İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Trabzon'un Yomra ilçesinde vatandaşlarla buluştu.
Akşener, İkisu Mahallesi'ndeki kahvehanede bir araya geldiği vatandaşların taleplerini dinledi, sorularını yanıtladı.
Vatandaşlardan birinin "Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde 6'lı masada yaşanan gelişmeleri" sorması üzerine Akşener, şöyle konuştu:
"Arkadaş, 6 kişi oturuyoruz, konumuz şu, biz o gün adayın nasıl yöntemle seçileceğini konuşmak için oturmuşuz. Bir baktık aday ismi konuşuluyor. Buna itiraz ettim, dedim ki 'Biz adayın seçilme yöntemini konuşacaktık. Onun için ben kimseyi de incitmek istemiyorum.' Sonuç itibarıyla 5 arkadaşımız Kemal Bey'i söyledi. Ben de sizin istediğiniz 2 kişiyi söyledim ve dedim ki, tamam Kemal Bey'in de adı olsun, başkaları varsa onlar da olsun, bu iki arkadaşımızın da ismi olsun."
Akşener, araştırma yaptırıp çıkacak sonuca uymayı önerdiğini anlatarak, "Dedim ki 'Ortalaması kimse onun arkasında duralım ve itiraz etmeyelim. En fazla bir haftalık süreç bu.' Bana dendi ki orada, bunu geçen gün Ali Babacan Bey de söyledi, 'Siz istemiyorsanız 5 kişi olarak imzalayalım, siz gidebilirsiniz.' Dolayısıyla 'peki' dedim. O zaman hem Ali Babacan hem de Sayın Davutoğlu dediler ki 'Yok yok.' Yani 'Yıkıp dökmeyin.' Ondan sonra tekrar bu konuyu arkadaşlarla tartışıp bir yetki almak üzere geri döndüm. Benim her işim açıktır, zaten gizli iş yapamıyorum ki ortaya çıkıyor" dedi.
Akşener ile karşılıklı oturan vatandaşın "O masadan kalktınız takdir ettik sizi ama keşke geri dönmeseydiniz" ifadeleri üzerine Akşener, "Özür dilerim, keşke. Şimdi ki aklım olsam katiyen yapmazdım. Ama oldu işte. Onun için kendi başımıza gidiyoruz" dedi.
Yaşanan bu gelişmelerin ardından arkadaşlarının, bir daha masaya oturmamasını istediğini dile getiren Akşener, şunları kaydetti:
"Sonra gece hem İmamoğlu hem de Sayın Mansur Yavaş evime 02.15'te geldiler. İkisine de son kere sordum, 'Sen aday olabilir misin, sen aday olabilir misin?' 'Hayır' dediler. Bunun üzerine bir teklif yapıldı. O teklif de şu, normalde genel başkanların hiçbiri olmayacak. Yani başkan yardımcısı ikisi olacak. Bu çok uygun bir şeydi. Bununla kazanma ihtimali yüksekti. Sonra bir kağıt yazdık, gizli saklı değil. Ben geldim tekrar topladım arkadaşları, ortak hazırladığımız yazıyı okudum arkadaşlara. O iki belediye başkanı arkadaşa da 'Kemal Bey'in bilgisi var mı?' dedim, 'Var' dediler.
Ben o yazıyı okuyunca 3 kişi hariç arkadaşlarım, 'Masaya tekrar dön' dediler. Şimdi buradaki halime bak, yazık bana da. Sonra döndük otele gittik, iki belediye başkanı, ben, Kemal Bey yüz yüze 'Tamam' dedik. Bunun üzerine masaya gittik, ben kağıdı imzalayacağız zannediyorum, önce bir arkadaş, sonra Sayın Babacan dedi ki 'Bizim bundan haberimiz yok.' Ben masanın haberi var zannediyorum. Ondan sonra burada bana 'Aklın yeni mi başına geldi?' diyebilirsin. Sorguladığım yer burası kendimle ilgili."
Akşener, konuya ilişkin açıklamasını, elini kafasına vurarak, "Hani şu hareketi yapasım var kendime" sözleriyle tamamladı.
"2023'e geldiğimizde gördük ki bizim gayretlerimizin sonucu yok"
28. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde 44 milletvekili çıkardıklarını anımsatan Akşener, "Biz başarılı mıyız? Hayır ama öldük mü? O da hayır. Ölmedik devam ettiriyoruz ama başarılı değiliz. Bu netlikte konuşalım." ifadelerini kullandı.
Meral Akşener, şöyle devam etti:
"Fakat şöyle bir durum var. AK Parti kazanır-kazanmaz kısmı ayrı, ama biz AK Parti'yi yenmek üzere bir teklif götürdük 2019'da CHP'ye. Hatta Sayın Bakan'ım (Koray Aydın), ben randevu aldım Kemal Bey'den, gizli bir şekilde görüştüler, teklifi biz götürdük. Hedefimiz İstanbul ve Ankara'ydı. Çünkü İstanbul ve Ankara alındığında 2023'te Cumhurbaşkanlığını kazanır ve bu garip, acayip sistemi ortadan kaldırırız diye. 2023'e geldiğimizde gördük ki bizim gayretlerimizin sonucu yok. 'İstanbul'u alan Türkiye'yi alırdı', Tayyip Bey diyordu ve nitekim öyle olmuştu. Normal şartlarda bizim için de öyle olacaktı.
Soru şu, iki belediyeyi aldık, ikisi de gerçekten Türkiye'de yaşayan herkesin teveccühünü kazandı. Şimdi, millet istedi ben değil ya. Her bir vatandaş ve her bir kul gibi o görevi ben isterim, sizin beni istemenizi isterim. Ama onları istediniz. Oldu mu? Olmadı. Şimdi demek ki sürekli birilerine yardımcı olmak bu sistemin değişmesine sebep olmuyormuş. Sürekli biz, destekle baba destekle, sonuç Cumhurbaşkanlığında Sayın Erdoğan oturuyor, AK Parti oturuyor. Ondan bahsediyorum. Bunu doğru anlatabilirsek birbirimize buradan Türkiye kazanır. Mesele biz değil."