Bakan Tüfenkci, Cumhurbaşkanlığı sistemini de içeren Anayasa değişikliği teklifinin görüşmelerine ilişkin soru üzerine, Meclisin dün ve bugün sabaha kadar çalıştığını, ancak bazı istenmeyen görüntülerin yaşandığını belirtti. "Görüşmeler, ana muhalefet partisi CHP'nin akıl almaz tutumu ve sürekli gerilim üretmeye yönelik stratejisi, Meclisi çalıştırmaktan çok, çalıştırmama üzerine kurguladığı Anayasa görüşmelerinde sürekli tahrik edici ve hakaret edici tutumlarıyla başladı." diyen Tüfenkci, diğer grupların ise büyük bir olgunlukla demokratik teamüllerin ve Meclis iç tüzüğünün işlemesi noktasında azami gayret gösterdiklerini söyledi.
CHP milletvekillerinin organize olarak 5'inci maddenin görüşülmesi sırasında kürsünün etrafını ve başkanlık divanının önünü işgal ederek oylamanın ve görüşmenin yapılmaması noktasında fiili bir durum oluşturduklarını anlatan Tüfenkci, kürsüden ana muhalefeti uzaklaştırma sırasında arbede yaşandığını ifade etti.
"En son sözü millet söyleyecek"
Anayasa değişikliğinin millete gideceğini ve milletin en son sözü söyleyeceğini vurgulayan Tüfenkci, "Son sözü söyleyen milletse, milletin iradesine saygı duymak gerekiyor." dedi.
CHP'nin neyi amaçladığını anlamadıklarını, anayasa değişikliği noktasında herkesin iradesinin açık olduğunu dile getiren Tüfenkci, bu değişikliği MHP ile ortak uzlaşma neticesinde Meclise getirdiklerini söyledi.
"Asla rejim değişikliği değil"
Tüfenkci, Cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasa değişikliğine yönelik eleştirilerin doğru olmadığını ifade ederek, "Nereden bakarsanız bakın, hangi kimlikle bakarsanız bakın, bu asla ve asla rejim değişikliği değildir. Rejimin, Cumhuriyetin nitelikleri açık açık belirlenmiştir. Kuruluş felsefesindeki ilkeler belirlenmiştir. Bununla alakalı hiçbir değişiklik yok. Yönetimsel sistemle ilgili bir değişiklik var. Bizim rejimin değiştirilmesiyle ilgili bir gündemimiz ve gayemiz yok." dedi.
Söz konusu anayasa değişikliği ile Türkiye'nin ekonomiyi daha sağlam temeller üzerine oturtacağına dikkati çeken Tüfenkci, "Daha hızlı karar alabilen, hareket edebilen, mümkün olduğu kadar bürokratik kademeleri azaltan, adımlayarak değil de koşarak hareket eden Türkiye'ye ihtiyacımız var. Bu sistem Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşma noktasında da ciddi anlamda görev ifa edecek." değerlendirmesinde bulundu.
"Meclisten geçmeyecek gibi bir endişemiz yok"
Tüfenkci, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin anayasa değişikliğinin Meclisten geçmemesi durumunda parlamentonun yenilenmesi gerektiği yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de CHP'nin baştan beri Meclis görüşmelerini gerilim stratejisi üzerine kurduğunu, toplumun bu noktada bu oyuna düşmeyeceğini söyledi.
Türkiye'nin bu demokratik olgunlukta olduğunu, oyunu sandıkta kullanacağını belirten Tüfenkci, "Gider hakkını, oyunu sandıkta kullanır, sözünü sandıkta söyler. Bu beyhude bir çalışma. Biz Meclisten geçeceğini umut ediyoruz, Meclisin şu tablosunu gördükten sonra geçmeyecek gibi endişemiz yok doğrusu." dedi.
Döviz kurundaki artış
Son dönemde döviz kurundaki artışa ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tüfenkci, "15 Temmuz darbe girişiminde başarılı olamayanlar, milletin direnciyle karşılaşanlar, emellerine nail olamayanlar, bundan üzüntü duyanlar ve bunların oluşturduğu lobiler, belli bir zaman sonra terörle elde edemeyecekleri hususları ekonomik anlamda elde edebilir miyiz diye adeta bir kampanya gibi saldırı başlattılar." dedi.
Tüfenkci, dövizdeki oynaklığın dünyadaki birtakım gelişmelerle alakalı olduğunu ancak bütün bu gerekçelerin dövizdeki oynaklığın bu kadar fazla olmasını gerektirmediğini ifade etti.
Döviz kurunun manipüle edildiği noktasında güçlü veriler bulunduğunu vurgulayan Tüfenkci, "Özellikle bazı yurt dışı ve yurt içinde faaliyet gösteren fonların hızlı çıkışları var. Bunları Merkez Bankası ve Hükümet olarak yakından izliyoruz." dedi.
"Sicil affı düzenlemesi 12 milyon 500 bin kişiyi ilgilendiriyor"
Sicil affına ilişkin yasa tasarısı hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tüfenkci, tasarının yaklaşık 12 milyon 500 bin kişiyi ilgilendirdiğini belirtti. Tüfenkci, "Bunu sadece işletmeler, sanayicilerimize yönelik diye düşünmememiz lazım. Özellikle kredi kartı kullanıcıları, bireysel kredi kullananlar da dahil olmak üzere kredilerde sorun yaşayanlar, 6 ay içinde ya borcunun tamamını ya da çeklerini, senetlerini ödedikleri halde 5 yıldan önce kara listeden çıkamıyorlardı. Bu durumda olanlar veya borcunu yeniden yapılandıranlar bu haktan faydalanacaklar." ifadelerini kullandı.
"Diyalog kapıları yeniden açıldı"
Tüfenkci, Başbakan Binali Yıldırım'ın Irak temaslarına da değinerek, "Başika kampını da bahane ederek bir gerilim oluşturulmuştu ancak Başbakan'ımızın seyahatiyle diyalog kapıları yeniden açıldı ve iki taraf da sorunlarını diyalogla halletme noktasında irade ortaya koydu. Biz niye Başika'dayız onu muhataplarımıza en üst düzeyde anlatma fırsatı bulduk." diye konuştu.