Açık 5.2ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 28.12.2021 10:30

Avrupa'nın gaz sancısı: Ufukta 'B planı' görünmüyor

Avrupa ile Rusya arasındaki doğal gaz krizi giderek derinleşiyor. Bir yanda rekor kıran fiyatlar diğer yanda dondurucu soğuklar… Uzmanlar, AB'nin kısa vadede kalıcı şekilde çözüm getirebilmesine ya da bir B planı varlığına pek ihtimal vermiyor.

Avrupa'nın gaz sancısı: Ufukta 'B planı' görünmüyor

Rusya’nın Yamal boru hattı üzerinden Almanya’nın Mallnow kompresörüne aktardığı doğal gaz miktarının geçtiğimiz Salı günü ‘sıfıra inmesi’ Avrupa için yeni ve sancılı bir sürecin de habercisi olabilir.

Son yılların en soğuk kışını yaşayan Avrupa bir yandan da rekor kıran doğal gaz fiyatlarına çözüm üretmeye çalışıyor. Avrupa ülkeleri ile Rusya’nın enerjideki ‘köşe kapmaca’ oyunu yakın tarihte biteceğe pek de benzemiyor.

Rusya ile Avrupa arasındaki doğal gaz için yaşanan 'köşe kapmaca' yeni bir süreç başlatabilir. Foto: AP[Rusya ile Avrupa arasındaki doğal gaz için yaşanan 'köşe kapmaca' yeni bir süreç başlatabilir. Foto: AP]

Fiyatlardan ziyade artış hızı endişe verici

Enerji Uzmanı Eser Özdil, doğal gaz fiyatlarının küresel ölçekte 2020 yılında gördüğü dip noktalardan rekor seviyelere tırmandığı bilgisiyle anlatmaya başlıyor... Ancak bu noktada asıl üzerinde durulması gereken konulardan birinin de ‘fiyatlar’ değil ‘fiyatların artış hızı’ olduğu bilgisini veriyor.

Avrupa'da konutlarda eşi benzeri olmayan bir enerji fiyat artışına şahit olduğumuzu hatırlattıktan sonraysa “Bunda doğal gaz talebinin tahminlerin çok ötesinde büyümesinin, 2020’de yapılması gereken ancak pandemi nedeniyle yapılamayan planlı bakımların, 2021'de planlanmayan devre dışı kalmalarla birleşmesi rol oynadı” ifadesini kullanıyor.

Tedirginliğin sebebi ne?

Bu noktada araya girip, Avrupa’daki gaz sorunun biraz daha temeline inmek istiyoruz... Piyasalarda tedirginliğe neden olan bazı satır başlarından bahsediyor Özdil. Kıtanın doğal gaz talebinin 2020’de dibi görüp sonrasında güçlü bir şekilde yükselmesine rağmen Avrupa'nın kendi doğal gaz üretiminin azalmasına işaret ediyor.

LNG ve Rus boru gazının sevkinde yaşanan sıkıntılar Avrupa piyasasında doğal gazda arz-talep dengesinde ciddi eşitsizliklere yol açmış. Avrupa'nın son beş yıl ortalamasının çok altında kalan doğal gaz depo seviyelerine dikkat çekiyor Özdil, “LNG ve boru gazı olarak Avrupa'ya giriş yapan düşük doğal gaz miktarı nedeniyle depolardan hızlı gaz çekişi piyasalarda tedirginlik yapan diğer bir ana unsur” görüşünü paylaşıyor.

Avrupa'nın gaz sancısı: Ufukta 'B planı' görünmüyor

Rusya’nın gazı kısma hakkı var mı?

Bir kez daha Yamal boru hattına dönüyoruz. Asıl merak ettiğimiz konu; bir ülkenin diğer ülkeye giden gaz akışını azaltma hakkının olup olmadığı:

“Avrupa'ya doğal gaz sevki için kısıt teşkil eden etkenlerden biri de esasında Avrupa'daki mevcut rekor düzeydeki doğal gaz fiyatları. Rusya, Avrupa'ya sadece sözleşmelerdeki yükümlülükleri kadar doğal gaz gönderiyor. Daha fazla gönderebileceği doğal gazı Avrupa'daki mevcut spot fiyat dinamikleri dikkate alındığında satın alabilecek bir elektrik üreticisi yok.

Mevcut sözleşmelerdeki fiyatlar ise spot fiyatlarla ve vadeli doğal gaz fiyatlarıyla kıyaslanamayacak kadar düşük seviyelerde. AB, fiyatların düşeceği veya talebin azalabileceği temennisiyle doğal gaz depolarından gaz çekişi yapıyor. Ancak fiyatların düşeceği yönünde bir teminat yok. Mevsim normallerinin çok altında seyreden hava sıcaklıkları da talebin azalabileceğini göstermiyor, aksine önümüzdeki günlerde ısınma bağlamında daha yüksek doğal gaz talebi öngörülüyor.

Yamak özelinde baktığımızda, Gazprom kontrat yükümlülüklerini alternatif rotalardan gerçekleştirdiği transit ile yerine getirdiğini söylüyor. Alman şirketler de bu yorumu doğruluyor. Ticari yükümlülükler yerine getirilse de uzunca bir süredir, yüksek fiyatlar ve artan talebin de desteği ile Gazprom’un Kuzey Akım-II’nin onay sürecini hızlandırmak ve dış politika öncelikleri çerçevesinde, Ukrayna ve Polonya üzerinden gaz sevkiyatını mümkün olduğunca limitli tutma politikasını takip ettiğini görüyoruz. Mevcut durumun da bu stratejinin bir parçası olduğunu değerlendiriyorum.”

Doğal gaz ihtiyacının neredeyse tamamını Rusya üzerinden sağlayan Avrupa için B planından bahsetmek pek de mümkün görünmüyor.[Doğal gaz ihtiyacının neredeyse tamamını Rusya üzerinden sağlayan Avrupa için B planından bahsetmek pek de mümkün görünmüyor.]

Avrupa’nın kısa vadede bir çözüm bulması olası durmuyor

Rusya ile Ukrayna arasında Rus doğal gazının transit geçişine ilişkin 2019 yılında beş yıl süreyle yenilenen anlaşmanın süresi 2024'de sona eriyor. Son dönemlerde sıkça duyduğumuz Rusya-Almanya arasında gaz akşını sağlayacak Kuzey Akım 2 projesi de bu noktada öne çıkıyor.

ABD ve AB, 2024 sonrası için Rusya'dan Ukrayna'dan gaz geçişinde siyasi bir teminat alma hedefinde. Ancak Rusya olaya ticaret olarak baktığını söylüyor. Enerji Uzmanı Eser Özdil de Kuzey Akım 2 üzerinden bir örnek veriyor ve Rusya’nın bu projeyi ‘ticaret temelli’ olarak gördüğüne işaret ediyor.

Avrupa'nın gaz sancısı: Ufukta 'B planı' görünmüyor

Peki, AB’nin bu kördüğümden kurtulması ne kadar mümkün? Eser Özdil’e göre bu pek de kolay görünmüyor:

“Moskova her ne kadar ‘ticari temelli’ dese de ABD ve AB tarafı projenin siyasi sebeplerle hayata geçirilmesinin hedeflendiği görüşünü paylaşıyor. Mesele de burada kilitleniyor, zira tarafların bir orta yol bulabilmesi, konunun çok başka yönlerinin de bulunması nedeniyle güçleşiyor. Bu çerçevede, mevcut konjonktürün 2024 yılına yaklaşırken giderek daha da sertleşeceğini ve orta yol bulmanın daha da güçleşeceğini düşünüyorum.

Konuyu çıkmaza doğru götüren temel etkenlerden biri şüphesiz AB'nin doğal gazı ‘Yeşil Mutabakat’ çerçevesinde karbon salımına yol açan fosil yakıt kategorisinde kömürle birlikte aynı sepette değerlendirmesi. Ve doğal gaz tabirini bırakarak ‘fosil gaz’ tanımlamasını kullanması. Bu bağlamda, 2050 sıfır karbon hedefine kilitlenen AB'nin mevcut sorunlara kısa vadede kalıcı şekilde çözüm getirebileceğini ve bir B planının bulunduğuna pek ihtimal vermiyorum.”

Sıradaki Haber
Cumhurbaşkanı Erdoğan: İslam düşmanlığına karşı dayanışmamızı daha da güçlendirmeliyiz
Yükleniyor lütfen bekleyiniz