Ankara Barosu, COVID-19 salgınının getirdiği riskler nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından, CMK'ye göre "zorunlu müdafi" olarak görevlendirilen avukatlara ödeme yapılırken şüpheli ifade tutanağı veya duruşma zabıtlarında "aslı gibidir" şerhinin aranmamasını talep etti.
Başsavcılığın talebi reddetmesi üzerine baro, ret kararının iptali ve dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması için Ankara 11. İdare Mahkemesinde dava açtı.
Mahkeme, yürütmenin durdurulması istemini reddetti. Baronun, bu karara itiraz etmesi üzerine dosya Ankara Bölge İdare Mahkemesi 12. İdari Dava Dairesine geldi. İtirazı kabul eden daire, Ankara 11. İdare Mahkemesinin ret kararını kaldırdı ve dava konusu edilen işlemin yürütmesini durdurdu.
Daire gerekçelerini açıkladı
Dairenin gerekçesinde COVID-19 ile ilgili değerlendirmelere yer verildi. Gerekçede, mevzuata göre zorunlu müdafi olarak görevlendirilen avukatların ifade, sorgu ve duruşma tutanaklarına ilişkin belgelerin aslını Cumhuriyet Başsavcılıklarına giderek teslim etmeleri gerektiğine dikkat çekildi.
Bununla birlikte UYAP sisteminin, elektronik imza alt yapısına uygun olduğu, yargı ve yargı destek birimleri arasında tam entegrasyon sağladığı belirtilerek, baro tarafından yapılan zorunlu müdafi görevlendirmelerinde ödemeye esas belgelerin UYAP aracılığıyla başsavcılıklara gönderilebileceği belirtildi.
"Mücbir sebep" kabul edilmesi gerekiyor
COVID-19 salgınının insanlığı tehdit ettiği, insanların bu virüsü kolayca birbirine bulaştırabildiği ifade edilen gerekçede, bu dönemde avukatların yaşamlarının ve adliyelerdeki insan yoğunluğunun da düşünülmesi gerektiğine işaret edildi.
COVID-19 sürecinin "mücbir sebep" olarak kabul edilmesi gerektiği kaydedilen gerekçede, "Bu durumda salgının taşıdığı yüksek risk nedeniyle davacı baronun talebinin salgınla mücadeleye de katkı sağlayacağı göz önüne alındığında, dava konusu işlemde kamu yararı ve hukuka uyarlık bulunmadığı gibi işlemin uygulanması halinde telafisi güç zararlara da yol açacağı açıktır" denildi.