Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Brüksel'deki sığınmacı zirvesini AA Editör Masası'nda değerlendi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Brüksel temasları kapsamında önce NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüştüğünü hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Özellikle İdlib bölgesindeki harekatımızdan sonra NATO, 4. madde kapsamında bir toplantı gerçekleştirdi ve bu toplantıda Türkiye'ye nasıl yardım edebiliriz, hangi konularda destek verebiliriz, bunlar değerlendirildi. Türkiye olarak da biz bugüne kadar Türkiye için uyarlanmış planlar vardı, o planların uygulanmayan kısımlarının uygulanması dahil istihbarat desteği, denizden, havadan, karadan, hava savunma sistemi, tüm bunları gündeme getirmiştik. NATO Genel Sekreteri tüm birimlerin, askeri birimler dahil bu konuda bir hazırlık yapmasını istedi ve bu hazırlıkların gayet güzel şekilde yapıldığını dün Sayın Cumhurbaşkanımıza söyledi."
Bazı destekler başladı
Bu taleplerin bazılarının üye ülkeler, bazılarının ise NATO birimleri tarafından karşılanması gerektiğini söyleyen Çavuşoğlu, "Konya'daki Awacslar uçmaya başladı. İstihbari paylaşım dahil bazı destekler verilmeye başladı. Bundan sonraki süreçte NATO ile iş birliğimizi nasıl geliştireceğiz ve Türkiye'ye verilen sözlerin tutulması konusunda hangi adımlar atılacak bunları değerlendirdik" diye konuştu.
AB'nin sözlerini tutmadığı açık
Erdoğan'ın, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştüğünü de hatırlatan Çavuşoğlu, bu görüşmede sadece sığınmacılar konusunun konuşulmadığını, Erdoğan'ın 1960'lı yıllardan bu yana AB tarafından Türkiye'ye verilen ve tutulmayan sözleri ve Türkiye'nin AB sürecini de samimi ve açık şekilde gündeme getirdiğini anlattı.
Üyelik süreci siyasi nedenlerle etrelendi
Türkiye'nin AB sürecindeki engellerinin "teknik sebepler olmadığını" belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 Mart 2016 ortak muhtırası çerçevesinde Türkiye'nin hangi sözlerini yerine getirdiğini ve AB'nin hangi sözleri tutmadığını da vurguladığını söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel'in görüşmelerin "yapıcı ve olumlu havada geçtiğini" söylediğini aktaran Çavuşoğlu, "Yapıcı ve olumlu bir havada tüm gerçekleri de konuşmak lazım" dedi.
Türkiye ve AB arasında imzalanan 18 Mart Mutabakatı'nın "(AB) Türkiye'ye para versin, Türkiye de göçmenleri tutsun" anlamına gelmediğini dile getiren Çavuşoğlu, mutabakatın vize serbestisinden sığınmacıların gönüllü geri dönüşünün sağlanmasına ve terörle mücadeleden Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinin hızlandırılmasına kadar birçok konuyu kapsadığını kaydetti.
Çavuşoğlu, "Bugüne kadar AB'nin özellikle verdiği sözleri tutmadığı açık" diye konuştu.
Türkiye ile AB arasındaki 18 Mart göç mutabakatının yüksek düzeyli diyaloğun devam etmesini de içerdiğini ancak AB'nin tam tersine Türkiye ile diyaloğu durduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB toplantılarına katıldığı zaman önemli katkılar sunduğunu, bu nedenle dün Brüksel'deki görüşmelerin önemli olduğunu aktardı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin AB ile ilişkilerinde yeni bir döneme geçilip geçilmediği yönündeki soru üzeri şunları kaydetti:
"AB'nin Türkiye'ye daha çok ihtiyacı var"
"Yeni bir faza diyalog bakımından geçtik ama önümüzdeki süreçte gerçekçi şekilde bu ilişkileri yürütmek için adımları atmamız lazım. Adımların atılması ne demektir? Bir kere, AB'nin Türkiye'ye dürüst davranması lazım. Evet, Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var ama AB'nin Türkiye'ye daha çok ihtiyacı var. Özellikle de küresel aktör olmak istiyorsa. O yüzden, AB'ye yalvarır bir ülke durumuna hiçbir zaman düşmedik, düşmeyiz de. Düşmek de istemeyiz. Ama her iki tarafın da birbirine yönelik yönelik yükümlülükleri var. Bu yükümlülüklerin yerine gelmesi lazım."
AB'nin, 18 Mart mutabakatına rağmen sığınmacıların geri dönüşlerine ilişkin bir adım atmadığını belirten Çavuşoğlu, İdlib konusunda Türkiye'nin Suriyelilerin barınabileceği koşulları sağladığını vurguladı.
Çavuşoğlu, "Hem (İdlib'den göç) gelmesin diyorsunuz hem de insanların burada yaşaması için (Avrupa'dan) hiçbir şekilde destek vermiyorsunuz" diye konuştu.
"Görüşmeler devam ettirilsin kararı"
Brüksel'de AB yetkilileriyle bu konuda yapıcı görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Toplantının sonunda da 'AB ve Türkiye siyasi ve teknik görüşmeleri devam ettirsin' kararı çıktı" dedi.
Sığınmacılara ilişkin konunun birçok boyutu olduğunu belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
26 Mart zirvesine vurgu
"Biz para peşinde değiliz. İlkeli bir tutum sergiliyoruz. Ayrıca 2016'nın şartlarıyla bugünün şartları, 2016 yılındaki göçmenlerin ihtiyaçlarıyla bugünkü göçmenlerin ihtiyaçları da değişiyor. O gün 7 yaşında olan bir çocuk artık bugün 16-17 yaşında. 10 yaşında olan birisi bugün 19 yaşında. Dolayısıyla o günkü ihtiyaçlarıyla bugünkü ihtiyacı tamamen farklı. O yüzden yeni şartlar çerçevesinde ilave neler yapmamız lazım, bunları oturup konuşacağız. Eğer 26 Mart'a kadar kendi aramızda bir mutabakat sağlarsak, 26 Mart'ta bir AB liderler zirvesi var, o toplantının gündemine de bu konular gelecek."
Çavuşoğlu, Türkiye'nin sığınmacılara açık kapı politikası uygulaması gerektiğini ve insan haklarını hatırlatanların, bunun tam tersi yönde adımlar attığını ve Yunanistan'ı da "Avrupa'nın sınırlarını koruyor" kılıfı altında güçlü şekilde savunduğunu belirterek şunları kaydetti:
Avrupa'ya sınır hatırlatması
"Avrupa'nın sınırları Türkiye-Yunanistan sınırından başlamıyor. Avrupa'nın sınırları Türkiye'nin güneydoğu sınırlarından başlıyor. Avrupa'nın sınırları, İran sınırından başlıyor, Boğaz'dan da başlamıyor. Suriye'den, İran'dan, Karadeniz'den, Irak'tan başlıyor. Avrupa'nın sınırları Yunanistan'dan başlamıyor. Daha da kuzeyden gidecek olursak, Avrupa'nın sınırları, yani büyük Avrupa'nın sınırları Azerbaycan'dan başlıyor. Kazakistan'ın bir kısmı da Avrupa sınırları içinde."
Yunanistan'a: Bu nasıl insanlık
"Türkiye'den Avrupa'ya yönelen sığınmacıların sayısında yakın zamanda önemli artış görecek miyiz? Sınırdaki bekleyişlerin kolaylaşması ve sığınmacıların ihtiyaçları için tedbir alınacak mı?" sorusuna Çavuşoğlu, "Gerçekten sığınmacıların, Yunanistan sınırında gördüğü muameleyi görünce insan, insanlığından utanıyor" yanıtını verdi.
Sığınmacılara kaynar suların döküldüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "Bu nasıl insanlık? Bir de medeniyetten, demokrasiden bahsediyorlar. Bize insan hakları dersi vermeye çalışıyorlar" diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Türkiye'de böyle bir şey olsaydı tüm dünya ayağa kalkmaz mıydı? Kalkardı" ifadelerini kullandı.
"Diğer ülkeler de hukuka uygun davransın"
Bakan Çavuşoğlu, Türk kurumların, bölgedeki sığınmacıların barınma, tedavi, yiyecek ve beslenme ihtiyaçlarına yardımcı olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Bu insanlar, gönüllü bir şekilde başka ülkelere gitmek istiyoruz diyorlar. Nasıl Türkiye'ye geldilerse başka ülkelere de gitmek istiyoruz diyorlar. Biz nasıl kapıları açtıysak, diğer ülkeler de uluslararası hukuk çerçevesinde işlemleri yapmalıdır. Bu uluslararası hukuka da aykırıdır, insanlığın tüm değerleriyle de çelişiyor. Tabii ki önümüzdeki süreçte ne kadar kişi gitmek ister, bunu önceden kestirmek mümkün değil ama yaz aylarında sizler de rakamları paylaşıyorsunuz. Yunanistan'a özellikle denizden giden göçmen sayısı da artıyor."
Türkiye'nin geçen yıl 455 bin düzensiz göçmeni yakaladığını ve çok sayıda kaçakçıyı tutukladığını hatırlatan Çavuşoğlu, "Bizim genel anlamda göçmen politikamız değişmedi ama gitmek isteyen bir insanı da zorla tutma yükümlülüğümüz yok. O da doğru değil" diye konuştu.
"M-4 yolunun Güney'ini Ruslar, kuzeyini biz denetleyeceğiz"
"Ateşkesle herkes olduğu yerde durdu" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, gözlem noktalarını ve Türkiye'nin mevcudiyetini harita üzerinde gösterdi. Bakan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Ateşkes anlaşması çerçevesinde M-4 yolunun güvenli bir şekilde trafiğe açılması var. Güney kısmını Ruslar denetleyecek, kuzey kısmını biz, yani ortak devriyeler. Bu yola rejim ya da radikal gruplar tarafından bir saldırı ya da müdahale olmayacak. Ateşkesi kalıcı hale getirmek için çalışmaları sürdürüyoruz. Biz iki başkanın mutabık kaldığı üzere dışişleri ve savunma bakanları olarak çalışmaları sürdüreceğiz.
M-4 yolunun trafiğe açılması konusunda 6 kilometre kuzeyinde ve 6 kilometre güneyinde neler yapılabilecek, hangi adımlar atılabilecek, bunu görüşmek için Rusya'dan bir heyet geldi. Bugün askeri makamlarımızla görüşecekler. 7 gün içinde burada askerlerimiz Rus askerleriyle birlikte bazı adımlar atacak. Ateşkesin kalıcı şekilde tesis edilmesi için atılması gereken adımlar var. Bunları da görüşmeye devam edeceğiz. Şimdiden bu bölgedeki bazı göçmenler evlerine dönmeye başladı. 'Burada ne işimiz var, girmeyelim, geri çekilelim' diyenler, ateşkes olunca da 'Niye ateşkes oldu' diyorlar. Vatandaşlarımızı, milletimiz gerçekleri görüyor. Bizim niçin burada olduğumuzu, burada olmamızın neler sağladığını biz de görüyoruz, vatandaşlarımız da görüyor. Buradaki mevcudiyetimiz de devam edecek."
Ateşkes vurgusu: Askeri kuvvetlerimiz ne yaptıysa onu yaparız
Çavuşoğlu İdlib ateşkesi ile ilgili de şu değerlendirmeleri yaptı: "Rejim ilerlemeye çalışırsa ne olacak? Rejim ateşkese uymazsa, bunu da Moskova'da net şekilde ortaya koyduk, bugüne kadar kahraman ordumuz, Mehmetçiğimiz, askerimiz, silahlı kuvvetlerimiz ne yaptıysa onu yaparız. Karadan onu yaparız. SİHA'larımız bugüne kadar rejim unsurlarını nasıl yok ettiyse, orada uçaklarmış, helikopterlermiş, tanklarmış, hava savunma sistemi ya da karıştırıcı ne varsa, kimyasal silahların ya da varil bombalarının yapıldığı tesislerin yok edilmesi dahil ne gerekiyorsa onu yaparız. SİHA'larımız tüm dünyada nam saldı. Herkes bizim SİHA'larımızı konuşuyor. Tüm dünyadaki yankısını görüyoruz. Eskiden bunları almak için başkalarına yalvarıyorduk. Ama şimdi herkes Türk SİHA'larını almak için sıraya giriyor."
Rusya zirvesindeki görüntüler
Bakan Çavuşoğlu, Rus medyasında Türk heyetin bekletildiğine yönelik haber ve görüntülerle ilgili de şu açıklamayı yaptı: "Rus medyasının yaptığı saygısızlıktır. Rus medyasının bunu magazin haline getirmesi doğru bişey değil."
Türkiye'nin koronavirüs tedbirleri
Türkiye'nin koronovirüs tedbirleriyle ilgili de değerlendirmelerde bulunan Bakan Çavuşoğlu, "Yurtdışından gelmek isteyen vatandaşlarımızı orada bırakacak değiliz. İtalya ve İran'daki vatandaşlarımızı getirip karantinaya alacağız" dedi.