Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde ortak basın toplantısında konuştu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasında şunları kaydetti;
Değerli mevkiidaşım, dostum Antony ziyaretinden önce iki defa arayarak her seferinde dayanışma ifadelerini aktarırken, Türkiye'nin ilettikleri yardımlara ilaveten herhangi bir şeye ihtiyacı olup olmadığını sordular. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Dün deprem felaketinden etkilenen bölgede birlikte incelemelerde bulunduk.
"ABD halkına dayanışmaları için teşekkür ediyorum"
Birçok ABD kurum ve kuruluşu depremden etkilenen bölgelerde yardım faaliyetlerini devam ettiriyor. ABD'de çok sayıda kişi ve kurum özellikle şirket bunların bazıları ile Antony de bir araya geldi. Sivil toplum kuruluşları da yardımlarda bulunuyorlar. Yardım kampanyalarında bulunuyorlar. Kedilerine de çok teşekkür ediyoruz hem ABD yönetimine hem de ABD halkına. Bu zor zamanlarda verdikleri destek ve dayanışma için bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.
ABD ile geniş bir gündemimiz var. Antony ile bir ay önce Washington'da Stratejik Mekanizma Toplantısı'nı gerçekleştirmiştik. Bu mekanizmanın toplantısını senede iki defa yapmak konusunda hem fikiriz. İkinci toplantıyı bu yılın ikinci yarısında yapmak istiyoruz ve arkadaşlarımız hazırlıklarına devam ediyor. Burada ortak amacımız ilişkilerimizde var olan fırsatları çoğaltarak somut kazanımlara dönüştürmek. Aynı zamanda sorunları ve sınamaları etkin bir şekilde yönetmek istiyoruz. Stratejik Mekanizma'nın temel felsefesi de budur.
Ekonomi ve ticaret olumlu gündemimizin en önemli başlıklarından bir tanesi. Geçen yıl ikili ticaret hacmimiz 32 milyar dolara ulaştı. 100 milyar dolar hedefine ulaşmak için çalışıyoruz. Karşılıklı yatırımlar da artmaya devam ediyor.
"Savunma sanayii iş birliğimizde zorluklarla karşılaşıyoruz"
Askeri ilişkilerimiz stratejik ortaklığımızın önemli boyutlarından biri. Ancak tek taraflı yaptırımlar nedeniyle savunma sanayiinde iş birliğinde zorluklarla karşılaşıyoruz. Artık bunların aşılması gerekiyor. Yaptırımların da en kısa sürede kaldırılmasını bekliyoruz. F-16 talebimiz ile ilgili son durumu bugün toplantıda ele aldık. ABD yönetimi talebimize güçlü destek veriyor. Bu konuda kongreye resmi bildirimin bir an önce yapılmasını arzu ediyoruz. Bu sürecin de süratle tamamlanması her iki tarafında yararınadır. Kongrede her zaman zorluklar çıkabiliyor. Bazı çevrelerce bu sürecin kongrede geciktirilmemesi ya da engellenmesi gerekiyor. Kongrenin de engelleyici değil destekleyici bir rol üstlenmesini bekliyoruz. Talebimizin karşılanması ikili ilişkilerimiz açısından da önemli fakat NATO'nun da savunma kabiliyetleri açısından son derece önemli. Kongre ile diyaloğunda ABD yönetimi de bunu açık net şekilde söylüyor.
"Vize başvuru süreçlerinde ciddi bir gecikme var"
Terörle mücadele her zaman ortak gündemimiz. Öncelikli gündem maddelerinden bir tanesidir. PKK/YPG'ye verilen desteğe ve FETÖ'nün mevcudiyetine son verilmesi hususundaki beklentilerimizi her zaman olduğu gibi bugün de vurguladık ve ABD tarafı bunu biliyor. Bazı konsolosluk meseleleri de bugünkü toplantımızda ele aldık. Özellikle vize süreçleri, vatandaşlarımızın vize başvuru süreçlerinde ciddi bir gecikme var. Bir ara hızlanma olmuştu fakat yine 6 aya kadar bekleme süreleri var. Bunların hızlandırılması konusundaki talebimizi bugün ilettik.
Güvenlik duyuruları konusunda özellikle duyurulardan önce kendi aramızda daha iyi bir işgüdümü ve işbirliğinin olması gerektiğini vurguladık. Görüşmemizde ikili ilişkilerimizin yanı sıra uluslararası ve bölgesel konuları da değerlendirme imkanımız oldu. Güney Kafkasya gündemimizdeydi. Son zamanlarda hem benim hem de Antony'nin hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafı ile temasları oldu. Amacımız Güney Kafkasya'da kalıcı bir istikrarın barışın tesis edilmesi. Bu doğrultuda çaba sarfetmeye devam edeceğiz.
NATO'nun genişlemisini de her zaman olduğu gibi değerlendirdik. Türkiye olarak iki aday ülkeden beklentilerimizi değerlendirdik. Önümüzdeki süreçte Daimi Komitenin toplantısı daha önce ara vermiştik. NATO'da Brüksel'de gerçekleşecek. Arkadaşlarımız orada hangi adımların atılıp atılmadığını muhatapları ile açıkça şeffaf bir şekilde değerlendirme imkanı olacak.
İsrail-Filistin meselesini de değerlendirdik. Son zamanlarda atılan adımlardan endişe duyuyoruz. Özellikle illegal yerleşim ve Filistin topraklarını işgal çabaları ya da adımları sona erdirilmelidir. ABD'nin bu doğrultudaki açıklamalarını son derece doğru buluyoruz.
Suriye konusunu da değerlendirdik. Depremden sonra Suriye halkına yapılacak ABD'nin de yardımları var. Diğer Suriye'de genel anlamdaki durumu da kısaca değerlendirme imkanımız oldu.
"Ülkenin NATO üyeliğinin F-16 alımına şart koşulması doğru olmaz, adaletli de olmaz"
F-16'larla ilgili beklentimizi açıkça söyledim. Yönetimin iradesi var. Kongrede bazı senatörlerin yazdığı mektuptan da haberdarız. Biz bir taraftan heyetlerimiz ile birlikte Kongre üzerinde de çalışmamızı sürdürüyoruz. Aynı şekilde ABD yönetimi de kararlı bir şekilde duruş sergiler ve Kongre üzerinde birlikte çaba sarf edersek bunu aşabileceğimizi düşünüyorum. Birbirinden bağımsız iki konunun yani özellikle iki ülkenin NATO üyeliğinin F-16 alımına şart koşulması doğru olmaz, adaletli de olmaz. İkisi farklı konu. İkisinin de şartları var. Kendi temelinde devam eden müzakereler var. Mutabakat zaptı var. Dolayısıyla ikisini birbirine şart koşmak doğru bir yaklaşım olmaz. Ya da şartlara bağlanarak bizim F-16 almamız da zaten mümkün olmaz. Elimizin kolumuzun bağlanmaması lazım. Bu konuda ortak duruş sergilemek yani Türkiye ve ABD yönetimi olarak bence kritik öneme haizdir.
"Ödediğimiz paranın geri ödenmesini beklemek en doğal hakkımız"
F-35 konusunda biz F-35 programının ortağıydık. Caatsa yaptırımları sebebiyle Türkiye F-35 programından çıkarıldı. Bu tek taraflı bir karardı bizim kararımız değildi. Dolayısıyla ödediğimiz 1,4 milyar dolarlık bir rakam var. Türkiye bu programda olmadığına göre ödediğimiz paranın da geri ödenmesini beklemek en doğal hakkımız. Bu konuda da müzakereler devam ediyor. Özellikle Antony ile 18 Ocak'ta görüşürken uzmanlarımız da F-35 konusunda aynı gün görüşmeler gerçekleştirdi. Bir an önce bunun neticeye ulaşmasında fayda var.
Zor zamanlarda gösterilen dayanışma her zaman ilişkilere olumlu etki yapar, katkı sağlar. ABD ile görüş ayrılığı içinde olduğumuz konular zaten belli. Fakat pozitif gündemimiz ve bu pozitif gündeme odaklanarak ilişkilerimizi daha da geliştirme arzumuzda ortada. O nedenle zaten Roma'daki görüşmede Sayın Biden ile Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu stratejik mekanizmanın kurulmasını kararlaştırdılar. Buradaki amaç, pozitif gündeme odaklanmak ve ilişkilerimizi farklı alanlarda geliştirmek. Bölgesel ve küresel konularda iş birliğimizi de güçlendirmek. İkinci amacı ise var olan sorunları yine bu mekanizma sayesinde daha sık bir araya gelerek nasıl çözebileceğimizi konuşmak ve adım atmak. Bu doğrultuda hem uzmanlar düzeyinde hem de bizim düzeyimizde iki defa bir araya geldik. Bu toplantıların da son derece faydalı olduğunu düşünüyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanı geldiği zaman basına verdiğimiz demeçte de söylediğimiz gibi bizim ilişkilerimizi geliştirmek ya da var olan sorunları çözmek için illa bir felaketi beklememize gerek yok. Bu doğrultuda samimi adımlar atmamız lazım.
"Bu faaliyetleri engellemek İsveç'in elinde"
Her iki ülkenin Finlandiye ve İsveç'in NATO üyeliği konusunda son zamanlarda açıklamalarımızı takip ediyorsunuz, ABD'nin de takip ettiğini biliyoruz. Üçlü bir mutabakatımız var. Burada kim ne yapacak açıkça belirtilmiştir. Finlandiya ile ilgili sorunumuzun görece olarak daha az olduğunu vurguluyoruz. Litvanya'daki NATO Zirvesi ile ilgili verdiğiniz takvimdeki atılacak adımlar aslında özellikle İsveç'in atacağı adımlara bağlı. İsveç bazı olumlu mesajlar verdi, kanun değişikliği yaptı. Fakat maalesef İsveç'te PKK terör örgütü yandaşlarının terörün finansmanı, insan devşirme ve terör propagandası dahil her türlü faaliyetlerini devam ettirdiğini açıkça görüyoruz. Hem de şehrin merkezinde belediye binasının önünde. Onların amacını da biliyoruz. İsveç'in NATO üyeliğini engellemek istiyorlar. Bu faaliyetleri engellemek de İsveç'in elinde. İsveç ne kadar hızlı adım atarsa, biz de Meclisimizi ikna edebilirsek, yani Meclisimizi ve halkımızı ikna edecek adımlar atarlarsa öyle adımlar atılır. Finlandiya konusunda ise ayrı bir yöntem izleyebileceğimizi farklı bir tutum sergileyebileceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımızs NATO Genel Sekreteri'ne de geçen hafta söylediler. Burada İsveç'in somut adım atması konusunda herkesin İsveç'i teşvik etmesi gerekiyor.