Oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu.
Anne Akar'ın eylemi örnek oldu
Hacire Akar gibi aynı acıları yaşayan ve bu mücadeleyi örnek alan bazı anneler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde evlat nöbeti başlattı.
Evlatlarını terörün pençesinden kurtarmak isteyen ve yurdun dört bir yanından gelen diğer ailelerin de katılımıyla sayı her geçen gün artarak 299'a ulaştı.
Salgında bile eylemlerinden vazgeçmediler
İlk günden itibaren evlatlarına kavuşmak için sürdürdükleri kararlı duruşlarıyla HDP il binası önünden ayrılmayan anne ve babalar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda eylemlerine ara vermeden devam etti. Kimi aileler il binasının önünü boş bırakmamak için eşleriyle dönüşümlü eylemi sürdürdü.
Aileler, tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını döneminde bile gerekli tedbirleri alıp eylemlerinden vazgeçmedi. Geride kalan yaklaşık 3 yılda annelerinin kucağındaki çocuklar, ağabeyleri ve ablaları için yeni yaşlarına eylem çadırında girdi.
35 aile evladına kavuştu
Eylemle 35 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi.
Evlatlarına kavuşan aileleri gören diğer anne ve babalar sevinci ve hüznü bir arada yaşadı. Aileler, terör örgütünden kaçıp gelen her çocuğa, kendi evladı gelmiş gibi sevindi, kendi çocuğuna sarılmadıkları için de gözyaşı döktü.
Kararlı duruşları HDP'ye kepenk indirtti
Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin acılarıyla yüzleşmek istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. HDP, daha sonra il binasında yaptığı faaliyetleri ilçe binalarında sürdürdü.
Terör örgütü yandaşları, aileleri eylemlerinden vazgeçirmek için her yolu denedi. Diyarbakır anneleri, evlerine giderken veya çarşıda dolaşırken tehditlere maruz kaldı.
Ailelerin yıllardır sesini bile duyamadıkları çocuklarının örgüte müzahir yayın organlarında yer alan röportajlarında, oturma eyleminin sonlandırılması istendi. Örgütten kaçarak ailesine kavuşanlar, baskı ve silah zoruyla kendilerine metinler okutulduğunu aktardı.
Aileler, yaşadıkları zor sürece rağmen eylemlerine kararlılıkla devam etti.
Annelerin eylemi sınırları aştı
Diyarbakır annelerinin, çocuklarını terör örgütüne kaptıran bütün annelere yaptığı çağrı Türkiye'nin dört bir yanında ve Almanya'nın başkenti Berlin'de karşılık buldu.
Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı.
Anne Maide T, daha sonra Alman yetkililerinin duyarsızlığı nedeniyle Başbakanlık binası önünde eylemini sürdürdü.
Ülke içerisinde de yayılan "evladımı istiyorum" çığlığı, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'tan da yükselmeye başladı.
İkna çalışmaları sayesinde örgütten kaçıyorlar
Güvenlik güçleri, yurt içi ve dışında düzenledikleri başarılı operasyonlarla terör örgütüne ağır darbe vururken, kaçırılan ya da kandırılarak dağa götürülen çocuk ve gençleri kurtarmak için ikna çalışması yürütüyor. Diyarbakır'daki evlat nöbetini gören çocuklar ve gençler, terör örgütü PKK'dan kaçıyor.
Toplumun tüm kesimlerinden destek
Sıcak yuvalarından terör örgütü tarafından koparılan çocuklarına kavuşmaktan başka isteği olmayan ailelerin sesini tüm Türkiye duydu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bakanlar, aileleri eylem yaptıkları çadırda ziyaret etti, sonuna kadar ailelerin yanında oldukları mesajını verdi.
Diyarbakır annelerini siyasetçi, sanatçı, gazeteci, yazar, sporcu, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, kanaat önderi, din adamı, şehit ailesi, gazi, esnaf, muhtar, öğretmen ve gurbetçiler olmak üzere toplumun her kesiminden binlerce kişi ziyaret etti.
Avrupa'dan da destek geldi
Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.
"O hain HDP ve PKK benim evladımı elimden aldı"
Hakkari'den 16 yaşında dağa kaçırılan oğlu Rojhat için eyleme katılan anne Necibe Çifçi, HDP İl Başkanlığı binası önünde başlattığı eylemdeki tek gayesinin evladı olduğunu söyledi.
"1000 gündür evlat nöbetindeyiz, 1000 yıl da geçse evlat nöbetini terk etmeyeceğiz." diyen Çifçi, eylemi sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti.
Evladını istediğini dile getiren Çifçi, "Yeter artık o kirli ellerini bizim üstümüzden çeksinler. Oğlumu bana versinler. Oğlumu 9 ay karnımda taşıdım, doğurdum, büyüttüm, 16 yaşına getirdim. O hain HDP ve PKK evladımı elimden aldı. Biz 1000 gündür burada mücadele ediyoruz. Mücadelemize devam edeceğiz." dedi.
Çifçi, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması çağrısında bulundu.
"Kim eylemden vazgeçeceğimizi sanıyorsa hayal görüyor"
Oğlu Ramazan için nöbet tutan anne Mevlüde Üçdağ da 8 yıldır evladından ayrı olduğu için dünyanın kendisi için bir zindana dönüştüğünü anlattı.
Hiç kimsenin kendilerine evlat acısı yaşatmaya hakkının olmadığını vurgulayan Üçdağ, ilk göz ağrısı olan oğlunu özlediğini dile getirdi.
Evladının kaçırılmasından HDP'yi sorumlu tuttuğunu ifade eden Üçdağ, şöyle konuştu:
"Kim eylemden vazgeçeceğimizi sanıyorsa hayal görüyor. Evladımın kokusunu, varlığını, terini bile özledim. Mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz. 1000 gün değil, 1000 yıl da olsa mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Evladımı HDP'den istiyorum. Oğlum güvenlik güçlerimizi görürsen teslim ol. Orası ölüm yeridir ölümü hiçbir gence yakıştıramıyorum."
Eylemi başlattıkları ilk günden bu yana tüm Türkiye'nin kendilerini yalnız bırakmadığını ve yalnız olmadıklarını bildiklerini belirten Üçdağ, tüm Türkiye'nin eylemlerinin 1000. gününde yanlarında olmasını istediklerini kaydetti.
"9 yıldır PKK, HDP ciğerimi kanattı"
Kızı Zübeyde için eylem yapan anne Esmer Koç ise kızının 9 yıl önce PKK tarafından kaçırıldığını ve o günden bu yana evlat acısı çektiğini söyledi.
"Bu 9 yıldır PKK, HDP ciğerimi kanattı, bunca yıl gözyaşım hiç dinmedi." diyen Koç, kızı için eylemden vazgeçmeyeceğini aktardı.
Ömrünün sonuna kadar mücadeleye devam edeceğini bildiren Koç, "Evladımı PKK, PYD ve HDP için doğurmadım. Canımı, ciğerimi, evladımı kimseye bırakmam. Onların evladımı benden almaya, ölüme, dağa göndermeye hakkı yok. Evladımı istiyorum, onun için buradayım." ifadelerini kullandı.
"Evlat nöbeti anne ve babaların çığlığını duyurdu"
Oğlu İbrahim Halil için Gaziantep'ten gelen anne Semra Küçük, oğlunun 2014'ten beri kayıp olduğunu ve her gün gözyaşı döktüğünü bildirdi.
Küçük, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizi sadece 1000 gündür insanlar, Türkiye, dünya biliyor ama evladımız gittiği günden beri acı çekiyoruz. Çığlıklarımızı kimse duymadı, evimizin içinde sessiz ağlıyorduk. Evlat nöbeti anne ve babaların çığlığını duyurdu. Herkes bizi duydu. Bu çığlığımıza sadece HDP ve PKK kulak tıkıyor, duymak istemiyor."
"Evladımızı doğru adresten istiyoruz"
Kızı Aysun için eylem yapan anne Aydan Arslan, yaptıkları eylemle canlarından bir parça olan evlatlarını istediklerini aktardı.
Çocuğunu HDP'den istediğini, kızının HDP'nin aracılığıyla götürüldüğünü kaydeden Arslan, "Evladımızı doğru adresten istiyoruz. Mücadelemizde sonuna kadar kararlıyız. Bu can bu bedende olduğu sürece evladımızdan vazgeçmeyeceğiz. Gel devletimize teslim ol. Cumhurbaşkanımız, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bizim arkamızda." diye konuştu.
"Bütün Türkiye'nin evlatları için buradayız"
Oğlu Özkan için eylem yapan baba Süleyman Aydın da evladı için yürüttüğü mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini, yaz, kış, yağmur, salgın demeden evlat mücadelesi verdiğini ifade etti.
Aydın, "Bütün Türkiye'nin evlatları için buradayız. Burada hem vatan hem de evlat nöbeti tutuyoruz. PKK'ya katılım sıfıra indi. Bu emeğimiz boşa gitmedi. Allah devletimize zeval vermesin. Bu mücadelemizde 35 evladımızı kurtardılar." dedi.
Türkiye'nin dört bir yanından destek gördüklerini anlatan Aydın, bu desteğin devam etmesini dilediğini sözlerine ekledi.