Hafif Sağanak Yağışlı 10ºC Ankara
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Aksaray
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Ardahan
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bartın
  • Batman
  • Bayburt
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Düzce
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Iğdır
  • Isparta
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kahramanmaraş
  • Karabük
  • Karaman
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırıkkale
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kilis
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Mardin
  • Mersin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Osmaniye
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Şanlıurfa
  • Şırnak
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Uşak
  • Van
  • Yalova
  • Yozgat
  • Zonguldak
Gündem
TRT Haber 03.03.2020 19:06

Bahar Kalkanı Harekatı neden başlatıldı?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin 27 Şubat'ta İdlib'de yaşanan hain saldırının ardından bölgede istikrarın hakim olması ve insani dramın önlenmesi amacına dönük olarak Bahar Kalkanı Harekatı'nı başlattı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın anlatımıyla Türkiye 'Bahar Kalkanı Harekatı'nı neden başlattı? sorusunun cevabı özel bir videoda verildi.

Harekata özel hazırlanan videoda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu konuşmasına yer verildi;

"Suriye'deki gelişmeler ülkemizin geleceğini biçimlendirmede hayati öneme sahiptir. Buradan bir kez daha ifade ediyorum; Türkiye'nin Suriye topraklarını işgal ve ilhak gibi bir niyeti asla söz konusu değildir. Türkiye'nin Suriye'deki varlığına itiraz edenlerin önce şu sorulara cevap vermesi lazım.

Ülkemizin güneyindeki şehirleri terör örgütünün saldırısı altındayken sesleri çıkmayanlar, Türkiye tüm sınır hattı boyunca güvenli bölge oluşturmaya kalkınca niçin birdenbire Suriye sevdalısı kesildiler. Şu anda biz de 3,5 milyon Suriyeli var ama İdlib'den 4 milyona yakın insan yine ülkemize gelme arzusunda.

Biz kardeşiz. Muhacir, ensar bu anlayışımız var. Biz onlara, 'Bırakın vursunlar, varil bombalarını yağdırsınlar.' bunu mu diyelim? Buna mı eyvallah edelim? Edemeyiz. Biz bir Esed bu noktada olamayız. Ama onda acıma duygusu diye bir şey kalmış değil. Onun için biz merhamet sahibi bir millet olarak, bu gayretimizi gösteriyoruz. Rejimin kendi halkını, kadın, çocuk demeden uçak, helikopter, tank ve toplarla bombalarken gözü dönmüş katil sürüleriyle katlederek ilerlerken, Türkiye'nin bu insanların hayatlarını kurtarma çabasına niçin bu derece karşı çıkılıyor? Türkiye'nin Suriye'de davetsiz misafir olduğunu öne sürenler acaba kendilerinin dünyanın dört bir yanında davetsiz bir şekilde yürüttükleri faaliyetleri aynı şekilde tarif edebilecekler mi? Onlarda davet var mı? Yok. Davetli olanlar da orada ne yapıyorlar?"

Bunları değerlendirmemiz lazım ve biz Adana Mutabakatı ile Suriye'ye davetliyiz. Davetsiz misafir olduğunu iddia ettikleri Türkiye'ye yönelik saldırılara hak verenler aynı zamanda dünyanın dört bir yanında kendileri için de benzer bir yolu açtıklarının farkında mı? Suriye halkının canını ve onurunu korumak için yürüttüğü mücadeleye destek vermek üzere davet ettiği Türkiye'nin, buradaki varlığı rejimin davetinden daha mı az meşrudur? İdlib'den ülkemize yönelen 1 milyona yönelik göç dalgasını umursamadan, kimseye gücü yetmeyen ama kendi halkına saldırmakta pek bir şahin kesilen zalim rejime kol kanat gerenler, Türkiye'nin bu çarpık denklemi bozmakta kararlı olduğunu hala görmüyorlar mı? Bu gün İdlib'de yaşanan insani trajediye sırf Türkiye güç durumda kalacak diye seyirci kalan uluslararası toplumda, yarın yıkılan bir bentten akan seller gibi üzerine çullanacak yükü karşılamaya hazır mı? Bu soruları daha epey uzatmak mümkün. Buradan bir kez daha Suriye'deki zulmü durdurma, sınırlarımızın ve kardeşlerimizin güvenliğini sağlama kararlılığımızı tekrarlıyorum. Rejim güçleri Soçi Muhtırası'nın sınırlarına çekilene kadar İdlib'deki sorun çözülmeyecektir. İdlib'deki sorun çözülmedikçe de ne buradan sınırlarımıza yönelen yeni kitlelerin ne de ülkemizdeki Suriyelilerin evlerine dönüşü mümkün olmayacaktır. Rejimin saldırıya geçtiği her yerde insanlar diğer bölgelere değil, Türkiye'ye yöneliyor çünkü güven bölgesi burası. Çünkü bu insanlar rejimin hakim olduğu yerde ne canları ne onurları ne de mallarının güvende olamayacağını biliyor. Rusya'nın kendi halkına düşman bir rejime toprak kazandırma çabası, suni solunumla onun ömrünü uzatma gayretinden başka bir şey değildir. Bir süre sonra suni solunum da işe yaramayacak, rejim tümüyle bir celsede inşallah cesede dönüşecektir.

Bizim tüm çabamız bu süreçte olabildiği kadar az can kaybı yaşanmasıdır. Suriye'yi kendi siyasi ve askeri hesaplarının bilek güreşi alanına çevirmeye çalışanların umurunda olmayabilir. Bu topraklarda yiten her can bizim yüreğimizi yakıyor. Bu insanlar bizim hem tarihi hem coğrafi hem de dini olarak kardeşimizdir. Kardeşlerimizi zalimlerin insafına terk etmeyecek, sınırlarımızda terör örgütlerinin ve meşruiyetini yitirmiş rejimin tehdidiyle inşallah onların vicdanına terk etmeyeceğiz. Biz bu yolda gerekirse ölmeyi göze aldık. Varsa aynı fedakarlığı göze alan 'hodri meydan' diyoruz. Şu anda Suriye'de en aciliyet kesbeden yer olan İdlib'deki çözüm, rejimin saldırganlığının bir an önce durdurulması ve daha önce varılan anlaşmalardaki sınırlara çekilmesidir."

İdlib'de durum

Beşşar Esed rejimi ve destekçileri, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde Mayıs 2019'dan bu yana Astana ve Soçi anlaşmalarını hiçe sayarak ilerliyor. Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren İdlib'in bazı büyük ilçelerinin yanı sıra, güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırıları neticesinde ele geçirdi.

17 Eylül 2018'deki Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verirken, Ocak 2019'dan bu yana göç edenlerin sayısı 1 milyon 942 bine ulaştı. İdlib'deki ılımlı muhalifler, bir süredir rejimin ele geçirdiği bölgeleri geri almak için operasyonlarını sürdürüyor.

Sıradaki Haber
Külliye'de koronavirüs toplantısı
Yükleniyor lütfen bekleyiniz