Ermenistan’ın saldırgan tutumu nedeniyle Azerbaycan ile arasında yaşanan çatışmalara ara verilse de iki ülke arasındaki gerginlik ve insansız hava araçlarına karşı koymaya yönelik adımlar devam ediyor.
Krizin ortaya çıktığı ilk günden bu yana kardeş ülke Azerbaycan’ın yanında yer alacağını tüm dünyaya ilan eden Türkiye, bölgedeki gelişmeleri yakından takip ediyor. İki ülke arasındaki çatışmaların devam ettiği dönemde Türkiye ve Azerbaycan askeri yetkililerinin görüşmesi ve Bakü yönetiminin Türk SİHA’sı satın almak istemesine yönelik girişimleri gözleri bir kez daha yerli ve milli insansız hava araçlarına çevirdi.
Azerbaycan’ın elinde SİHA yok
Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, Türk SİHA’sı almak isteyen Azerbaycan’ın insansız hava araçlarındaki mevcut imkan ve kabiliyetlerine yönelik değerlendirmesinde önemli bilgiler paylaştı.
Azerbaycan’ın taktik/stratejik ve Bulut Altı Sınıftaki İnsansız Hava Araçlarına (BİHA) sahip olduğunu anlatan Doğan, “Bu araçların tamamı da İsrail menşeli. Bir kısmı direkt hazır alım olarak envantere eklenirken, bir kısmı da İsrail lisansı altında Azerbaycan’da üretildi. İsrail lisansı ile Azerbaycan'da üretilen Orbiter ve Aerostar BİHA'ları kamikaze olarak da görev yapabiliyor” şeklinde konuştu.
Sahip olunan sistem yeterince hızlı ve entegre değil
Bakü yönetiminin taktik stratejik sınıftaki insansız araçlarının silahsız bir şekilde istihbarat, keşif ve gözetleme kabiliyetine sahip olduğunun altını çizen Kadir Doğan, şöyle devam etti:
“Bu araçlardan elde edilen bilgiler, çeşitli hava veya kara araçlarından hassas güdümlü mühimmatlar ile vurulabiliyor. Tabii bu aşamalar hızlı karar alıp, seri bir şekilde uygulanmasının önünde bir engel oluşturuyor.
Aynı zamanda bu araçların bir sistem olarak tamamen Azerbaycan silahlı kuvvetlerine entegre edilememesi, araçların çeşitli platformlar ile birlikte kullanılmasına, en azından efektif bir şekilde kullanılmasına, engel teşkil ediyor. Zira hep bahsettiğimiz bir husus var. Bu platformlara biz ‘insansız sistemler’ diyoruz. Bu sistemlerin, diğer sistemler ile entegrasyonu iyi bir şekilde sağlanıp, müşterek harekat yeteneği kazandırılırsa ancak o zaman avantajlı hale gelebiliyorsunuz. Türkiye’nin son dönemlerdeki başarısının ardında bu yeteneği kusursuz bir şekilde kullanabilmesi yatıyor.”
Türk SİHA’larının Azerbaycan’a satışı yeni bir süreç başlatır
Azerbaycan’ın Türk SİHA’ları satın almak istemesine yönelik kamuoyuna yansıyan açıklamaları sorduğumuz Savunma Sanayii Araştırmacısı Kadir Doğan, şu yanıtı verdi:
“Eğer bu satış gerçekleşirse hem Azerbaycan hem de ülkemiz için oldukça kazançlı bir adım olur. Ülkemiz açısından maddi getirisi bir yana, teknik anlamda birçok kazancı olacağını düşünüyorum. Bu gibi ürünlerde ne kadar fazla ve farklı müşteriye satış yapabilirseniz, ürününüz ile ilgili o kadar fazla geri bildirim alma şansınız oluyor. Bu da ürününüzün gelişimine katkı sağlıyor.
Azerbaycan açısından bakarsak, Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin Bayraktar TB2 veya ANKA-S gibi araçlara sahip olmasının hem psikolojik hem de teknik açıdan çok ciddi bir kabiliyet kazanımı olacağı su götürmez bir gerçek.
Teknik ve psikolojik etkileri olur
Kazanımların psikolojik noktası ‘caydırıcılık’ kavramına dayanıyor. TB2 ve ANKA-S gibi yerli/milli hava araçlarımız başta Suriye ve Libya olmak üzere bölgede yaptıkları başarılı operasyonlarla küresel ölçekte ciddi bir caydırıcılık unsuruna dönüştü. Bu ürünlere Azerbaycan'ın sahip olması Ermenistan üzerinden psikolojik bir üstünlük kurmasını sağlayabilir ki harp sahasının en önemli unsurlarından bir tanesi psikolojidir.
Teknik açıdan bakılırsa Azerbaycan, bu sistemleri satın alarak etkin bir vurucu güç sahibi olacaktır. Bu çok daha hızlı karar alınıp, esnek bir şekilde görevlerin yerine getirilmesi anlamına gelir ki bu durum da sahaya, Azerbaycan açısından olumlu yansıyacaktır.”
SİHA’larla birlikte çok farklı sistemler de gidebilir
Kadir Doğan, bir ülkenin SİHA olma sürecinin sadece uçar unsura sahip olması ile tamamlanamayacağına işaret ederek, Türk SİHA’larının Azerbaycan’a olası ihracatında farklı alt sistemlerin de Bakü yönetimine gönderileceğini açıkladı.
“İnsansız sistem satışı beraberinde birçok satın almayı da bir nevi zorunlu kılar” diyen Doğan, “Eğer Azerbaycan veya diğer ülkeler bu sistemlerimizi etkin bir şekilde kullanmak istiyorlarsa, SİHA’larımızın efektifliğini artıran birçok sistemi de bulundurmak durumundalar. Örneğin olası bir TB2 veya ANKA-S satışı beraberinde Mam-L ve Bozok gibi mühimmatların satın alımını da beraberinde getiriyor” ifadesini kullandı.
Türk Cumhuriyetleri'ne ihraç kapısı açılabilir
Mühimmatların yanı sıra Aselsan CATS görüntüleme sistemi ve yerli/milli elektronik harp sistemlerimizin de Türk SİHA’sı almak isteyen ülkelerin radarında olacağını vurgulayan Kadir Doğan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tabii tüm bu gelişmeler ve muhtemel satın almalar hem maddi hem de teknik açıdan ülkemiz için ciddi kazanımlar doğurur. Bu sistemlerin Azerbaycan’da kullanılması Türk SİHA’ların Türk Cumhuriyetleri'ne ihracatında da öncül adım olabilir.
Türkiye, SİHA konusunda dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri. Bu nedenle yerli ve milli SİHA’larımıza sadece Türk Cumhuriyetleri'nden değil dünyanın çok farklı coğrafyalarından da talepler gelmesi sürpriz olmaz.”