdiklerini belirten Gül, hırsızlık yaptığı tespit edilenlerin serbest bırakılmadığını dile getirdi.
"51 bin 359 kişi uyuşturucudan cezaevinde"
Bakan Gül, cezaevlerinde uyuşturucu suçlarından 51 bin 359 kişinin bulunduğu bilgisini vererek, "Cezaevlerinin neredeyse 4'te biri uyuşturucudan, hırsızlık ve yağmayı koyduğunuzda 4'te ikisi yani yarısı da bu suçlarla ilgili. Vatandaşımızın malına, mal varlığına yönelik suçlar ve uyuşturucu suçları neredeyse cezaevlerinin yarısını dolduruyor ve bu konuda asla taviz yok, asla bir zafiyete tahammülümüz yok." diye konuştu.
"Gündemde af yok"
Cezaevlerinin doluluğuyla ilgili değerlendirmesi sorulan Gül, AK Parti hükümetleri öncesi aflar ve infaz kanunundaki birtakım değişiklikler nedeniyle cezaevlerinde farklı uygulamaların olduğunu söyledi.
Cezaların yatış sürecine değinen Gül, "Diyelim ki daha önce yüzde 40'ını yatınca çıkabiliyordu şimdi yüzde 66'ya çıkartıldı birincisi bu. İkincisi cezalar çok artırıldı. Hırsızlık, uyuşturucu, suç örgütüyle ilgili daha önceki hükümler olsaydı belki daha önce tutuklu ve hükümlüler çıkacaktı. Bu konularda vatandaşımızın canına, malına, yaşam tarzına, hayat hakkına kim müdahale ediyorsa bu suçlara ilişkin cezaların artırılması, bundan kaynaklı da uyuşturucu, hırsızlık gibi mahallede vatandaşımızı hangi konu rahatsız ediyorsa bu konuda bir duyarlılık var." ifadelerini kullandı.
Bakan Abdülhamit Gül, bugün ya da yakın zamanda bir af çalışması olup olmadığına yönelik soruya, "Hükümetimizin gündeminde herhangi bir şekilde af bulunmamaktadır. Şu an itibariyle onu söyleyebilirim." dedi.
"Müebbet, ağırlaştırılmış müebbet masamızda"
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, çocuk istismarının önlenmesinin en önem verilen konuların başında geldiğini belirterek, şunları kaydetti:
"O nedenle ilgili tüm bakanlarımızla yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Çocuğun istismarını önleyecek Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tutun Sağlık Bakanlığı'na, bunların mağdur olanların adliyeye getirilmeme, çocuk izlem merkezlerinde psikolojilerini de sıkıntıya sokmadan her türlü tedbirleri konuşuyoruz. Adana'daki o vakada da olduğu gibi çocuğa yönelik istismarda cezaları arttırmak. Müebbet, ağırlaştırılmış müebbete varıncaya kadar kanun düzenlemesi de masamızda. Bu konuda her türlü tavizi asla vermeden her türlü iyileştirme ardından önleyici tedbirleri değerlendiriyoruz. Kanunda da ne gibi artışlar yapılması lazım bunları da değerlendiriyoruz. Diğer kadına yönelik şiddetle ilgili konularda da Aile Bakanlığımızla irtibat halindeyiz. Hangi adımlar atılması gerekiyorsa onları da değerlendireceğiz."
"Kimyasal hadım da gündemde"
Bakan Gül, kimyasal kastrasyon konusunun da gündemlerinde olduğunu dile getirerek, "Elbette bu konuda 'Kimyasal kastrasyon geldi, bu istismar sona erdi' gibi bir şey yok. Fakat bir kişinin bile eğer istismarını engelleyecekse bu husus mahkeme ve ilgili sağlık yetkilileri tarafından beraber değerlendirilir. İhtiyaç olursa gerekli görülürse böyle bir imkan da olsun diye masamızda ama bunu ilgili akademisyenlerle ve sağlık yetkilileriyle değerlendiriyoruz." dedi.
"İstismar ve kadına şiddet hususunda asla tolerans gösterilmemeli"
Küçük yaşta evliliği kabul etmenin mümkün olmadığını, bunun çocuğa yönelik en ağır şiddetli saldırı olduğunu ifade eden Gül, bu konularda titizlikle hem idari hem hukuki olarak çalışmalar yapıldığını, bunun hiçbir şekilde tolerans gösterilecek husus olmadığını, en ağır şekilde üstüne gidileceğini kaydetti.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın sadece mağdurun yanında değil hükümet adına davalara da müdahil olduğunu dile getiren Gül, hükümet olarak mağdurun bir daha mağdur olmasını ortaya çıkaracak nedenleri ortadan kaldırmak için gayretlerinin devam ettiğini söyledi.
FETÖ yargılamaları
Bakan Gül, FETÖ'nün silahlı terör örgütü olduğunun Yargıtay kararıyla sabitlendiğini anımsatarak, amacı anayasal düzeni değiştirmek olan FETÖ'nün yargı, asker, emniyet, bürokrasi gibi birçok yerde nüfuz ederek güç elde ettiğinin kesinleştiğini anlattı.
Türkiye'de, hem 15 Temmuz darbe girişimini yapanlar hem de örgütün üyesi olanlar şeklinde iki ana başlıkta yargılamaların devam ettiğini belirten Gül, "Birincisi fiilen katılmış darbeciler, ikincisi bu örgütün yöneticileri, üyeleri, yardım edenleri. Bu konularda asla yargı organları, yargı makamları taviz vermeksizin bu mücadeleyi sürdürüyor. Buradaki temel referans da anayasa, hukuk, adalet." diye konuştu.
"Darbeye fiilen iştirak edenler cezalandırılıyor"
"Neden böyle oluyor, bu yapmamıştı" gibi söylemlerin olduğunu ifade eden Gül, şöyle devam etti:
"Biz bunu bilemiyoruz ki. Ben dahi bilemem. Bunun kararını verecek olan ilgili savcılık ve ilgili mahkemedir. Çünkü dosya kendilerinde. Hangi deliller var biz bunu bilemeyiz. Baktığımızda mahkemeler beraat etmesi gerekenlere beraat kararı, mahkum olacaklara mahkumiyet kararı veriyor. Yanlış olduğunu düşünüyorsak, kamu adına, sizin adınıza, benim adıma savcılar itiraz ediyor. Bu yargılamalar Türkiye'de hukuk içerisinde yapılıyor. Yargılamalar bitinceye kadar herkes suçludur da diyemeyiz. Bu suçlardan yargılanan kişiler zamanında erlermiş. Gece orada bulunanlar alınmış. Öğrencilerden alınan var. Bakıyorsun hiçbir şekilde fiil yoksa beraat de ediyor. O mağduriyetler azaldı. Mahkemeler olaya karışmamışsa beraat kararı veriyor. Ama ister er, öğrenci olsun, hangi mevkide olursa olsun bir vatandaşımızın şehit olma fiiline karışmış, darbeye fiilen iştirak etmişse, hangi mevkide olursa olsun yine cezasını alıyor. Yapmamız gereken hukuka, yargıya güven. Bu konuda da olağanüstü darbe girişiminden geliyorsunuz, atipik bir terör örgütü, çok kripto, gizlilik kararı içerisinde çalışan bir örgüt. Yargı içerisinde Maocu bilinen hakimin daha sonrasında FETÖ'cü olduğu çıkıyor. Böyle bir örgütle yargı, güvenlik güçleri mücadele ediyor. Bunu titizlikle yapıyorlar. Yanlışlık, eksiklik olduğunda elbette bir üst mahkeme bunu değerlendiriyor. Şu an itibarıyla yaklaşık FETÖ'den 35 binin üzerinde tutuklu, hükümlü var. Yargılamalar ilk derecede de hızlı bir şekilde nihayete ermeye devam ediyor."
"FETÖ çok kripto bir yapı"
Adalet Bakanı Gül, Türkiye'nin en kritik yerlerinde bile hala FETÖ'cülerin gizlendiğine dair kaygı ve korku olduğuna ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"FETÖ örgütüyle mücadele konusunda her şey bitti, hepsini deşifre ettik, yargıda, askeride, güvenlik güçlerinde ya da bürokraside gibi bir rahatlık asla olmamalı. 'Bunlar deşifre edildi, FETÖ'yle mücadeleyi artık içeriye aldık, bunlarda yargılamalar yapılıyor, bitirdik' anlamında asla bir rehavete düşmemek lazım. 40 yıllık örgütten bahsediyoruz. 40 günlük, 2 yıllık bir mücadeleyle elbette sona erdirilemez. Çok kripto bir yapı. Dolayısıyla burada bir rehavete kapılmayacak ama hukuk çerçevesinde, hukuki güvence içerisinde de vatandaşına, tüm bürokrasisine de şüpheyle bakan ya da suçlayan tavır da değil. Hukuk çerçevesinde mücadeleyi elbette ilgili organlarımız sürdürecektir. Hükümetimiz de her türlü imkanı, elbette gereken tüm tedbirleri alacaktır."
"Gülen'in iadesinden umutluyum"
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iadesi konusunda yeni gelişme olup olmadığına ilişkin Gül, uluslararası hukuk, terörle mücadele kapsamında ilkeler dikkate alınacaksa Gülen'in iadesinden umutlu olduğunu söyledi.
Gül, bunların dikkate alınmasını da beklediğini ve ümit ettiğini vurgulayarak, "Ama gördüğümüz tablo, Afrin'deki tutum, Suriye'deki yaklaşım. Bu konularda iade hususundaki yaklaşıma bakıldığında meseleye hukuki değil de siyasi açıdan bakılıyor. Bu tavır devam ederse terör örgütünü koruma, işbirliği içerisinde olan bir devlet görüntüsü olacaktır. Bu bir devlet adına en düşülmek istenmeyen bir durumdur. Temaslar da devam ediyor." dedi.
Dışişleri Bakanlığı'nın çalışması kapsamında ilgili yargı mensuplarının Türkiye'ye geldiğini anlatan Gül, Adalet Bakanlığı'ndan görevlilerin de yer aldığı bir çalışma grubu oluşturulduğunu kaydetti. Gül, "Daha nasıl bir delil, nasıl bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz." kapsamında hakim ve savcıların çalışma grubunda yer alarak görüşmeler yaptıklarını, çalışmaların devam edeceğini anlattı.
Abdülhamit Gül, uluslararası iadelerde bir kişinin bir suçu kesinlikle işlediğine dair ispat gerektiği yönünde birşey olmadığını vurgulayarak, iade edilecek kişiyi alıp yargıladıktan sonra kararın verileceğini söyledi.
İade için olası makul şüphe ve nedenin yeterli olduğunu belirten Gül, Türkiye'de darbe girişimin FETÖ tarafından yapıldığına, himmet paraları, finansal ve bürokrasi ayağına ilişkin yüzlerce binlerce itiraflar olduğunu, deliller bulunduğunu anlattı.
Gül, bunun gibi delillerin Fetullah Gülen'in iadesi için ABD'ye verildiğini dile getirerek, hukukun ve sözleşmelerin gereği iadesini beklediklerini söyledi.
Tek tip kıyafet
Bakan Gül, yargılamada tek tip kıyafet konusuna ilişkin, "Bu konuda bir kanun çıktı ve Meclis'te de bu KHK'lar onaylandı. O hususla ilgili yasal düzenleme tamamlandı. Teknik hazırlıklar devam ediyor." dedi.
Adil Öksüz'ün iadesi
Adil Öksüz'ün iadesi konusuna ilişkin de Gül, "Almaya'dan iadesi hususuna mahkememizin bir kararı oldu. Bakanlığımızca iletildi, Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla. Oradan da bir hukukun gereği, uluslararası sözleşmenin gereği bir adım bekliyoruz. Henüz bize olumsuz bir şey söylenmedi, iadesini bekliyoruz." diye konuştu.
Kaynak: AA, TRTHaber