AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş'un başkanlık ettiği organizasyon heyetinin uzun bir çalışmanın ardından hazırlıklarını tamamladığı forumun ana teması "İnsanlığın iyiliği için öneriler" olarak belirlendi.
AK Parti MKYK Üyesi Ayşe Böhürler'in koordinatörlüğünde gerçekleşecek forumda ABD, Almanya, Azerbaycan, Fransa, İngiltere, Güney Afrika, Gürcistan, İtalya, Katar, Lübnan, Moritanya, Norveç, Pakistan, Rusya, Singapur, Sırbistan, Ukrayna ve Ürdün'ün aralarında bulunduğu ülkelerden konuşmacılar yer alacak.
AK Parti Genel Başkanvekili Kurtulmuş, "21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu"na ilişkin değerlendirmede bulundu.
AK Parti'nin 20 yıldır iktidarda olduğunu, icraatlarıyla da hem Türkiye'ye damgasını vurduğunu hem de dünya siyasetinde adından kuvvetli bir şekilde bahsettirdiğini belirten Kurtulmuş, "20 yıldır iktidarda olmamıza rağmen hep yeni arayışların, yeni fikirlerin, yeni tekliflerin peşinden koşuyoruz. Bu anlamda da partimizin iktidara gelişinin 20'nci yıl dönümünde, yeni birtakım fikirlerin tartışıldığı, uluslararası bir tartışma zemini olmasını arzu ettiğimiz uluslararası konferans düzenliyoruz." diye konuştu.
Dünyanın uğraştığı krizler
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın forumda bir konuşma yapacağını ifade eden Kurtulmuş, konferansın odak noktasının, insanlığın krizleri, siyasetin geleceği ve siyaset felsefesi olacağını vurguladı.
Dünyanın enerji, gıda, küresel göç ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi olağanüstü krizlerle uğraştığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Bu krizler döneminde sözü, fikri olanın, bu krizlere dayanıklı olanın daha güçlü olacağı ve sadece kendisini bu türbülanstan çıkarmakla kalmayacağı, dünyaya da yeni teklifler sunabileceği bir ortama doğru giriyoruz. Burada özellikle Türkiye Yüzyılı kavramını bir ana başlık olarak açmış ve önümüzdeki yüzyılı Türkiye açısından ve dünya siyaseti bakımından yeniden formatlamak iddiasında olan AK Parti'nin, bu krizlere karşı da cevaplar araması, geliştirmesi gerekir." ifadesini kullandı.
Liderlik şekillerinin değişmesinden dijitalin siyasetine kadar çok farklı alanlarda siyasetin pratiklerini de teorisini de değiştirecek bir döneme doğru girildiğine işaret eden Kurtulmuş, buna da hazırlıklı olmak gerektiğini vurguladı.
Kurtulmuş, özellikle toplumsal hayattaki değişimlerin yakından takip edilmesini gerektiren bir sürecin yaşandığını dile getirdi. Bütün bu konuları iki günlük konferansta ele almanın ve sonuçlandırmanın mümkün olmayacağını, sadece tartışma ve müzakere zeminini kuvvetlendirmek için böylesine önemli bir uluslararası forumu düzenlediklerini anlatan Kurtulmuş, programda çok sayıda yabancı misafirin olacağını, dünya üniversitelerinden ve araştırma merkezlerinden tanınmış bilim adamlarının da davetliler arasında yer aldığını bildirdi.
"AK Parti'nin hala dinamik bir parti olduğunu gösteriyor"
Forum kapsamında 9 ayrı oturum gerçekleşeceğini aktaran Kurtulmuş, ayrıca bir yuvarlak masa toplantısında fikirlerin tartışılacağını, son gün ise "insanlığın iyiliği için teklifler" başlığı altında daha geniş katılımlı bir yuvarlak masa toplantısıyla programın sonlandırılacağını belirtti.
Kurtulmuş, "Bunun önemli bir çaba olduğunu, Türkiye siyasetine çok ciddi bir katkısının olacağını ifade etmek isterim. Ama hepsinden önemlisi Türkiye Yüzyılı vizyonuyla son derece uyumlu ve Türkiye'yi gelecek asra taşıyacak iddiayı, iradeyi ortaya koyabilecek bir parti olarak AK Parti'nin bu kadar yıl iktidarda olmasına rağmen hala son derece dinamik bir parti olduğu, son derece dinamik zeminlerde dünyanın ve Türkiye'nin meselelerini tartışabilme cesaretine ve kudretine sahip olduğunu gösteren uluslararası bir etkinlik olacak." değerlendirmesini yaptı.
"Hepimizin ortak ödevi"
Son dönemde özellikle Avrupa siyasetinde öne çıkan ve Türkiye'de de görülen siyasetteki kutuplaştırıcı dilin forumda nasıl değerlendirileceğine ilişkin görüşlerini de dile getiren Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Forum bünyesinde bütün sorunları çözmek mümkün değil ama mesela yabancı düşmanlığı, İslam karşıtlığı, İslam düşmanlığı ve özellikle Avrupa kıtasında artan aşırı milliyetçi akımların dünya siyasetini ve özellikle Avrupa'daki merkezi siyaseti zehirlediği aşikardır. Dolayısıyla bunlara karşı bir ortak dilin geliştirilmesi zarureti var. Bu konferans bununla ilgili fikirlerin de tartışıldığı bir zemin olacak. Bu hepimizin ortak ödevi. Siyasette 'insanlığın iyiliği' sözünü onun için kullanıyoruz. Şu grubun, bu grubun, bu ülkenin değil, insanlığın ortak iyiliğini sağlayacak fikirlere ihtiyacımız var. Bu da barış dilini kullanmaktan, sorunları müzakereye dayalı, karşılıklı rızaya dayalı müzakereler yoluyla çözme becerisini kazanmaktan geçiyor. Bu konferansın böylesine bir katkısı da olabileceğini, bu yöndeki fikirleri de gündeme taşıyacağına inanıyorum."