Çok Bulutlu 8.5ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
23.03.2017 15:19

Anayasa Mahkemesinden "hak ihlali" kararı

İsrail'in Ankara Büyükelçiliğinin güvenliği gerekçesiyle trafiğe kapatılmasının ardından kira geliri azalan başvurucuların mülkiyet haklarının ihlal edildiğine karar verildi.

Anayasa Mahkemesinden "hak ihlali" kararı

Anayasa Mahkemesince, sahibi oldukları iş yerinin bulunduğu sokağın, İsrail'in Ankara Büyükelçiliğinin güvenliği gerekçesiyle araç ve yaya trafiğine kapatılmasının ardından kira geliri azalan başvurucuların mülkiyet haklarının ihlal edildiğine karar verildi.

Başvurucuların iş yerinin bulunduğu Çankaya'daki Mahatma Gandi Caddesi Kahraman Kadın Sokak, İsrail'in Ankara Büyükelçiliğinin güvenliğinin sağlanması amacıyla Ankara Ulaşım Koordinasyon Merkezinin (UKOME) kararıyla araç ve yaya trafiğine kapatıldı.

Bölge sakinlerinin başvurusu üzerine UKOME söz konusu sokaktaki "engel ve bariyerlerin kaldırılmasının uygun olacağı"na karar verdi. Kararın uygulanması için Ankara Valiliğine müracaatta bulunuldu. İdarece talep, zımnen (cevap verilmeyerek) reddedildi.

Talebin zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Ankara 3. İdare Mahkemesine dava açıldı. Mahkemenin davanın reddine yönelik aldığı karar Danıştay tarafından da onandı.

Daha sonra UKOME Genel Kurulu tarafından söz konusu büyükelçiliğin bulunduğu alanda güvenlik sorunu olup olmadığı Ankara Valiliğine soruldu. Valilikçe, engel ve bariyerlerin kaldırılmasının güvenlik açısından zaafiyet yaratacağı yönünde görüş bildirilmesinin ardından UKOME Genel Kurulu daha önce kaldırılmasına hükmedilen engel ve bariyerlerin yerinde bırakılmasını kararlaştırdı.

UKOME'nin ve Valiliğin verdiği kararın iptali istemiyle Ankara 9. İdare Mahkemesine dava açıldı. Mahkeme, Viyana Diplomatik İlişkiler Sözleşmesinin hükmü gereğince devletin yabancı misyon şeflerinin binalarının güvenliğini sağlayarak gerekli tedbirleri alma yükümlülüğünün bulunduğunu hatırlattı.

Olayda bölge sakinlerinin ulaşım gibi doğal bir gereksiniminin sürekli biçimde kısıtlanması sonucunu doğuracak sokağın bariyerle kapatılması tedbirinin detaylı inceleme ve araştırma yapılmadan, kısıtlamayı haklı bulacak somut tespitlere dayanmadan salt potansiyel tehlikenin varlığından hareketle uygulanmasının hukuka aykırı olduğuna işaret eden mahkeme, söz konusu işlemin iptaline hükmetti.

Mahkemenin verdiği karar, davalı idarenin temyiz başvurusunun ardından Danıştay tarafından bozuldu. İlk derece mahkemesince Danıştay hükümüne uyulmasının ardından karar kesinleşti.

Anayasa Mahkemesi süreci

Başvurucular, sokağın araç ve yaya trafiğine kapatılması nedeniyle iş yeri kira kazancının azalması nedeniyle mülkiyet, mahkeme ve Danıştay kararlarında kusursuz sorumluluk ilkesinin tartışılmamış olması nedeniyle de gerekçeli karar haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.

Başvurucular, 6 bin lira emsal kira bedeli bulunan iş yerlerini UKOME kararının ardından 3 bin liraya kiraya verdiklerini, belirli bir dönemde ise kirayı bin liraya düşürmek zorunda kaldıklarını, kiranın tekrar 3 bin liraya çıkarılmasının ardından ise kiracı tarafından iş yerlerinin tahliye edildiğini bildirdi.

Anayasa Mahkemesince, mülkiyet hakkının ihlal edildiğine, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına hükmedildi. Başvurucuların diğer talepleri reddedildi.

Karardan

Anayasanın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir." denilerek mülkiyet hakkının güvenceye bağlandığına işaret edilen Anayasa Mahkemesi kararında, başvurucuların şikayetinin dar ve teknik anlamda bir alacak hakkına yönelik olmayıp mülkiyet hakkının malike tanıdığı semerelerden yararlanma yetkisine ilişkin olduğu vurgulandı.

Kararda, şu tespitlere yer verildi:

"Başvuru konusu olayda, başvurucuların mülkiyetinde bulunan ve iş yeri olarak kiraya verilen taşınmazın bulunduğu sokağın araç ve yaya trafiğine kapatılması nedeniyle taşınmaz, rayiç bedelin altında kiraya verilmiştir. Başvurucular bu sebeple olması gerekenden daha az kira geliri elde etmişlerdir. İdarenin fiili dolayısıyla başvurucuların daha az kira geliri elde etmek suretiyle ekonomik kayba uğramalarının mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği açıktır."

Başvuru konusu olaydaki uyuşmazlığın, başvurucuların taşınmazının bulunduğu sokağın yaya ve araç trafiğine kapatılmış olmasından doğduğunun ifade edildiği kararda, taşınmazın bulunduğu sokağın yaya ve araç trafiğine kapatılmasının doğrudan mülkiyet hakkına yönelik bir düzenleme olmadığı, seyahat özgürlüğüne ilişkin olduğu aktarıldı.

Kararda, başvurucuların kira gelirinin azalmış olmasının seyahat özgürlüğüne yönelik kısıtlamanın bir sonucu olduğu kaydedildi.

Başvurucuların mülkiyet hakkına müdahale teşkil eden taşınmazın bulunduğu sokağın araç ve yaya trafiğine kapatılması önleminin Türk hukukunun bir parçası olan Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesinde yer alan hükme dayandırıldığının bildirildiği kararda, derece mahkemelerinin de bu kurala dayanılarak tesis ettiği idari işlemin hukuka uygun bulunduğu belirtildi.

Kararda, şunlar kaydedildi:

"Kira gelirinin düşmesi nedeniyle kiralanan taşınmazdan elde edilen ekonomik değerin azalmış olmasının başvuruculara külfet yüklediği ortadadır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerinin bir gereği olarak uygulanan İsrail Büyükelçiliğinin bulunduğu sokağın araç ve yaya trafiğine kapatılması önlemiyle başvuruculara tahmil edilen bu yükün telafi edilmesi, orantılılık ilkesinin gereğidir.

Ancak olayda ilk derece mahkemesince idarenin hizmet kusurunun bulunmadığı gerekçesine dayanılarak başvuruculara, zararın ve zararlı fiil, işlem arasındaki illiyet bağının varlığını ispatlama fırsatı tanınmaksızın dava reddedilmiştir. Mahkemenin idarenin sorumluluğunu, kusurunun bulunması şartıyla sınırlayan bu yorumu, başvuruculara yüklenen külfetin hafifletilerek dengelenmesini önlemiştir."

Sıradaki Haber
TRT'den kamuoyuna açıklama
Yükleniyor lütfen bekleyiniz