İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, iddiaya göre, Gazze'de öldürülen çocuk sayısının 2 bin 500'ü geçtiğini, insanların aç susuz olduğunu belirterek, "İnsani yardım konusunda da sınıfta kaldılar." ifadesini kullandı.
İyi Parti olarak Sosyal Politikalar Başkanlığınca başlatılan bir yardım kampanyasını devam ettirdiklerini aktaran Akşener, bir uçak kiralayarak Gazze'deki insanların yardımına koşmaya gayret ettiklerini söyledi.
Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"22 Müslüman ve Arap devleti, bütün Müslüman devletler, her biri Gazze'yi iç politikanın bir meselesi haline getirip gökyüzüne bakıp ıslık çaldıkları için kahrolsunlar, onları Allah cezalandırsın inşallah. Orada insanlar aç, insanlar sefil ama buna karşılık bol bol hamaset, iç politika malzemesi. Bu dünyaya ibret bir meseledir. Buradan sesleniyorum, katil Netanyahu'nun yanında duranlar, dünyanın bütün devletleri, dünyanın demokrasi şampiyonları derhal bu haksızlığa, derhal bu soykırıma, derhal bu zalimliğe, derhal bu mezalime son verin. Yazıktır, günahtır."
"Geleceğiniz varsa göreceğiniz de vardır"
"Büyük Filistin Mitingi"ne de değinen Akşener, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'yi yönetenlere sesleniyorum, miting yapmak güzeldir, ona itirazım yok. Keşke bir hafta evvel, bir hafta sonra yapsaydınız, hepimizi çağırsaydınız. Türkiye, bir ve beraber olup sesini haykırsaydı. Bu ülkede bir tarafı ile bizi ABD'nin, İsrail'in yanında konumlandırmaya çalışan ahmaklar, bu ülkede sizin yönetiminizde Uygurları söylediğim, dünyayı harekete geçirdiğim ve geçirmeye devam ettiğim, onların sesi olduğum için Çin Büyükelçisi tarafından tehdit edilen tek kişi benim. Ne yaptınız bu ülkeyi yönetenler? Gökyüzüne baktınız, ıslık çaldınız. Yuh olsun. Bugün tekrar İsrail elçisi tarafından hakaretamiz bir söylemle karşılaşan tek lider benim. Cevabı, Dış İlişkiler Başkanımız tarafından misliyle verilmiştir. Bizim için vız gelir, tırıs gider. Ecel ne bir nefes evvel ne bir nefes sonradır. Nefesimiz bitecekse elbette Cenabıhak birilerini vesile kılacaktır. Ama buradan sesleniyorum, geleceğiniz varsa göreceğiniz de vardır."
Akşener, Müslüman dünyasına üzerine düşeni ailesiyle birlikte şehit vererek yapmış bir ailenin kızı olarak korkutulmasının mümkün olmadığını ifade ederek, "Yabancısı, yerlisi...'Hadi oradan' der, yolumuza devam ederiz." dedi.
Dün arkadaşlarının, Filistin Büyükelçisi'ni ziyaret ettiğini anlatan Akşener, "Yardımlarımızın, tutumumuzun, gayretimizin devam edeceğini söylemek istiyoruz. Biz lafla peynir gemisi yürütmüyoruz. Biz dantelli çarşaflar giyip, masa örtüleri giyip Mehmetçiği Gazze'ye göndermiyoruz. Biz üstümüze düşeni yapmaya gayret eden bir muhalefet partisiyiz." şeklinde konuştu.
"Birilerine kazandırmak ya da kaybettirmek için değil"
Akşener, İyi Partiyi milletin kurduğunu, kendilerinin sadece tabelayı astığını dile getirerek, "İYİ Partiyi, bundan tam 6 yıl önce yozlaşmış bir iktidarla, tükenmiş bir muhalefet arasına sıkıştırılan milletimize nefes aldırmak için kurduk." ifadesini kullandı.
Milletin, Türkiye'deki siyasi anlayışın topyekun değişmesini istediğini belirten Akşener, bu haklı talebe kayıtsız kalamayacaklarını, üç maymunu oynayarak ucuz siyaset yapamayacaklarını söyledi.
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumun demokrasi krizi olduğunu ileri süren Akşener, şöyle devam etti:
"Yeni bir düzen kurulmadan da bu krizin aşılması mümkün değildir. Biz o yeni düzene giden yolu açıyoruz. Bu yeni yolun ilk adımı olarak aynı hataları tekrarlayarak yeni sonuçlar beklemenin beyhude olduğunun bilinciyle önümüzdeki seçimlere, hür ve müstakil olarak, tek başımıza giriyoruz. Birilerine kazandırmak ya da kaybettirmek için değil."
"Cumhuriyet'i bir siyasi parti kurmamıştır"
Cumhuriyet'in, bir büyük destanın, zaferin ve mücadelenin şanlı sonucunun yüzüncü yılı olduğunu vurgulayan Akşener, "100 yıl önce bin bir zorlukla kurulan Cumhuriyet'imizi ve değerlerini yaşatabiliyor muyuz? Türk siyasetinin içinde bulunduğu mevcut durumda Cumhuriyet'e, gerçekten sahip çıkıyor muyuz?" diye konuştu.
İyi Parti Genel Başkanı Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Maalesef hayır. Bir taraf, Cumhuriyet'e karşı, acayip bir alerji duyuyor. 29 Ekim'in kutlanmasından bile rahatsız oluyor. Cumhuriyet'imizi ellerini, kollarını bağlayan bir pranga, aşmaları gereken bir engel olarak görüyor. Bu yüzden 'narkoz odası, devre arası' olarak nitelendirip her fırsatta nefretini dışa vuruyor. Hatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün olmadığı bir Cumhuriyet resmi çizecek, alternatif bir Cumhuriyet hikayesi yazacak kadar da yoldan çıkıyor.
Diğer taraf ise Cumhuriyet'e ve değerlerine sadakat duygusuyla değil, sahiplik hissiyle hareket ediyor. Cumhuriyet'i kendi tapulu mülkü gibi görüyor. Her cümlesine 'Cumhuriyet'i biz kurduk.' diyerek başlayıp, şahsi hırslarına, çıkarlarına ve hatalarına meşruiyet kazandırmak için Cumhuriyet'i kullanıyor. Cumhuriyet'i bir siyasi parti kurmamıştır. Cumhuriyet'i, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün liderliğinde topyekun olarak yüce Türk milleti kurmuştur."
Demokratik Milli Yükseliş Beyannamesi
Hazırladıkları ve 8 prensibe dayanan "Demokratik Milli Yükseliş Beyannamesi"ne ilişkin de bilgi veren Akşener, beyannamenin içeriğiyle ilgili, "Askeri ve jeopolitik güçler arasında etkin olacak küresel dengelerin kurucusu ve kollayıcısı olarak Türk Barışı'nı egemen kılacağız. Sanayide sektörel milli şampiyonlar çıkartacak, Türkiye'yi öncelikle bölgesel bir güç haline getireceğiz." ifadelerini kullandı.
Akşener, daha sonra sahneye çıkan çocuklarla bayrak sallayarak İzmir Marşı'nı söyledi.
Bu arada salonda platformun bulunduğu alandaki ekranda "Cumhuriyet'in 100. Yılı Kutlu Olsun." ifadesi yer aldı.