Birleşmiş Milletler 77'nci Genel Kurulu Görüşmeleri için New York'ta bulunan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkevi'nde Türk gazetecilerle bir araya geldi ve gündemi değerlendirdi.
BM haftasında çok sayıda görüşme yaptıklarını ve bu görüşmelerin neredeyse tamamını Türkevi'nde gerçekleştirdiklerini belirten Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 25 ikili görüşme yaptığını ve 31 faaliyette bulunduğunu söyledi.
Bakan Çavuşoğlu, kendisinin ise Genel Kurul marjında 33 görüşme yaptığını kaydetti.
Temaslarında hem ikili ilişkiler, hem de güncel küresel ve bölgesel gelişmeleri ele alma fırsatı bulduklarını belirten Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Tabii ki birçok görüşmenin odak noktasını Rusya, Ukrayna bağlamındaki gelişmeler oluşturdu. Birçok mevkidaşımdan uluslararası barışa katkılarımız hakkında övgü dolu ifadeler duydum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın üstlendiği rol hakkında. Küresel gıda güvenliği bağlamında İstanbul Anlaşması'nın işlemesi ya da işlemeyi sürdürmesi herkesin ortak temennisi. BM Genel Kurulu haftasında Rusya'nın kısmi seferberlik kararı, Luhansk, Donetsk, Zaporijia ve Herson'da referandum ilanı ve esir takası önemli gelişmeler oldu. Rusya, Ukrayna arasında adil ve kalıcı bir çözüm için Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz."
Çavuşoğlu, New York'taki temaslarını tamamlayıp Los Angeles'a geçerek orada Türk vatandaşları ile de bir araya geleceğini, daha sonra Japonya'ya geçerek eski başbakan Şinzo Abe'nin cenaze törenine katılacağını söyledi.
İkili görüşmelerde tüm muhataplarından Türkiye'nin Ukrayna ve Rusya arasındaki arabuluculuk rolüne ilişkin övgüler aldıklarını söyleyen Çavuşoğlu, "Türkiye'nin şu anda barış için bir umut olduğunu söylüyorlar." dedi.
"Artık bu savaş bitsin istiyor ülkeler"
Çavuşoğlu, Rusya ve Ukrayna arasındaki tahıl anlaşmasına ilişkin değerlendirmesinde ise şunları söyledi:
"Tabii herkes 4 aylık olan bu anlaşmanın uzatılması mümkün mü değil mi diye bunu da soruyorlar. Biraz önce Genel Kurul Başkanı ile yaptığımız ikili görüşmede de sordular ve yine bir ateşkes olacaksa Rusya ile Ukrayna arasında bunun da Türkiye sayesinde olacağını herkes biliyor yani umut Türkiye. Tabii savaşın bitmesini isteyenler var istemeyenler var. İstemeyenlerin sayısı az ama genel anlamda gördük ki artık bu savaş bitsin istiyor ülkeler. Bu savaşın olumsuz etkilerini herkes her alanda hissetmeye başladı. O nedenle biz çabalarımızı tabii sürdüreceğiz. Biz bu denge politikasını epeydir, uzun zamandır sürdürüyorduk. Bu denge politikasını sürdürürken dış politika ekseninde kayma mı var Türkiye'nin diye çok eleştiriler de oldu, içerde de oldu, dışarda da oldu, sorgulandı. Biz bu ilişkilerimizin diğer temaslarımıza alternatif olmadığını her zaman söylüyorduk. Şimdi bunun ne kadar önemli olduğunu herkes de görmeye başladı."
"Şartlı bir anlaşmanın içinde olmayız dedik"
Çavuşoğlu, F-16 satışı konusunda ABD'nin Türkiye'yi oyalayıp oyalamadığı sorusuna şöyle cevap verdi:
"Şu anda normal işliyor süreç. Tabii Kongreden gelen bazı sesler sebebiyle ister istemez herkes bir engel mi çıkacak ya da şartlı mı olacak diye sorular da soruyor ama teknik düzeyde müzakereler normal seyirde devam ediyor, yönetimin bu konuda kararlılığı da devam ediyor. Blinken, yaptığımız ikili görüşmede de bunu söyledi. Bu arada Sayın Blinken'ın da babası vefat etti. Kendilerine taziyelerimi buradan iletmek istiyorum. Diğer taraftan Kongreden bazı çatlak sesler geldi. Kongreden bir karar çıktı ama bu bağlayıcı bir kanun değil, biliyorsunuz alt kanadından, Temsilciler Meclisinden. Senatodan yine bir karar, daha sonra iki karar birleştiriliyor ve sonuçta bir karar çıkıyor F-16 ile ilgili. Bizim Kongre düzeyinde temaslarımız devam ediyor. Sayın Volkan Bozkır ve Efkan Ala buradan Washington'a geçtiler ve Kongrede temaslarda bulunuyorlar. Daha önce de Parlamenter heyetlerimiz de Washington'a gelerek temaslarda bulundu. Biz de temaslarda bulunduk. Sayın Cumhurbaşkanımızın burada görüştüğü Kongre üyeleri, senatörler oldu. Bu görüşmelerde de bu önemli senatörler F-16'ların Türkiye'ye verilmesi konusunda güçlü destek veriyor ama biz yönetime şunu da söylüyoruz: Gerek teknik görüşmelerde gerekse siyasi görüşmelerde bizim elimizi kolumuzu bağlayan bir anlaşma içinde biz olmayız. Yani biz F-16'yı alacağız şöyle kullan böyle kullan, şunu yapamazsın, bunu yapamazsın. Bir NATO üyesinin diğer bir NATO üyesine böyle bir kısıtlama getirmesi kabul edilebilir bir şey değil. Burada bazı lobilerin özellikle Yunanistan Başbakanı'nın Washington'a gelmesinden sonra Yunan lobisi gibi, Ermeni lobisi gibi bazı lobilerin buna karşı çıktığını, engellemeye çalıştığını biliyoruz ama şu anda ciddi bunu destekleyen lobilerin yani Türkiye'ye verilmesi konusunda destek veren lobilerin olduğu da bir gerçek. Şartlı bir anlaşmanın içinde olmayız dedik. Kullanamayacağımız ürünü niye alalım biz."
"Hindistan'a yönelik yaptırımlar kaldırıldı, doğru bir şekilde kaldırıldı"
S-400 ve F-35'ler konusunda ABD'li yetkililerle yapılan görüşmelerde gelinen noktayı da değerlendiren Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"CAATSA yaptırımlarının kaldırılması konusunda çabalarımız devam ediyor. Bu konuda ABD'nin bir çifte standart içinde olduğunu da doğrudan yüzlerine de söylüyoruz. Örneğin Hindistan'a yönelik yaptırımlar kaldırıldı, doğru bir şekilde kaldırıldı. Öyle olması lazım. Çünkü Hindistan da Amerika'dan da almaya çalıştı. Neticede Hindistan gibi bir ülkede istediği ürünü istediği yerden alabilmelidir. Zaten NATO üyesi de değil. NATO üyesi de olsa bir yerden alamayınca savunma, şimdi biz F-16'yı diyelim ki bu şekilde oldu ve alamadık. F-16'yı, savaş uçaklarını biz üretinceye kadar kendi çalışmamız var biliyorsunuz, mutlaka bir yerden alacağız. Dolayısıyla bu F-35 programına da NATO müttefikliği çerçevesinde diğer 9 ülke gibi biz de katıldık. CAATSA'dan dolayı şu an bizim oradaki üyeliğimiz, ortaklığımız askıya alındı. Bu çok yanlış bir karar. Bunun düzeltilmesi için de çabalarımız sürüyor."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Endonezya'daki G20 Zirvesi'nde ABD Başkanı Joe Biden ile görüşme ihtimali sorulan Çavuşoğlu, "Şu anda planlanmış bir görüşme yok, kasım ayına daha çok var ama genellikle bu tür platformlarda Sayın Biden ile Sayın Cumhurbaşkanımız NATO toplantılarında olsun G20 olsun görüşme imkanı buluyor. Daha önceki zirvelerde de, Roma'da da bir araya geldiler. Bu tür görüşmeler oluyor, normal yani olması." dedi.
Çavuşoğlu BM Güvenlik Konseyi reformlarına dair ise şunları söyledi:
"Biliyorsunuz bir G4 ülkeleri var. Onların talebiyle bizim reform anlayışımız farklı. Onlar diyor ki P5 olacağına biz de katılalım P9 olsun. Bizim de veto hakkımız olsun. Dolayısıyla bu sorunu çözer mi? Burada veto edebilecek ülke sayısı artar... Bu sistemi daha da zayıflatıyor. Karar alma mekanizmasını daha da zorlaştırıyor. Dolayısıyla bu sorunu çözmez, tam tersine BM'yi ve Güvenlik Konseyi'ni daha da zayıflatır ve BM Güvenlik Konseyi hiçbir konuda karar alamaz ama Biden'ın söylemek istediği buysa biz aynı çizgide değiliz ama BM'nin reforme edilmesi gerektiği anlayışını doğru buluyoruz tabii ama bizim önerimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın 'Dünya 5'ten büyüktür' mottosuyla BM reformu ile ilgili düşünceleri, Türkiye'nin düşünceleri farklı. Türkiye BM'nin ve Güvenlik Konseyinin daha kapsayıcı olmasını istiyor ve dönüşümlü olarak tüm ülkelerin burada temsil edilmesini istiyor. Tabii her ülkenin nüfusuna göre kriterler belli olur, büyüklüğüne göre, coğrafi dağılıma göre bunlar çalışılır ama diğer taraftan da veto hakkının da mutlaka kaldırılması gerekiyor. Bunların alternatifleri var, nitelikli çoğunluk olur, yani üçte ikisinin oyuyla bir karar alınabilir. Bugün bir ülke hayır dediği zaman hiçbir karar çıkmıyor. Oradan Genel Kurula götürelim diyorsunuz, bazı konularda ancak Genel Kurulun kararı geçerli oluyor. Tüm ülkelerin oy verdiği platformda alınan kararlar geçerli olmuyor. Sonuçta 5 ülkeye bağlı her şey. Bizim reform anlayışımız kapsayıcı olması, vetonun kalkması ve BM kurumlarının, Güvenlik Konseyi dahil daha etkin olması, beklentileri karşılayacak adımları atacak kapasiteye ulaşması, daha görünür olması gerekiyor ve beklentileri karşılarken de sorunları çözebilecek hüviyete de kavuşması gerekiyor."
"P4 grubuna katılma gibi bir derdimiz yok"
Türkiye'nin BM reformları konusundaki G4 girişimini yanlış bulduğu için buraya dahil olmak istemediğini belirten Çavuşoğlu, "Bizim derdimiz illa Türkiye'de bir yere dahil olsun değil ve bu daha önceden başlatılmış bir inisiyatif, bu G4 dediğimiz Japonya, Almanya, Hindistan ve Brezilya. Sonuçta şimdi diyelim ki Türkiye'de katıldı P10 oldu. Bu sorunu çözer mi çözmez. Veto hakkı olduğu sürece sorunu çözmez. Biz her yerde biz olalım demiyoruz, herkes olsun adil olsun diyoruz. O nedenle bu P4 grubuna katılma gibi bir derdimiz yok, tam tersi katılmayız, arzu etmeyiz. Tam tersine biz o G4 içindeki ülkelere 'gelin sizin yaklaşımınız doğru değil, sorunu çözmez, siz bize katılın' diyoruz."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye geleceği yönündeki haberler de sorulan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Gayet normal. Bir ana muhalefet partisinin yurt dışı temaslarının olması son derece doğaldır, bundan doğal ne olabilir. Biz her zaman olduğu gibi yurtdışındaki misyonlarımızda gerek yerel yöneticiler, gerekse siyasi partilerin temsilcileri, tabii ki yüce Meclisimizin üyeleri dahil geldikleri zaman eğer bizden bir talepleri olursa biz gereğini yapıyoruz, devletin yurtdışındaki kurumları, misyonları olarak. Sonuçta özellikle dış politika ve diğer konulara baktığımız zaman, sorumluluk tabii ki ana sorumluluk iktidarda ama muhalefetin de sorumluluğu var. Muhalefetin de Türkiye'nin milli meselelerinde, ana meselelerinde neredeyse iktidar kadar sorumluluğu var. Dolayısıyla Sayın Kılıçdaroğlu'nun Amerika olsun veya başka ülkelerdeki temasları olsun bunlar son derece doğal."