Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Oniki Ada'nın coğrafi, siyasi ve diğer özellikleri hesaba katılarak hukuken tekraren ele alınmalı" sözlerine açıklık getirdi.
"Oniki Ada'nın statüsü tekrar değerlendirilmelidir"
Bahçeli, Oniki Ada meselesinin Türk Milletinin kanayan yarası olduğunu belirterek, "Bu adalar haksız, hayasız ve hukuksuz şekilde elimizden alınmıştır. Oniki Ada'nın statüsü tekrar değerlendirilmelidir. Yunanistan ile aramızdaki Ege sorunu aslında Oniki Ada sorununun yeni bir boyut kazanmasından başka bir şey değildir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin egemenlik hakları ve milli güvenliğinin adalar üzerinden tehdit edildiğine dikkati çeken Bahçeli, şunları kaydetti:
"1923 Lozan ve 1947 Paris Antlaşmalarına göre askerden arındırılması gereken 23 adanın 16'sı hızla silahlandırılmış, cephaneliğe dönüştürülmüştür. Bu yanlıştır, gaflettir, hatta hıyanettir. Özellikle silah ve asker yığılması Oniki Ada'yı daha da tartışmalı hale getirmiş, uluslararası antlaşmaların meşruluğu ihlal ve hatta imha edilmiştir."
"Türkiye'nin Oniki Ada üzerinde hakkı vardır"
Açıklamasında "Yunanistan ve arkasındaki zalim efendileri çevremizi kuşatmak isterken Oniki Ada'nın hukuki statüsünü temelden dinamitlemişler, bu adaların mülkiyet boşluğunu belgelemişlerdir" ifadesini kullanan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'nin Oniki Ada üzerinde hakkı vardır, sözü vardır, anıları vardır, çıkmayacak izleri vardır. 1912 yılından bugüne karar geçen süreyi ve yaşananları dikkate aldığımızda Oniki Ada üzerindeki haklarımızı inkar ve ihmal etmek milli ruha tamamıyla aykırıdır."
"Hakkımızdan vazgeçersek şerefimizden oluruz"
Bahçeli, bu konuyla ilgili çalışmaların devam ettiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"İlk etapta hedefimiz şudur, dokuzuncu ayın dokuzunda saat dokuzda, yani 9 Eylül 2020 günü, İzmir'de düşmanın denize döküldüğü muhit ve mıntıkaya kadar, Oniki Ada'yı temsilen teşkil edilecek oniki heyetin her birinde seksen bir ülküdaşımın bulunması suretiyle istiklal için kararlılık yürüyüşü yapacağız. İnanıyorum ki, Ülkücü Türk gençliği bugünden itibaren gerekli tüm hazırlık ve çalışmayı heyecanla temin edecektir. Unutulmasın ki hakkımızdan vazgeçersek şerefimizden oluruz. Şeref ise bir milletin can damarı, varlık senedi, beka meselesi, onur payesidir."
Bahçeli açıklamasının sonunda, "Bu vesileyle de bir matem ayı olan Muharrem ayının 10'uncu gününde Kerbela'da şehit düşen Efendimizin aziz torunu Hz. Hüseyin'e ve Ehl-i Beyt'in muhterem büyüklerine Cenab-ı Allah'tan rahmetler niyaz ediyorum" ifadesini kullandı.
"Haksızlığa direnmek, zulme direnç göstermek Hüseyni bir ahlaktır." ifadesine yer veren Bahçeli, "Türk milleti bu ahlakla donanmıştır. Yezid'in uzantılarına Hz. Hüseyin'in duruşu ve şuuru yetecektir. Yüreklerimizde tuttuğumuz Zülfikar ile zalimlere karşı mücadelemizi kahramanca sürdüreceğiz. Yezid gibi yaşamaktansa, Firavun gibi olmaktansa gerekirse Hz.Hüseyin gibi can ve kan vereceğiz" değerlendirmesini yaptı.