Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile gerçekleştirdiği ziyaret öncesinde, Alman gazeteci Rainer Hermann'ın sorularını yanıtladı.
Çavuşoğlu, iki ülke temsilcileri arasında son aylarda gerçekleştirilen diplomatik görüşmelerin, Almanya ve Türkiye'nin ne kadar kapsamlı bir ortak gündeme sahip olduğunu gösterdiğini söyledi.
Almanya ile Türkiye arasındaki ihtilafların büyütülmesinin söz konusu olmadığını vurgulayan Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Elbette fikir ayrılıkları olacaktır. Brüksel ile üzerinde uzlaşılan pozitif bir gündem zemininde ilişkileri iyileştirmek için çalışıyoruz. Bu, her iki tarafın da çabasını gerektiriyor. Ticaret hacmimizin 40 milyar doları aşması bekleniyor. Bunun 100 milyara ulaşmaması için hiçbir neden göremiyoruz."
"AB anlaşma kapsamdaki yükümlülüklerini görmezden gelmeyi yeğliyor"
Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasında 2016'daki mutabakat ve yeni bir anlaşmanın müzakere edilmesine dair şu değerlendirmeleri yaptı:
"Mülteciler konusundaki iş birliği, 18 Mart 2016 tarihli deklarasyonun çok önemli bir unsuru ama bu sadece bir mülteci anlaşması değil. Anlaşma Türkiye ve AB arasında göç alanındaki daha güçlü bir iş birliğini, Türkiye’ye yapılan somut vaatlerle birleştiriyor. Bu vaatler, katılım müzakerelerinin hızlandırılması, Gümrük Birliği’nin modernize edilmesi, vize koşullarının liberalleştirilmesi, düzenli üst düzey görüşmeler yapılmasının organize edilmesi ve terörizmle mücadelede daha güçlü bir iş birliğini kapsıyor.
"Verilen sözlerde bir ilerleme olmadı"
Türkiye göç ile ilgili sorumluluklarını yerine getirdi. 2015 yılından bu yana Ege üzerinden AB’ye yasa dışı göç yüzde 92 oranında azaldı. Buna rağmen AB’nin Türkiye’ye verdiği sözlerde büyük bir ilerleme olmadı. AB ve üye ülkeler bu kapsamdaki yükümlülüklerini görmezden gelmeyi yeğliyor ve sadece Türkiye'nin yasa dışı göçü engellemesi noktasındaki sorumluluklarına odaklanmayı tercih ediyor gibi görünüyorlar. AB ne Suriyeliler için gönüllü insani kabul sistemini etkinleştirdi ne de 18 Mart tarihli bildirinin 9. maddesinin öngördüğü gibi Suriyelilerin terörden arındırılmış bölgelere güvenli, gönüllü ve onurlu bir şekilde geri dönmesini destekledi."
Rusya ile ilişkiler
Çavuşoğlu, Türkiye'nin Rusya ile ilişkilerine de değinerek, şunları kaydetti:
"Mümkün olduğunda Rusya ile iş birliği yapıyoruz ama gerekliyse de metanetli kalıyoruz. Rusya ile diyaloğumuz bölgesel ve uluslararası istikrara katkı sağlayacak. Suriye buna bir örnek. Farklı görüşlere sahip olduğumuz gayet açık ortada. Buna rağmen iş birliği yapmak için yollar buldu. Bunun bir sonucu BM'nin 2254 sayılı kararının işlevsel tek mekanizması olarak ortaya çıkan anayasa komisyonu."