AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, basın mensuplarına açıklamalarda bulundu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Barış Pınarı Harekatı'nda şehit ve gazilerimizin ailelerine hürmetlerimizi iletiyoruz. Tabi Türk Silahlı Kuvvetleri ile birlikte teröre karşı bu mücadeleyi veren Suriye Milli Ordusu şehitlerine de rahmet diliyor, gazilerine şükranlarımızı iletiyoruz.
"Milletimizin her bir ferdi büyük bir coşkuyla ve anlamlı bir şekilde bayramı kutlayacak"
Cumhuriyetimiz, 100'üncü yaşına doğru bütün gücüyle bütün dinamizmiyle ilerliyor. Cumhuriyetimizi kurduğumuz yıllarda ortaya çıkan olumsuz şartlar içerisinde bizi yok etmeye çalışanlara karşı tarih boyunca var olduğumuz gibi bundan sonra da var olacağımızı en olumsuz şartlarda, en zor şartlarda gösterdik. O günden bugüne cumhuriyetimiz etrafındaki gelişmeler, içerideki bir takım kırılmalar sebebiyle pek çok testten geçti. Her seferinde aziz milletimizin desteği ve yol göstericiliğiyle demokrasi, hukuk devleti ve laiklikle taçlanarak daha güçlü bir şekilde yoluna devam etti.
Yarın 29 Ekim'in yıl dönümünde bir kere daha Barış Pınarı Harekatı ile başlayan bu süreçte cumhuriyetimizi koruma ve ileriye taşıma konusundaki kararlılığımızı göstermiş olacağız. Bu vesileyle aziz milletimizin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyoruz. Bütün yakın coğrafyamızdaki mazlumlar için de kutlu bir bayramdır bu. Bizim bağımsız, hür ve güçlü olmamız bütün mazlumların da esenlik ve refah konusundaki umutlarının taze olması anlamına geliyor. Özellikle Barış Pınarı bölgesinde görev yapan kahraman Mehmetçiklerimize ve onların kıymetli komutanlarına en içten dileklerimizi, sevgilerimizi ve bayram tebriklerimizi gönderiyoruz. Kuşkusuz milletimizin her bir ferdi büyük bir coşkuyla ve anlamlı bir şekilde bu bayramı kutlayacak ama en anlamlısı Barış Pınarı bölgesinde görev yapan kahraman Mehmetçiklerimizin ve kıymetli komutanlarının kutlayacağı bayram olacaktır.
"Çok anlamlı ve çok kıymetli bir buluşmadır"
Diyarbakır'daki anneler evlatlarını istemeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde çok anlamlı bir buluşma oldu, evlatlarını Sırp katillerin saldırılarında kaybeden Srebrenitsa anneleri, Diyarbakır anneleri ile buluştu. Bu buluşma çok anlamlı bir buluşmadır. Evlatlarını katillere kaptırmış annelerin buluşması, bir kısmı evladının mezarını her sene yeni bularak Srebrenitsa'da evladının mezarına kavuşuyor. Diyarbakır anneleri de terör örgütü tarafından dağa kaçırılmış evlatlarını geri istiyorlar. Bu buluşma çok kıymetli bir buluşmadır. Bu hem bölgemiz için hem de dünya için büyük bir mesajdır. Bu buluşma Barış Pınarı Harekat bölgesinde verdiğimiz mücadelenin gerçek değerinin anlaşılması için altı çizilmesi gereken bir buluşmadır.
"Bağdadi'nin öldürülmesi terörle mücadelede bir dönüm noktasıdır"
İnsanlığa karşı suç işleyen DEAŞ lideri Bağdadi'nin öldürülmesi terörle mücadelede bir dönüm noktasıdır. Umarız bütün terör örgütlerine karşı aynı ilkeli yaklaşım devam eder. Bir terör örgütünün liderinin öldürülmesi söz konusuyken, bir başka terör örgütünün sözde liderinin ABD'ye davet edilmesinin terörle mücadele konusunda ne kadar büyük bir çelişki oluşturduğunun altını çiziyoruz.
"ABD uçakları Fırat Kalkanı harekat bölgesinden uçuş yaptı"
Türkiye, ABD unsurları ile yüksek koordinasyon içerisinde oldu. ABD uçakları Fırat Kalkanı harekat bölgesinden uçuş yaptı. Uçuş yapacaklarını bildirdikleri andan itibaren Türk Silahlı Kuvvetleri, dost unsurlar olarak terörle mücadelelerinde gerekli koordinasyonu ve yardımı sağlamışlardır. Tabi bu olay gerçekleşir gerçekleşmez, terör örgütü YPG, bu eylemi kendilerinin gerçekleştirdiği gibi bir yaklaşım içerisine girdi. Bu kara propaganda makinesi bir kere daha çalıştı
"DEAŞ'a karşı en güçlü operasyonları Türkiye gerçekleştirmiştir"
YPG/PKK'nın da DEAŞ ile işbirliği içinde olduğunu biliyoruz. Türkiye, DEAŞ ile cephede mücadele veren tek NATO ülkesidir. DEAŞ'ın yok edilmesi için ideolojik mücadele önemlidir. DEAŞ'a karşı en güçlü operasyonları Türkiye gerçekleştirmiştir. İncirlik Hava Üssü DEAŞ'a karşı mücadelede önemli rol üstlenmiştir.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik : PKK/YPG’nin de DEAŞ ile iş birliği içinde olduğunu biliyoruz.https://t.co/scvBS8RTew pic.twitter.com/3jU6Dm46t9
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) October 28, 2019
'Tüm terör örgütlerine aynı tavrın alınması gerekir'
Yaklaşık 70 bin 480 kişi Türkiye'nin giriş yasağı listesinde yer almaktadır. Bu Türkiye'nin nasıl güçlü bir mücadele verdiğini gösteriyor. Ayrıca yabancı terörist savaşçılarla ilgili olarak faaliyetlerinden şüphelenilen 7 bin 445 yabancı uyruklu kişi sınır dışı edilmiştir. Büyük havalimanları, otobüs ve tren istasyonlarındaki risk analiz birimlerimiz, yaklaşık 26 bin 500 yolcuyu kontrol etmiş, 17 bin 900 kişi sorgulanmıştır ve 8 bin 300'den fazla kişi yabancı terörist unsur olarak girişi engellenmiştir. YPG/PYD terör örgütünün varlığı DEAŞ'ı geriletmek değil, tam tersine DEAŞ'ın zemin bulmasına imkan vermektedir. Terör örgütü YPG başı sıkıştığında DEAŞ'lıları serbest bırakıyor, bunu şantaj unsuru olarak kullanıyor. Tüm terör örgütleriyle mücadele, herkesin ilkeli bir şekilde hepsine karşı aynı tavrı almasıyla mümkündür. DEAŞ'a karşı yapılan neyse PYD/YPG ve PKK'ya karşı da aynısının yapılması gerekir.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik : DEAŞ’a karşı yaklaşım neyse PKK/YPG’ye karşı da öyle olmalı.https://t.co/scvBS8RTew pic.twitter.com/EiqEPgw45V
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) October 28, 2019
"AB ülkeleri mülteciler için köprü yerine duvarlar kurmayı tercih ediyor"
Uluslararası Af Örgütü'nün mülteci raporunda, Türkiye'nin diğer ülkelerden duyarlı olduğunun altı çiziliyor. AB ülkeleri mülteciler için köprü yerine duvarlar kurmayı tercih ediyor. Yerleştirme kotalarını artırmaları gerekiyor, bu güvenli bölgede Cumhurbaşkanımızın teklif ettiği yerleşim birimlerinin kurulması için pozitif bir katkı sağlamaları gerekiyor. Türkiye'nin mülteci politikasıyla tamamen insani temelli uygulamalar hayata geçirildi. Bu insanlar sağ salim ve güvenli şekilde ülkelerine dönebilmeli. Türkiye, insanlık adına üzerine düşen yükü fazlasıyla yerine getirdi.
[Mülteci meselesi]AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik : AB ülkeleri köprü yerine duvarlar kurmayı tercih ediyor.https://t.co/scvBS8RTew pic.twitter.com/Yma7JPQhgY
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) October 28, 2019
"Türkiye, kimsenin mülteci kampı değildir"
Türkiye, kimsenin mülteci kampı değildir. Dolayısıyla (AB) yapacakları işi, bu meselenin sürdürülebilir insani standartların korunması açısından hassasiyetle ele almaları ve ciddi bir eylem planıyla önümüze gelmeleri gerekir.
[Mülteci meselesi]AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik : AB, Türkiye’yi bir mülteci kampı gibi görmesin.https://t.co/scvBS8RTew pic.twitter.com/mq8kRTjac8
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) October 28, 2019
"Türkiye'nin kültüründe etnik temizlik yoktur"
Bir takım propaganda merkezleri, iddialar gündeme getiriyor. Türkiye'nin kültüründe etnik temizlik yoktur, terörle mücadele vardır. Türkiye, provokasyonları anında dünyaya deşifre ediyor. Suriye'de demografik yapıyı sistematik şekilde değiştiren YPG'dir.
'Avrupa'da Türklere yapılan saldırılara karşı duyarlı olunmasını istiyoruz'
Avrupa'da Türklere yapılan saldırılara karşı, bütün ülkeleri, PKK terör örgütünün ve benzer terör örgütlerinin soydaşlarımızı, vatandaşlarımızı taciz etmesine karşı daha duyarlı olmaları konusunda uyarıyoruz. Alman makamlarına tedbir almadıkları için teessüflerimizi iletiyoruz.
'Çekilme sürecinin ardından, ABD'nin terör örgütüne yolladığı silahlar imha edilecek'
YPG'lilere gönderilen ağır silahların toplanması meselesi ABD'nin sorumluluğundadır. Bütün silahların toplanması meselesi ABD'nin sorumluluğundadır. Bu son derece vahim bir durumdur. Şimdiye kadar bizim tespitlerimize göre 30 bin TIR ve 4 bin 500 kargo uçağı silah bu terör örgütüne bir NATO üyesi ülke, bir müttefikimiz tarafından gönderilmiştir. Çekilme sürecinin ardından bu silahlar toplanıp imha edilecek.
[ABD’nin YPG’ye verdiği silahlar]AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik : Bizim tespitlerimize göre 30 bin TIR silah terör örgütüne gönderildi. Çekilme sürecinin ardından bu silahlar toplanıp imha edilecek.https://t.co/scvBS8RTew pic.twitter.com/J5EDJ41vT4
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) October 28, 2019
"Nasıl bir davranış ortaya çıkacağını hep beraber göreceğiz"
Sayın Cumhurbaşkanı'mıza karşı herhangi bir devlet başkanının saygı sınırlarını aşan herhangi bir mesajı kabul edilemez. Bizim için herhangi bir şekilde kayda değer bulunmaz. Ana muhalefet partisi bunu tebellüğ ediyor ama biz bunu tebellüğ etmiyoruz. Aynı zamanda Sayın Cumhurbaşkanı'mız, bir terör örgütünün liderinin ifadelerinin de mektuba ek yapılmasının doğru olmadığını belirtmiştir. Bütün bunları 13 Kasım'da muhatabıyla görüşeceğini ifade etmiştir. Nasıl bir davranış ortaya çıkacağını hep beraber göreceğiz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın hem kendisinin kişisel saygınlığı hem Cumhurbaşkanlığı makamının saygınlığı konusunda ne kadar güçlü bir duruşa, hassasiyete sahip olduğu çok net bir şekilde bilinir. Nitekim kendisine dönük olarak dünyanın her tarafından gelen Barış Pınarı Harekatı'nın yapılmamasıyla ilgili baskılar karşısında, dünyanın çeşitli yerlerinden yükselen 'tehditler' karşısında nasıl kararlı bir duruş sergilediği, herhangi bir şekilde duruşundan ve siyasetinden taviz vermediği Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını ve ilkelerimizi koruma konusunda güçlü bir yaklaşım sergilediği bilinmektedir. Kendilerinin 13'ünde ABD ziyaretinde nasıl bir şekilde davranacağını hep beraber göreceğiz. Bu kararlı duruşun ve ilkeli siyasetin bir devamı olarak bu duruş da kendisini gösterecektir.
'3 bin 600 ek göstergeyle ilgili bütnsel bir düzenleme yapılıyor'
3 bin 600 ek göstergeyle ilgili arkadaşlarımız çalışıyor bu çalışmalarda da tabi polislerimize, hemşirelerimize, din görevlilerimize, öğretmenlerimize yapılacak bir düzenleme söz konusu. Bu düzenlemede yapılacak bir takvim söz konusu, ikincisi de personel sistemindeki meslekler göz önüne alınarak yapılacak bir düzenleme söz konusu. Dolayısıyla mali bir disiplin takvimine yerleştirilerek meslekler arasındaki dengelerde yapılarak bunun yapılması bu şekilde bütünsel bir düzenleme yapılıyor bu sayın bakanımız tarafından zaten açıklanacaktır.
"Cezasızlık durumu toplumsal vicdanı olumsuz yönde etkileyecektir"
Bir defaya mahsus ceza indirimi verelim' demenin başka birtakım semptomları olduğunu geçmişteki birtakım örneklerden gördük. Bunun yerine sistem değişikliği en mantıklı, makul yoldur. Mevcut durumda bir yandan cezasızlık algısı gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. Yani birileri suç işliyor ama herhangi cezayla karşı karşıya kalmıyor, cezasızlık durumu toplumsal vicdanı olumsuz yönde etkileyecektir, adalete de uygun değildir. Aynı zamanda da cezaevlerinde de ciddi kalabalıklaşma sorunu var. Dolayısıyla cezasızlık algısının ortaya çıkmamasıyla bu kalabalıklaşma sorununu belli bir denge içerisinde çözen bir yaklaşım ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Arkadaşlarımız tarafından, geceleyin infaz, hafta sonu infaz ya da konutta infaz gibi usuller de değerlendiriliyor. Konutta infazda kadın ve yaşlılar lehine düzenlemeler yapılması için çalışmalar yapılıyor. Tabii kamuoyunun son derece hassas olduğu konu uyuşturucu, cinsel suçlar, terör ve terör örgütlü suçlarla tekrar tekrar suç işleyenlerin durumunun özellikle tartışılması gerektiğini değerlendiriyoruz. Bunlar üzerinde arkadaşlarımız 'bu dengeyi nasıl sağlarız?' diye bir çalışma yapıyor, son noktasını koymadık.
Kaynak: TRT Haber, AA