Çok Bulutlu 8.6ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
AA 03.11.2021 13:55

Akşener: HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz

İyi Parti Genel Başkanı Akşener, " Biz aylardır ne söylüyoruz; 'HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz' diyoruz. 'HDP, PKK ile arasına mesafe koymalıdır' diyoruz." ifadelerini kullandı.

Akşener: HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, Türkiye'de kadın olmanın zor olduğu günlerden geçtiklerini, her gün bir kadının yaşadığı zorluklarla mücadele ederken hayatını kaybettiğini kaydetti.

Bu yüzden bıkmadan usanmadan, "İstanbul Sözleşmesi yaşatır" diyeceklerini vurgulayan Akşener, şöyle devam etti:

"Hayat kurtaracağını bildiğimiz için 'yaşatır' diyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi, adım adım 'geliyorum' diyen cinayetleri önleyici bir sözleşmedir. Şiddet tehdidi altındaki kadınların etrafına koruma kalkanı oluşturan bir sözleşmedir. Şiddete meyilli olanları toplumdan ayıklayıp kadınları sakınan bir sözleşmedir. Tam olarak uygulanmış olsaydı şimdiye kadar yüzlerce kadını şiddetten korumuş olacak olan sözleşmedir. Ama ülkeyi yönetenler hiç utanmadan ve zerre sıkılmadan İstanbul Sözleşmesi'ni yırtıp attılar. Bu ülkenin kadınları yerine birkaç Taliban kafalının aklına uymayı tercih ettiler. 21'inci yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti'ni yöneten şu zihniyete bakar mısınız?"

Akşener, iktidarın, uzun zamandır "destansı başarısızlıklarının" sorumluluğunu üstlenmek yerine üzerini kapatmak için uğraştığını, bunun için de en kolay yolu seçtiğini, hemen suçlayacak birini bulup nefret diline ve kutuplaşmaya sığındığını savundu. Akşener, "Gün geliyor geçmişi, gün geliyor bürokratları, gün geliyor muhalefeti suçluyor. Hatta gün geliyor hızını alamayıp milletimizi bile suçluyor. Ancak başarısızlıklarıyla yüzleşmeyi ve gerçekleri görmeyi ısrarla reddediyor. Bu garip bakış açısının duayen ismi Sayın Erdoğan, sarayında uçan Türkiye masallarıyla oyalanırken Türkiye'nin gerçekleri karşısında sesini çıkartan herkes ya yalancı ya terörist ya da hain ilan ediliyor. Ama biz artık şerbetlendik. Artık bu dümenleri tanıyoruz. Biz bu utanmazlığı artık ezbere biliyoruz. Dün 'milletin adamıyım' diyenlerin bugün millete nasıl sırt çevirdiğini tüm çıplaklığıyla görüyoruz. Onun için de artık şaşırmıyoruz." ifadesini kullandı.

"Siirt'teki Kürt'ün gündemi yokluk ve yoksulluk"

Siirt ve Batman'daki gezilerine değinen Akşener, Siirt'te bir vatandaşla yaşadığı "Kürdistan" diyaloğunu hatırlattı.

Akşener, AK Parti ve küçük ortağının, kendilerinin milletle temasımızdan çok rahatsız olduğunu öne sürerek şunları kaydetti:

"Millet bizi çağırıyor, onları da doğal olarak kaşıntı tutuyor. O nedenle bizim bu ziyaretlerimizi, kendilerince baltalamak için her yolu deniyorlar. Gün oluyor, Cengiz İnşaat çalışanlarına para verip slogan attırıyorlar. Gün oluyor esnafa önden insan yerleştirip, propaganda yaptırıyorlar. Hatta gün oluyor, bizimle konuşan vatandaşlarımıza bile tebelleş oluyorlar. Havuz medyası da bunları çekebilmek için ortamda hazır bulunuyor. Yalnız bu sefer değişik bir şey oldu: Siirt’te her zamanki AK Parti atraksiyonunun dışında bu defa da bir HDP çalışanı ziyaret ettiğimiz bir esnafa gelip 'Burası Kürdistan' dedi. Birden İçişleri Bakanı ve küçük ortak mensupları şoke olmuş bir biçimde feveran etmeye başladı. Neymiş? Nasıl olur da 'burası Kürdistan' dermiş. Neye şaşırıyorsunuz muhteremler? Söylesenize, neye şaşırıyorsunuz? Bu kişi, bir HDP çalışanı. Biz aylardır ne söylüyoruz; 'HDP'yi PKK'nın yanında konumlandırıyoruz' diyoruz. 'HDP, PKK ile arasına mesafe koymalıdır' diyoruz. 'Kürdistan' söylemi kimin; terör örgütünün. Dolayısıyla bu durumda bizim açımızdan şaşırtıcı bir şey yok. Ama işin asıl acınası tarafı ne biliyor musunuz? Cumhur İttifakı mensupları, sırf bize sallayacaklar diye PKK'nın ajandasını Türkiye'nin gündemine taşıdılar. Cumadan beri Kürdistan aşağı, Kürdistan yukarı."

Akşener, Siirt'teki Kürt'ün gündeminin; yokluk, yoksulluk ve işsizlik olduğunu ancak iktidarın bu konuları konuşmak yerine terör örgütü PKK'nın elebaşının gündemini konuştuğunu savundu.

"Terör örgütünün değirmenine su taşımaktan vazgeçilsin"

Batman'daki vatandaşın, geçim derdinde olduğunu ancak iktidarın hamaset peşinde koştuğunu ileri süren Akşener, "Yazıktır, günahtır. Cumadan çarşambaya kaç gündür PKK'nın gündemini konuşan iktidar mensupları ve PKK'lıların söylemini gündeme getiren iktidar mensubu yöneticileri var. Böyle cıvıklığa, akılsızlığa inanmıyorum. Sayın Bahçeli'yle, Abdullah Öcalan arasındaki mektup arkadaşlığını zaten biliyorduk. Sayın Soylu'nun da bu sistemin bir paydaşı olduğunu bu olayla öğrenmiş olduk. Bu vesileyle bu arkadaşları terör örgütünün değirmenine su taşımaktan acilen vazgeçmeye ve PKK'nın değil, milletimizin gündemini konuşmaya davet ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Aynı saygı bana ve partime gösterilmiyor"

MHP'den ayrıldığını hatırlatan Akşener, ayrıldığı partinin fikrine ve mensuplarına duyduğu saygıdan dolayı hiç kimseye saygısızlık yapmadığını ancak aynı tavrın kendisine ve partisine gösterilmediğini söyledi.

Akşener, "Bu arkadaşlar, verdiğim cevabı yeterince sert bulmamış. Vah vah, çok üzüldüm gerçekten. Bir şeyin açıkça bilinmesini istiyorum. Onlar, istedikleri dümeni çevirsinler. Biz milletimizle buluşmaktan vazgeçmeyeceğiz. Onlar, istedikleri kadar olay çıkartsınlar. Biz Siirtlinin, Batmanlının derdini konuşmaya devam edeceğiz. Onlar, istedikleri kadar milletimizi bölmeye çalışsınlar. Biz birleştirmeyi sürdüreceğiz. Onlar, istedikleri hamaseti yapsınlar. Biz, bu memlekette Kürt'le Türk'ün karşı karşıya getirilmesine paydaş olmayacağız. Kimse kusura bakmasın." dedi.

Siirt ve Batman'da esnafın kendisine ilettiği şikayetleri anlatan Akşener, bölgede kuyumcuların, altınlarını satmak yerine kiraya vermeye başladığını öne sürdü.

Akşener, "Daha önce evini geçindirmek için alyansını satanları, 1974'ten kalma altınlarını bozduranları, çocuğuna bayram yaşatmak için küpesini satan anneyi duymuştuk. Şimdi de insanlarımızın altın kiralamaya başladığını öğrendik. Milletimize bunları layık görenlere yazıklar olsun." diye konuştu.

"Hükümet kuraklığı bahane gösteriyor"

Akşener, iktidarın, üretime devam eden çiftçilere salgın döneminde bile sahip çıkmadığını, tarım politikasının adeta bir tutarsızlık politikasına dönüştüğünü ileri sürdü.

Fındıkta hükümetin açıkladığı 26,5 liralık fiyatın, üreticinin maliyetinin bile altında kaldığını ifade eden Akşener, sadece fındıkta değil; buğday, arpa, mercimek ve nohut için de aynı şeylerin geçerli olduğunu, hükümetin kuraklığı bahane olarak gösterdiğini savundu.

AK Parti iktidarı döneminde 2015'ten beri ihraç edilen şekerden daha fazlasının ithal edilmeye başlandığını iddia eden Akşener, "İktidardakilere seslenmek istiyorum: En son devlete ait TÜRKŞEKER'e kesilen ceza var, bilmiyoruz sanmayın. Girdi maliyetlerindeki artış yüzünden fiyatlar artmasın diye TÜRKŞEKER'in zam yapmasına engel olarak ne yapmaya çalışıyorsunuz? Pancar Kooperatifleri’ne ait olan şeker fabrikalarını da batırmaya mı çalışıyorsunuz?" sorularını yöneltti.

Çiftçilerin sorunlarını anlatan Akşener, konuşmasının bir bölümünde Osmaniye'de çiftçilik yapan Vedat Çetin Kaya adlı bir çiftçiyi kürsüye davet etti.

Kaya'nın konuşmasından sonra sözlerine kaldığı yerden devam eden Akşener, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi.

İyi Parti Genel Başkanı Akşener, sözlerine şöyle devam etti:

"Sayın Erdoğan, geçen senenin sonunda ekonomi reform paketini açıklarken akıl ve sağduyu gibi, fiyat istikrarını da bir kenara koyduklarını söylemişti. Peki o günden bu yana ne oldu? Merkez Bankası Başkanı görevinden alındı, Hazine ve Maliye Bakanı'nı uzun süredir gören yok, enflasyon da aldı başını gidiyor. Ama hakkını yemeyelim. Dünyada bu akıl dolu stratejiyi uygulayarak 'fiyat istikrarını bir kenara koyuyoruz' diyen, başka ülkeler de var. Mesela, Venezuela, Arjantin, İran, Sudan, Lübnan ve Surinam, Zimbabve, Etiyopya ve Angola. Listenin güzelliğine bakar mısınız? Her ülke, ekonomide başlı başına bir başarı hikayesi. İşte size büyük ekonomist Sayın Erdoğan'ın ekonomi vizyonu. İşte size AK Parti'nin ülkemizi soktuğu bir başka övünülesi liste. Kıskananlar çatlasın. Sayın Erdoğan, görüyorum ki okulda bazı branş derslerini belli ki kopyayla geçmişsin."

Bu arada konuşması sırasında terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'dan bahsederken "Sayın" ifadesi kullanan Akşener, daha sonra salonda bulunanlardan gelen uyarılar üzerine, bu hitaptan dolayı özür diledi. Akşener, terör örgütü elebaşına böyle bir ifade kullanmayacağını, bunun sehven olduğunu belirtti.

Akşener, İyi Partiye katılanlara, parti rozetlerini taktı.

Sıradaki Haber
Trabzon-Diyarbakır arasında uçak seferleri başladı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz