Canikli, Giresun Üniversitesi Şehit Ömer Halisdemir Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen Milli Mücadelede Milli Savunma Paneli'nde yaptığı konuşmada, 1900’lü yılların başında dünya haritasının şekillendirildiğini, günümüzde yeniden Ortadoğu coğrafyasının oluşturulmaya çalışıldığını ifade etti.
Türkiye’nin üzerinde bu anlamda operasyon gerçekleştirilmeye çalışıldığını belirten Canikli, "Öyle bir tehdit ki kendi ihtiyacınızı karşılayacak, kendi savunma ihtiyacınızı karşılayacak ve reflekslerinizi çözecek, halledecek yerli, milli sisteme sahip değilseniz dışarıdan temin etme şanısınız, imkanınız olmaz. Ne kadar güçlü ittifaklar kurarsanız kurun, ne kadar güçlü dostlar edinirseniz edinin. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı durum... Biz 60 yıldan beri NATO ittifakının üyesiyiz. NATO ittifakı, NATO dünyanın şu anda en güçlü savunma paktı tartışmasız bir şekilde." diye konuştu.
"Kalın duvarlarla karşı karşıya kaldık"
Böyle bir ittifak ilişkisi ve yapısı içinde bütün savunma ihtiyaçlarının rahatlıkla buradan karşılayabileceğinin düşünülebileceğine dikkati çeken Canikli, şöyle devam etti:
"Ama bu seçenek hiçbir zaman hayata geçmedi. Bu toprakların egemenliğini, güvenliğini tehdit eden, sıkıntıyla, saldırıyla karşı karşıya kaldığımızda can havliyle ihtiyacımız olan silah sistemlerini ve ürünlerini bizim de uzun yıllar fedakarlık yaptığımız bu blokun, NATO blokunun üyesi olan diğer ülkelerden peşin parayla satın almak istediğimizde kalın duvarlarla karşı karşıya kaldık."
Bakan Canikli, içinde bulunulan dönem itibarıyla bunun en büyüklerinden bir tanesinin yaşandığını bildirdi.
"Örtülü ambargo uyguluyorlar"
Canikli, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Geçmiş yıllarda rahatlıkla temin ettiğimiz birçok silah ya da silah sisteminin üretiminde kullanılan yedek parçaları şu anda müttefiklerimiz isim de zikrediyorum; Amerika, Almanya, Avusturya, Hollanda buna benzer ülkeler vermiyorlar, satmıyorlar, engelliyorlar, geciktiriyorlar, örtülü ambargo uyguluyorlar. Şu anda yakalanan savunma sanayi altyapısına ulaşmamış olsaydık, o ivmeyi yakalayamamış olsaydık, bir başka ifadeyle eğer 2002 yılındaki savunma kapasitemiz bugün olmuş olsaydı biz bu toprakları savunma imkanına sahip olmazdık. Elinizin ucundan, gözünüzün içine baka baka kayıp giderdi, neyle savunacaksınız."
"Herkes artık kartlarını açtı, açık oynuyor"
Ortadoğu’daki yaşanan gelişmelere değinen Canikli, şu ifadeleri kullandı:
"Bugün coğrafyadaki o operasyon planı tamamlanmadı, bu bizim itirazımız ve itirazımın üzerine aktivitelerimiz, kararlarımız ve uygulamalarımızladır kesinlikle. Somuta indirgersek böyle bir amaç için Suriye’nin kuzeyinde bir terör yapılanması ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Irak’tan Akdeniz’e kadar ulaşan çok net bir şekilde artık gizlisi saklısı kalmadı, bir de herkes artık kartlarını açtı açık oynuyor. Biz de açık oynuyoruz.
"Bütün bağlantıyı kesecek, gücü bölecek"
Canikli, buradaki terör yapılanmasına da değinerek, "Birincisi, tam bir hançer gibi iki bölgenin yani Türkiye ile diğer güneyde kalan ve doğuda kalan o coğrafya ile bağlantıyı kesecek, bütün bağlantıyı kesecek, gücü bölecek." dedi.
İlk önce demokrasi vaadiyle veya buna benzer cilalı güzel, herkesin hoşuna gidecek, kimsenin reddedemeyeceği birtakım hedefler adına operasyonların başlatıldığına işaret eden Canikli, şu görüşlere yer verdi:
"Önce bir katalizör örgüt ortaya çıkartılıyor. Katalozir örgüt, regüle eden örgüt ne derseniz deyin. DEAŞ diye bir örgüt bir anda bütün Irak’ın önemli bir bölümünü ve Suriye’nin tamamını neredeyse çok kısa süre içerisinde 15 günlük bir zaman dilimi içerisinde hakim oluyor. Ondan sonra bu örgüt üzerinden topraklar kime peşkeş çekilecekse, kime aktarılacaksa, kimin kontrolüne verecekse adım adım onlara terk ediliyor. En somut örneği, uzağa gitmeye gerek yok. Rakka'da yaşananlar, Rakka'nın DEAŞ'tan temizlenmesi için SDG diye uydurulan, esasında PKK terör örgütünün YPG’nin kontrolünde olan bu örgüt tarafından koalisyon güçleriyle birlikte Amerika başta olmak üzere yapılan bu operasyon neticesinde DEAŞ’ın oradan temizlendiği kamuoyuna aktarılmaya, böyle bir algı oluşturulmaya çalışıldı."
"PKK'nın saflarında birlikte hareket ediyorlar"
Bölgenin DEAŞ’tan temizlenmesi için bir tane silah sıkılmadığını, DEAŞ’ın kendinin bırakıp gittiğine dikkati çeken Canikli, "Bunu çok net bir şekilde söylüyoruz ve tüm dünyanın gözü önünde BBC’nin canlı yayını ile hep birlikte izledik, tüm dünya izledi. DEAŞ militanları oradaki koalisyon kuvvetlerinin gözetiminde ve PKK/PYD’nin uygulamasında oradan çıkıp başka yerlere gitmelerine müsaade edildi." ifadesini kullandı.
Bakan Canikli, DEAŞ’ın bir kısmının da Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı mücadele etmesi için Afrin tarafına gönderildiğini bildirdi. Canikli, "Bunları yaşıyoruz, yakalanan, ele geçen teröristlerden hem PYD teröristlerinden, eski DEAŞ öyle söyleyelim, sakalını kesiyor geçiyor PYD’nin, YPG’nin, PKK’nın saflarına, birlikte hareket ediyorlar." dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak hem Suriye’den hem Irak’tan tamamen silme teklifini götürdüklerini belirten Canikli, bunun kabul edilmediğini aktardı.
"Son derece güçlü bir şekilde yer altına donatılmış tünel hatları var"
Zeytin Dalı Harekatı’na değinen Bakan Canikli, şu ifadeleri kullandı:
"Sınırlarımız boyunca yaklaşık 145 kilometre, yani Afrin bölgesinin Türkiye'ye sınır uzunluğu yaklaşık 145 kilometre, hemen hemen tamamına inanılmaz tahkimatlar ve savunma hatları kurmuşlar. Bir terör örgütünün tek başına yapabileceği bir yapı, tahkimat ve sistem değil her açıdan. Hem finansal hem de taktik açıdan birileri daha profesyonel, daha sofistike bir güç veya devlet tarafından mutlaka o desteğin, o aklın verilmiş olması gerekir böyle bir tahkimatın, böyle bir sistemin oralara kurulabilmesi için.
Halen tam olarak tespit edemediğimiz son derece güçlü bir şekilde yer altına donatılmış tünel hatları var, sürekli olarak her gün tabi elbette bunları da çözmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bu operasyon şu dönemde yapılmamış olsaydı, en hafif ifadeyle gelecek dönemlerde, gelecek yıllarda bu sefer savunmada kalarak, topraklarımızı savunma için böyle bir operasyona yine girmek zorunda kalacaktık ve çok büyük belki bedeller ödenmesiyle karşı karşıya kalacaktık."
"Ya terör örgütü ya Türkiye'nin dostluğu"
"Dost olarak bildiğimiz ülkelere sesleniyorum, Türkiye’yi hedef alan terör örgütleriyle ortaklık yapamazsınız, eğer müttefiksek, dostsak böyle bir şey olmaz, böyle bir ilişki yürümez." diyen Canikli, "Bunun anlamı şudur; ya bize dost değilsiniz ya da onlara dost değilsiniz, ikisinin birlikte dostluğu olmaz, ya terör örgütü ya Türkiye’nin dostluğu ve samimi ittifakı, bunun ortası yok birinden biri tercih edilmek zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
"DEAŞ'ı erken öldürmenin pişmanlığı içerisindeler"
Canikli, aksi halde hiç kimsenin Türkiye’den geçmişte olduğu gibi oyalama amacını güden birtakım içi boş söylemlere taahhütlere inanmasını beklememesini isteyen Canikli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kararlılığımızı göstermek için yapıyoruz bu operasyonları zaten, sizin bu söylediklerinize artık inanmıyoruz, inandırıcılığınız kalmadı. Diyorsunuz ki 'ben PYD/YPG terör örgütüyle geçici bir ittifak içerisindeyim, geçici, konjonktürel, DEAŞ’ı halledelim ondan sonra işim bitecek diyorsun', dediler, bize de söylediler, bana da söylediler, diğer arkadaşlarımıza da söylediler. Tamam hadi buyur, DEAŞ bitti, DEAŞ’ın öldüğünü, bittiğini onlar ilan etti, açıkladılar, hem Amerikalılar hem Iraklılar resmi olarak 'Irak’ta Suriye’de DEAŞ bitmiştir çok küçük şeyler dışında.' Gerçi sanıyorum şu anda sanki biraz DEAŞ’ı erken öldürmenin pişmanlığı içerisindeler, öyle gerçekten, şaka değil. Neden? Çünkü DEAŞ malzeme olarak kullanıldı, koz olarak kullanıldı. Şimdi de Afrin operasyonu güya DEAŞ ile mücadelede dikkat dağıtıyormuş onu akamete uğratıyormuş."
"Hiç kimseden talebimiz yok"
Nurettin Canikli, "Biz de diyoruz ki DEAŞ kalmadı, siz kendiniz diyorsunuz, neyin mücadelesi daha, hangi DEAŞ’ın mücadelesi, varsa biz halledelim. Hiç kimseden bir talebimiz yok, biz halledelim diyoruz ona da yanaşmıyorlar." dedi.
Münbiç'ten ve Fırat'ın doğusundan bin 700 YPG/PKK teröristinin Afrin’e geçtiğini doğrudan Amerikalıların ifade ettiğini aktaran Canikli, şunları kaydetti:
"Hemen peşinden de Deyrizor bölgesinin o tarafta DEAŞ olarak tanımladıkları, DEAŞ’lı teröristler olarak tanımladıkları bazı terörist unsurların saldırılarından bahsettiler. Yani demek istiyorlar ki 'Siz Afrin operasyonunu yapıyorsunuz, benim DEAŞ’la birlikte mücadele ettiğim, ortak olduğum gruplar yani YPG/PYD onlar da oradakilere yardım için gidiyor. Öyle olunca DEAŞ’la mücadelede zafiyet ortaya çıkmaya başladı, tekrar DEAŞ unsurları sağda solda ortaya çıkmaya başladı'. Biz de inandık. Yani artık kargalar bile güler denir ya, o noktadayız."
Konuşmanın ardından Canikli, yerli silahlarla ilgili görüntüleri de salondakilere izletti.
Kaynak: AA