Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen 30. Muhtarlar Toplantısı'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunuyor.
Erdoğan, "Bizi Avrupa'dan dışlamaya ne Avrupa Birliği kurumlarının ne de ırkçılık hastalığının pençesine düşme tehlikesiyle karşı karşıya olan Avrupa devletlerinin gücü yetmez. Biz Avrupa'da misafir değil, ev sahibiyiz. AB ve bazı Avrupa ülkeleriyle son dönemde yaşadığımız sıkıntılar, güncel siyasi çatışmalardır." dedi.
"Tek taraflı adım atma dönemi bitti"
"Şayet ülkemize karşı olan anlamsız husumetini, çifte standardını bir kenara bırakırsa, hemen yarın Avrupa Birliği'ne tam üye olmaya hazırız." diyen Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Avrupa Birliği, ülkemize söz verdiği ama kasıtlı olarak tutmadığı vize serbestisi, mülteciler için toplamda 6 milyar avro yardım, fasılların açılması gibi adımları attığında, biz de elbette iyi niyetimizi göstereceğiz. Ama artık tek taraflı adım atma dönemi bitti. Hani bizde bir söz var ya; ne kadar ekmek o kadar köfte."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı'yla olan ilişkilerin Doğu'ya, Doğu ile olan ilişkilerin Batı'ya alternatif görülmediğini vurgulayarak, "Tam tersine bu konumumuzu, kendimiz ve dostlarımız açısından birbirini tamamlayan, birbirini bütünleyen ilişkilerin teminatı olarak kabul ediyoruz. Aynı durum Karadeniz ve Akdeniz bölgeleri için de geçerlidir. Her iki denizin dört bir tarafındaki ülkeler, 'kapı bir' değilse de 'denizimiz bir' komşumuzdur." şeklinde konuştu.
"Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var"
Erdoğan, "Üzerimizde yarım asırdır süren oyalamacanın yorgunluğu var, çok oyalandık, 53 yıl... Kendi değerleriyle, ilkeleriyle çelişme pahasına Türkiye'ye tavır alan bir kurumun kimseye güven vermesi mümkün değildir. Bugün Türkiye'ye uygulanan çifte standarda, yarın üye devletlerden herhangi birinin de maruz kalmayacağını kim garanti edebilir? Onun için Avrupa Birliği meselesinde kararı üye ülkelere ve birlik kurumlarına bırakıyoruz. Şayet Avrupa, kendi üzerine düşenleri yaparsa, biz bugüne kadar verdiğimiz her sözün arkasında dururuz. Aksi takdirde kendileri bilirler." açıklamasında bulundu.
"Bu duruş bize tarihin mirasıdır"
Bölge ülkelerdeki zulümlere rıza gösterilmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Suriye'de, Irak'ta "Halep'e düşen bombalar sebebiyle gözyaşı döken her çocuk, evladına sarılan her anne baba bizim kardeşimizdir. Musul'da, Telafer'de ve diğer şehirlerde, bir yandan DEAŞ'ın, diğer yandan zalimlikte onları aratmayan mezhepçi milislerin zulmü altında inleyen her insan bizim kardeşimizdir. Her kim ki bize 'Buralara karışma' derse bilsin ki aslında 'Kalbinizden bir parçayı söküp atın' diyordur. Biz bunu yapamayız. Geçmişte Afganistan'daki, Balkanlar'daki, Karabağ'daki, Kırım'daki, Kıbrıs'taki zulümlere nasıl karşı çıktıysak, şimdi de Irak'taki, Suriye'deki, diğer bölge ülkelerindeki baskılara aynı şekilde rıza göstermeyeceğiz. Bu duruş, bize tarihin mirasıdır."
"Terörle mücadelede ciddi engellemelerle karşılaşıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tek başına da kalsa terör örgütleriyle mücadelesini sürdüreceğini söyleyerek, "Bu mücadelede Batı ülkelerinden destek görmek bir yana tam tersine çok ciddi engellerle, engellemelerle karşılaşıyoruz. Avrupa'daki birtakım firmalar, ülkemize askeri malzeme satmayacaklarını açıklıyorlar. 'Kötü komşu, insanı hacet sahibi yapar' derler." dedi.
Fırat Kalkanı Operasyonu'nun hedefinin herhangi bir ülke veya kişi değil, sadece terör örgütleri olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Defalarca dile getirdiğimiz bu hususta hiç kimsenin şüphesi olmasın, söylediklerimizi de kimse başka bir şekilde yorumlamasın, başka yere çekmesin." ifadesini kullandı.
"Kendinizi test edin doğru yola gelin"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'daki bazı firmaların askeri malzeme satışıyla ilgili açıklamalarına ilişkin de şöyle konuştu:
"Biz bu sancıları en başından itibaren yaşadığımız, hissettiğimiz için 14 yıldır kendi ayaklarımızın üzerinde durmamızı sağlayacak bir alt yapıyı kurmaya çalışıyoruz. Bunlar zavallı. Siz bizim Çanakkale destanını okudunuz mu? Artık Haçlı zihniyetleri tarih oldu. Yoksa bunu mu uyandırmak istiyorsunuz? Böyle bir geri dönüş mü yapmak istiyorsunuz? Eğer böyle bir teşebbüsün içerisindeyseniz bu çok yanlış bir şey. Önce kendinizi bir test edin, bu ülke bir NATO ülkesidir. Bir NATO ülkesine karşı 'Biz böyle bir adımı nasıl atarız' diye kendinize sorun. Yanlış yoldasınız, kendinizi test edin doğru yola gelin."