AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, "Bu anayasa değişikliğiyle bürokrasi hızlanacak, işler hızlanacak, hizmetlerin engellenmesinin önüne geçilecek ve verilen vaatler birer birer gerçekleşecek." dedi.
Başbakan Yıldırım, Atatürk Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Sakarya İl Danışma Meclis toplantısına telefonla bağlanarak buradakilere hitap etti.
Toplantının hayırlara vesile olmasını dileyen Yıldırım, "Orada olamasam da bu ekrandan heyecanınızı görüyorum ve heyecanınıza katılıyorum. Değerli kardeşlerim, önümüzde bir referandum süreci var. Bu referandum sürecinde AK Parti teşkilatları, mahalle temsilcisinden, en üst yöneticisine ve genel başkanına varıncaya kadar büyük bir heyecanla vatandaşla buluşmaya hazırız. Sakarya teşkilatı, nisan ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değişikliğine yönelik halk oylamasına hazır mı? 'Evet, evet, evet' AK Parti sandığın ne anlama geldiğini en iyi bilen siyasi haraket." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım bugüne kadar kurulan 11 sandıktan yüzlerinin akıyla çıktıklarını ve millete karşı mahcup olmadıklarını söyledi.
Nisan ayında yapılacak halk oylamasının bir genel seçim olmadığını işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu sadece ve sadece 2007'de başlattığımız yarım kalan işin tamamlanmasıdır. 2007'de AK Parti cumhurbaşkanlığı seçimini mecliste yapamadı. Neden yapamadı? Ana muhalefet partisi bir 367 icadı çıkardı ve vesayet odakları o gün AK Parti'ye cumhurbaşkanı seçtirmedi. Akılları sıra bir başarı yakaladılar.
AK Parti her zaman sorun çözümsüz hale geldiğinde adres olarak milleti gösterdi. O gün de dedik ki, 'eğer milletin vekilleri olarak bize cumhurbaşkanı seçtirmezseniz biz de milletin kendisine gideriz.' Asıl gelince vekilin hükmü olmaz. 21 Ekim 2007'de cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi için bir halk oylaması yaptık. Bu referandum yüzde 70'e yakın bir oranla halk oylamasıyla kabul edildi. Bunun ilk uygulamasını da 10 Ağustos 2014'te Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı seçerek gerçekleştirdik. Gerçek anlamda cumhurun başkanı, halkın başkanı cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan göreve başladı."
Başbakan Yıldırım, milletin kendisi tarafından seçilen cumhurbaşkanının ona göre yetki ve sorumluluklar olması gerektiğini aktardı.
'Verilen vaatler birer birer gerçekleşecek'
Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:
"TBMM'de yaptığımız, 20 Ocak'ta MHP ile uzlaşarak geçirdiğimiz anayasa değişikliği esasen cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini öngörüyor. 2007'de cumhurbaşkanının halk tarafından doğrudan seçilmesini uygun olarak yapılan bir değişikliktir. İşi abartıp rejim değişikliği, Türkiye'nin ölüm kalım meselesi gibi kanırtmaya çalışmak halkın iradesine, halkın kararına karşı sadakatsizliktir, saygısızlıktır. Ana muhalefet partisinin de yaptığı şey kafaları karıştırmak ve Türkiye'nin geleceğe, aydınlık yarınlara yol almasını sağlayacak bu tarihi değişimi, dönüşümü gölgelemektir. Asla başaramayacaklar. Bu getirilen sistemle 'Meclis etkisiz hale getiriliyor, cumhurbaşkanlığı tek karar verici hale getiriliyor.' gibi gerçekle bağdaşmayan tamamen maksatlı bir takım söylemler var. Bu değişiklik mecliste enine boyuna tartışıldı. Ortaya çıkan şey şudur; Şu anda cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile cumhurbaşkanının yetkileri değişmiyor, halkın verdiği mevcut anayasadaki yetkileri kullanıyor. Ne değişiyor? Vatandaş doğrudan hükümeti sandıkta seçiyor. Yani önce meclisi seçmiyor. O seçtiği meclisten bir hükümet çıkmıyor. O sandıkta ülkeyi 5 yıllığına yönetecek hükümeti de direkt seçiyor. Esasında olan budur.
Burada cumhurbaşkanını icranın başı olarak seçmesi dolayısıyla cumhurbaşkanı da kabinesini oluşturacak, yardımcılarını tayin edecek ve ülkeyi 5 yıllığına yönetecek. Bu anayasayla değişikliğiyle bürokrasi hızlanacak işler hızlanacak, hizmetlerin engellenmesinin önüne geçilecek ve verilen vaatler birer birer gerçekleşecek. Bütün bunları yaparken cumhurbaşkanının ihtiyacı olan mevzuat düzenlemeleri var. Bunu da cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yapacak. Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin özelliği şu; bugün nasıl bakanlar kurulu kararı varsa o sistemde de cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde de durum budur. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi; bakanlıklar kurulması, bakanlıkların sayısının azaltılması, üst kademe yöneticilerin, büyükelçilerin atanması ve hükümetin ihtiyacı olan kurumların kurulup kapatılması. Yani bir kanun varsa bir konuda, o konuda kararname çıkarılamayacak."
Çelişki olduğu sürece geçerli olanın kanun olacağını vurgulayan Yıldırım, "Cumhurbaşkanlığı kararnamesi geçersiz olacak. Artı, cumhurbaşkanlığı kararnamesini meclisin anayasa mahkemesine götürme hakkı olacak. Ayrıca sistem, meclisle cumhurbaşkanlığı seçiminin aynı anda yapılmasını öngörüyor. Aynı gün iki sandık kurulacak, birinde cumhurbaşkanı seçilecek diğerinde ise meclisin yetkilileri, milletvekilleri seçilecek. 5 yıl süreyle artık seçim konuşulmayacak. Ülkede hizmetler yapılacak. Meclis, hükümetin ihtiyacı olan düzenlemeleri yapacak, halkın ihtiyacı olan kanunlar yapacak. Hükümet de bu kararlarla çıkaracağı cumhurbaşkanı kararnamesiyle vatandaşa, millete verdiği sözleri yerine getirecek. Aynı zamanda meclis denetleme de yapacak." ifadelerini kullandı.