Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Nevşehir Ticaret Borsası Konferans Salonu'nda düzenlenen AK Parti Nevşehir İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir televizyon programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aday olabileceği yönündeki açıklamasının yer aldığı videoyu izlettirdi.
"Cumhurbaşkanı'mızın, cumhurbaşkanı adaylığı önünde bir engel yoktur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden cumhurbaşkanı adayı olamayacağı yönündeki iddialara değinen Bozdağ, altılı masanın 26 Ocak'ta saatler süren bir toplantı yaptığını ve Meclis karar almadıkça Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adaylığının anayasaya aykırı olduğunun dile getirildiğini hatırlattı. Bozdağ, korkunun dağları sardığını belirterek şöyle konuştu:
"YSK'yı suçlamak yetmiyor. 'Tayyip Bey'in adaylığına engel olamazsak bu bizi bir daha ezip geçecek' diyorlar. Anayasamıza göre, çok net bir şekilde Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 14 Mayıs 2023'te yapılacak seçimde adaylığı anayasal hakkıdır. Cumhurbaşkanı'mızın, cumhurbaşkanı adaylığı önünde anayasamızda da herhangi bir yasamızda da ima yollu dahi bir engel yoktur. Ama 367'yi uyduranlar ve geçmişte Cumhurbaşkanı'mızı milletvekili listesinden sildirmek için jet hızıyla karar aldıran ilkel zihniyet şimdi yine devrede. O zaman Erdoğan'ın ismini sildirmeyi başarmışlardı, 'Şimdi gene yaparız.' diyorlar. Ben de diyorum ki geçti o devirler. Bu memleketin anayasasını, yasalarını, topunuz bir araya gelseniz çiğnetmeyiz. Çiğnemenize de izin vermeyiz. Yiğit olun, cesur olun. Tekiniz yenemeyeceksiniz, şimdi anladınız ki altınız da birlikte yenemeyeceksiniz. O zaman engel olalım diyorsunuz, altınız bir adam etmiyorsanız ne işe yararsınız."
Anayasada, 2017 yılında yapılan değişikliğe göre uygulamaya konulan maddeleri okuyan Bozdağ, "2709 sayılı kanunun 101'inci maddesi, noktası, virgülü, kelimesi, paragrafı, fıkrası, her şeyiyle, başlığıyla beraber tümden değişmiştir. Şimdi içindeki bazı ibarelerin daha önceki maddede yer almış olması bu maddeyi yeni bir madde olmaktan çıkarmaz. Çünkü her şeyi yeniden yazmışız. Biz şimdi her şeyi yeniden yazarken önceki ifadelerden bazılarını oraya koyduğumuzda o eski ifadenin yürürlükte olduğu anlamına gelmez, onu kaldırmışız." değerlendirmesinde bulundu.
"Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ikinci seçimidir"
Bakan Bozdağ, uygulamaya konulan yasaların, birlikte yapılacak ilk TBMM ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin takvimin başladığı tarihte yürürlüğe girdiğini dile getirerek şunları kaydetti:
"İlk Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimi 2018'de birlikte yapıldı. Cumhurbaşkanı'mız da 101'inci maddeye göre o zaman aday oldu ve 24 Haziran 2018'de Türkiye'nin ilk başkanı seçildi. Adı cumhurbaşkanı olsa da işin özü başkandır. 14 Mayıs 2023'te yapılacak seçim ise Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ikinci seçimidir. Ayrıca şunu da ifade etmekte fayda var. Önceki cumhurbaşkanları sembolikti, yürütmenin sorumsuz kanadıydı. Şu anda cumhurbaşkanı yürütme organıdır, devletin başıdır. Yürütme yetki ve göreviyle donatılmıştır, yaptığı her işten hukuken ve cezaen tam sorumludur. Dolayısıyla eski seçilenle bu da aynı değil. 101'inci maddeyi değiştirmesek dahi cumhurbaşkanının hukuki statüsü hükümet sistemi değişikliği nedeniyle de bizim seçtiğimizin adı cumhurbaşkanı olsa dahi önceki cumhurbaşkanı değil. Biz bugün yürütme organını seçiyoruz."
"Milli iradeyi, namusu, canı gibi aziz bilen bir iktidar var"
Bozdağ, milletin emirlerine uyacaklarını, beraber iktidar olacaklarını ve milletle beraber bu ülkeyi yöneteceklerini söyledi.
AK Parti'nin uzun vesayet yönetimlerinin arkasından milleti ile iktidar olduğunu anımsatan Bozdağ, 20 yıldır milletin dünya görüşünün ve iradesinin iktidar olduğuna dikkati çekti.
Bozdağ, o yüzden bu iktidarı korumak için her türlü mücadeleyi Ankara'da verdiklerini dile getirerek şöyle devam etti:
"Eskiden oyu buradan alırlar, Ankara'ya giderler. Koalisyon kurarlar, vaatleri unuturlar. Sonra dönüp niye yapmadınız deyince, 'İşte koalisyon var, yapamıyorum.' Veyahut da 'İşte ben burada öyle dedim ama işler Ankara'da başka dönüyormuş.' Herkesin bahanesi hazır. 'İş Nevşehir'deki gibi değilmiş. Benim bildiklerimi bir bilseniz.' Yahu şu bildiklerini bir anlat. Biz de bilelim, anlatmazlar. Keramet var ve hep Ankara'da sizin verdiğiniz sandıktaki helal oylara başkalarını ortak ederler. İktidarları ortaklaşa kullanırlar. Milletin emaneti olan milli iradeyi namus bilme bilincinden uzak davranır. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde milli iradeyi, namusu, canı gibi aziz bilen bir iktidar var. 'Cumhurbaşkanı seçtirmeyiz.' dediler. '367' dediler. Seçtiririz dedik, seçtirdik mi elhamdülillah? Sokakları terörize ettiler. Mısır'daki gibi, Suriye'deki gibi ülkemizi kaosa sokup darbeyle indirmek istediler. 'Geçit vermeyiz.' dedik. 'Milletin emanetini paylaşmayız, iktidarı paylaşmayız.' dedik. Geçit verdik mi? Vermedik elhamdülillah."
"Seçimlere her defasında müdahale ettiler, etmeye de çalıştılar"
Hendek terörüyle, bu ülkenin bir bölgesini ayaklandırmak, insanı birbirine kırdırmak istediklerini hatırlatan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem bölge insanı buna geçit vermedi hem aziz Türk milleti geçit vermedi. Açtıkları hendeklere, o teröristleri, onların yularlarını elinde tutanları da gömdük. Yargıda ve devletin içindeki FETÖ'nün ne kadar uzantısı terörist, diğer terör örgütleriyle iltisak, irtibat, üyelik ilişkisi içinde olanlar varsa onları devletten ayıkladık. 15 Temmuz ihanetine, FETÖ darbe teşebbüsüne karşı aziz milletimizle beraber ölümüne mücadele ettik. Demokrasimizden, milli irademizden, hukuk devletimizden taviz vermedik. Büyük bir demokrasi mücadelesi verdik. Eğer o gün çok net söylüyorum bu mücadeleyi veren halk Türk halkı değil de İngiliz, Amerikan yahut Fransız halkı olsaydı bu mücadelenin öncülüğünü ölümüne diye milleti meydanlara çağıran ve 'Ben halkın gücünün üstünde güç tanımıyorum.' diyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan değil de başka bir Avrupalı olaydı emin olun ona verilmedik Nobel Ödülü, uluslararası, ulusal devlet nişanları kalmazdı. Ama demokrasi mücadelesini veren Türk halkı olunca, demokrasi mücadelesini veren Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olunca bunu görmezden geldiler ama biz onların gözüne sokmaya devam edeceğiz. Seçimlere her defasında müdahale ettiler, etmeye de çalıştılar. Onlara da geçit vermedik."
"Sen değil ağa babaların gelse Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkamaz"
Bozdağ, demokrasiyi, milli iradeyi iktidar eden kadronun Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onun kadrosunda olduğunu vurgulayarak, The Economist'in Cumhurbaşkanı'na diktatör iftirasını attığına değindi.
Sadece onun değil, Türkiye'nin içindeki liderlerin de bu iftirayı tekrarladıklarını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Aynı iftirayı rahmetli Menderes'e yaptılar. Aynı iftirayı merhum Necmettin Erbakan hocamıza da yaptılar. Turgut Özal rahmetliye yaptılar. Kimlere yapmadılar? Kendi gibi düşünmeyen herkese diktatör iftirasını bunlar yakıştırmaktan çekinmediler. Buradan bir kez daha söylüyorum. Türkiye'nin seçimlerinde manipülasyon yapmak için Reuters ilan veriyor. 'Eli kalem tutan, ağzı laf yapan, işte yetenekli Türk gençleri aranıyor.' Niçin? Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkmak için ekip kuruyor. Yahu sen değil ağa babaların gelse Recep Tayyip Erdoğan'ı yıkamaz. Türkiye'nin seçimleri sadece Türkiye içerisinde faaliyet gösteren terör örgütlerini, teröristleri, uluslararası güçlerin işbirlikçilerini değil, koca koca devletlerin hepsini gerdi. Hepsi rahatsız, teyakkuz halinde. Biden daha seçilmeden nasıl indireceğinin planlarını Amerikalılara anlatarak oy istiyor. Macron'u öyle efendim, öbürü keza öyle. Şimdi dört bir yandan gazeteleriyle, sosyal medya hesaplarıyla Türk seçmenlerini kandırmak, onları manipüle etmek için iftiraları boca etmeye başladılar."
Bozdağ, bir yandan FETÖ'nün teröristleri, bir yandan PKK'nın teröristleri, bir yandan başka ülkelerin istihbarat örgütleri, bir yandan da içlerinden bilerek bilmeyerek bunları beğenenler, Türkiye'yi kuşatmak isteyen kirli hesap sahipleri olduğuna dikkati çekti. Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buradan çok net söylüyorum. Bir dünyaya da diyorum ki Türkiye'nin cumhurbaşkanını The Economist'in manşeti değil, Türk milletinin sandıkta atacağı manşet belirleyecek. Türkiye'nin cumhurbaşkanını Londra'dakiler, Washington'dakiler, Berlin'dekiler, Paris'tekiler değil, Nevşehirliler, 81 vilayetimizde yaşayan aziz Türk vatandaşları seçecek. Hala bunu görmeyenlere, hala bunu duymayanlara, bilmeyenlere bir kez daha buradan duyuralım. Bir kez daha görsünler. Nedeni yurt dışında, yabancıların gözünde aramayın. Türkiye'nin içinde siyaset yapan iktidara talip olanlara da söylüyorum. İktidar Nevşehirlilerin gönlünden geçerek verdiği oylardan geçiyor ama Avrupa'dan, Amerika'dan şuradan buradan icazet almaktan geçmiyor. Sayın Kılıçdaroğlu, ABD'ye gitti, Londra'ya gitti, Berlin'e gitti, dolanıyor. Nereden ne aldı bilmiyoruz. İcazete mi gitti? Hamburger yemeye mi gitti? Onu da bilmiyoruz ama 'Ben hamburger yedim.' diyor. Ne kadar inandırıcı onu da bilemiyoruz. Kayıp saatlerde ne yaptı? Onu da bilemiyoruz. Onun için iktidarı Londra'da, Paris'te, Berlin'de, Washington'da arayanlara bu millet iktidarın 'i'sini dahi vermez."