MHP Genel Başkanı Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada şunları kaydetti;
Biz Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü haykırırken, enternasyonal marşı söyleyen, orak-çekiçli gelecek tasarlayan, PKK’nın, DEM ve seleflerinin kayığına binen martaval siyasetçilerin, yakamızdan ve yarınlarımızdan tarla kongreleriyle düşen maskaraların mücadelemizi kundaklamasına, kararlılığımızı köreltmesine müsaade etmeyeceğiz.
Aklımızla, imanımızla, irfanımızla, gönlümüzle Türklüğün, Türkiye’nin ve Türk milletinin yıkılmaz son kalesiyiz, teslim alınamaz son cephesiyiz. Terör bitecek, bölücülük tasfiye edilecektir. Gayemiz ve gayretimiz buna yöneliktir.
Özellikle Esenyurt, Mardin, Batman, Halfeti belediye başkanlarının geçici olarak görevden uzaklaştırılmalarından sonra CHP ile DEM’in kent uzlaşması çatısı altında nasıl da tek yumurta ikizine dönüştüğü belgelenmiştir. DEM’in otobüsüne binip fitne ve fesat çığırtkanlığı yapan CHP Genel Başkanı siyasi istikbalini PKK’nın hunhar emellerine ve mağara deliklerine devretmiştir.
CHP’li belediyelerin müzikli eğlence ve konser şölenlerine hazine kaynaklarını astronomik şekilde peşkeş çekmeleri, israfa gömülmeleri, sıra vatandaşlarımıza gelince bir tas çorba ile bir tabak pilavı reva görmeleri maskeleri düşüren kepazeliktir. Neymiş, bir sanatçıya ödenen para 69 milyon lira değil de, 45 milyon liraymış. Bu kafa normal bir kafa değildir. Bu tevil hamulesini kaldırmaya kimsenin takati de yetmeyecektir. Suçluların telaşıyla kıvrananların şifreli özrü kabahatlerinden büyüktür. Haydi halkımızdan utanmadınız, be hey densizler, be hey sonradan görmeler Allah’tan da mı korkmadınız?
Belediye başkanlarının işi gücü bırakıp bugünden Cumhurbaşkanı adaylığına soyunmaları, anketlerin palavralarıyla caka satmaları en başta İstanbul ve Ankara’ya nankörlük, kendi adlarına da namertliktir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türkiye Cumhuriyeti’ni önümüzdeki yüzyılda sırtlayacak yönetim yapısıdır. İnsan-insan ilişkileri, insan-toplum irtibatları, insan-devlet bağları hukuki ve siyasi bir çerçevede daha da sağlamlaştırılmış, sağlıklı bir bünyeye kavuşmuştur. Bugüne kadar, Türkiye’de hiç kimse ikinci sınıf insan muamelesi görmemiştir. Hiçbir vatandaşımız bu ülkenin ötekisi, zencisi, yabancısı sayılmamıştır.