Megakentteki sağlık yatırımlarıyla ilgili konuşan Memişoğlu, son 15 yıldır İstanbul'daki sağlık altyapısında büyük değişim yaşandığını, eskiden "koğuş sistemi" olarak adlandırılan 8 kişilik ve ortak tuvaletli odaların bulunduğu kamu hastanelerinin altyapısının dönüşüme uğradığını anlattı.
1971'de Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesinin hizmete sunulmasından 2010'da Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinin açılışına kadar, kentte yeni bir hastane yapılmadığına dikkati çeken Memişoğlu, sadece son 5 yılda çok yataklı 26 büyük hastanenin sisteme ilave edildiğini dile getirdi.
Prof. Dr. Memişoğlu, sadece COVID-19 salgını zamanında 9 hastanenin açıldığını, bunların 2'sinin 3 ayda projelendirilerek hizmete sunulan, 1008 yataklı, tuvalet ve banyosu da içinde yer alan tek kişilik odalara sahip acil durum hastaneleri olduğunu ifade etti.
"Türkiye, sağlıkta gelecek vizyonuna ulaşmış durumda"
İstanbul'da, 2002'de kamu hastanelerinde tek kişilik toplam 64 oda bulunduğunu belirten Memişoğlu, şöyle konuştu:
"Şu anda 20 bine çıktı sadece kamudaki odalar. Tek kişilik, çift kişilik, tuvaleti, televizyonu, buzdolabı, telefonu, interneti var. Böyle bir altyapıyla Türkiye, sağlıkta gelecek vizyonuna şu anda ulaşmış durumda. 'İstanbul'u sağlığın baş şehri yapma hedefimiz var.' dediğimiz zaman, altyapısıyla insan gücüyle buna rahatlıkla ulaşılabilir diye düşünüyoruz. Şu anda dünyanın burayı talep etmesinin sebebi de esasında bu hedefimizi gerçekleştirdiğimizi gösteriyor. Ama işimiz, sorumluluğumuz çok daha fazla bundan sonra. Böyle bir altyapının da hakkını hep beraber vermemiz gerekiyor.
Bunu çok daha iş, bilim, araştırma, eğitim anlamında marka haline getirmemiz gerekiyor. Çünkü siz fiziki yapıları yapsanız da o kültürün oluşması, onun yeniden dünyayla yarışır hale getirilmesi bir süreç alacaktır. Bu süreçleri de şimdi yaşıyoruz. Baktığınızda, Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi fiziki ve cihaz anlamında dünyanın en iyi merkezlerinden biri. İnsan gücünü de yavaş yavaş oturttuktan sonra burası bilim anlamında da dünyanın lokomotifi haline gelecektir."
Memişoğlu, şu anda İstanbul'da 47 bin hasta yatağı olduğunu, bunların yaklaşık yüzde 55'inin kamuda, geri kalan yüzde 45'inin ise üniversite ve özel hastanelerde yer aldığını aktardı.
"Yapay akıllarla hastalıkların yönetimini dünyaya öğretebilir hale geldik"
Sağlıkta "veri zenginliği" konusunun öneminden de bahseden Memişoğlu, Türkiye'de 2014'ten beri herkesin kendi portalını tuttuğu, sistemin bir bütün olarak yönetildiği dijital sağlık altyapısı "e-Nabız"ın kullanıldığını hatırlattı.
Memişoğlu, bunun dünyanın hiçbir ülkesinde bulunmadığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu dijital altyapıdaki veriyi de kullanırsak tam manasıyla Türkiye, dünyada sağlığın hem teknolojik hem bilgi hem de altyapı anlamında dünyanın lideri olur. Çok yakın gelecekte Türkiye'nin sağlığa yön veren ülke olduğunu göreceğiz. Çünkü öyle bir verimiz, datamız var ki elimizde. 'Yapay zeka' diyoruz. Ben yapay akıl diyorum çünkü zeka herkeste vardır ama akıl onu iyi yöneten demektir. Biz yapay akıllarla hastalıkları veya onların yönetimini dünyaya öğretebilir hale gelmiş durumdayız. Gelecekteki nesiller bunu çok daha iyi yapacaktır. İnşallah Türkiye, gelecek on yıllarda dünyadaki sağlık sistemini hem yönetecek hem yönlendirecek hem de örnek birçok uygulamaya imza atacaktır."
"Fizik tedavi hastanesi dünyaya örnek bir hizmet sunacak"
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, İstanbul Bahçelievler'de inşa edilen fizik tedavi hastanesinin yapımında gelinen son noktaya ilişkin de konuştu.
Hastanenin 620 yataklı olacağını söyleyen Memişoğlu, şu bilgileri verdi:
"Haziranın yarısından itibaren hizmet vermeye başlayacağız. Resmi açılışı da bir süre sonra olacaktır. Avrupa'nın en büyük fizik tedavi hastanesi. Bunun sadece fizik tedavi hastanesi olarak düşünülmemesi gerekiyor. Burada hem rehabilitasyon yapılacak hem belli uzuvlarını kaybetmiş veya kullanamayan kişilere nasıl o şekilde yaşayacakları öğretilecek. Aynı zamanda felç geçiren hastaların acil tedavisinden başlayıp, evinde nasıl yaşayacağı hem kendisine hem ailesine öğretilecek. İçinde spor salonunun, havuzun, her türlü altyapının olduğu, dünyaya örnek olacak bir fizik tedavi hastanesini hizmete başlatacağız."
Memişoğlu, kendileri için çok büyük bir gurur kaynağı olan fizik tedavi hastanesiyle İstanbul'a, Türkiye'ye ve dünyaya büyük hizmetler sunulacağını ifade etti.
Bugüne kadar 80'i aşkın aile sağlığı merkezi açıldı
İl Sağlık Müdürü Memişoğlu, birinci basamak sağlık hizmetleri kapsamında 4'ten 8 birimliye kadar, doktorlara rahat bir çalışma ortamının sunulduğu, hastalar ve bebekler için aşıdan beslenme ve eğitim odasına kadar birçok bölümü içeren aile sağlığı merkezleri (ASM) açtıklarını dile getirdi.
Bugüne kadar 80'in üzerine ASM açtıklarını aktaran Memişoğlu, "İnşallah bu sene de 20-30 tane daha ilave edeceğiz. Böylece, birinci basamakta da Türkiye'de bu kadar çok yeni yapılmış aile hekimliği merkezi ilk defa İstanbul'da olacak." dedi.
Sağlık turizminde en çok plastik cerrahi, KBB, onkoloji, saç ekimi ve göz tercih ediliyor
Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sağlık turizmi konusuna da değinerek, bunun Türkiye için çok büyük bir fırsat olduğunu vurguladı.
Başka yerde hizmet alamayan insanların Türkiye'ye gelerek şifa bulduklarını anlatan Memişoğlu, şöyle konuştu:
"Özellikle plastik cerrahi, KBB, onkoloji, saç ekimi, göz gibi branşlara çok büyük talep var. Türkiye sağlık turizmi ile normal turizm kadar ülkeye girdi sağlayabilir. Çünkü insan gücü, özel sektör altyapısı var. Özel sektörde şu anda çok iyi şartlar oluştu. Kamunun da biraz daha gelişeceğini öngörüyoruz. Çünkü USHAŞ diye bir sağlık AŞ kuruldu Sağlık Bakanlığı bünyesinde. Bakanlığımız gerekli çalışmaları yapıyor. Bu altyapıyla insan gücüyle Türkiye'nin normal turizm kadar sağlık turizminde de girdi sağlayacağını, insanlara hizmet vereceğini düşünüyorum."
İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, evde sağlık hizmetinden İstanbul'da yaşlı ve hastalardan oluşan 80 binin üzerinde kişinin yararlandığını da sözlerine ekledi.