Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ve Kosova'nın Fetullahçı Terör Örgütü'yle (FETÖ) mücadelede iş birliğinin devam etmesi gerektiğini belirterek, "FETÖ, Kosova'daki mevcudiyetiyle belki Türkiye'ye fazla zarar veremez ama Kosova için çok ciddi bir tehdit ve tehlikedir. Bu yapılanmanın Kosova'dan çıkartılması gerekiyor." dedi.
Çavuşoğlu, Kosova Dışişleri Bakanı Meliza Haradinaj-Stublla ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Türkiye'nin, Kosova ile yeni tip koronavirüs (Covid-19) sürecinde de temaslarının devam ettiğini belirten Çavuşoğlu, kendisinin de ülkedeki seçimlerden sonra en kısa sürede Kosova'yı ziyaret etmek istediğini söyledi.
Çavuşoğlu, mevkidaşı ile görüşmelerinde ikili ilişkileri her alanda ele aldıklarını belirterek, "Ekonomik ilişkilerimiz iyiye gidiyor ama daha da ileri noktaya götürebiliriz, bunun için fırsatlar var. İki ülkenin potansiyelinin yanında, 2019'da imzaladığımız serbest ticaret anlaşması bizim için büyük bir avantaj." diye konuştu.
İkili ticarette Türkiye lehine bir açık olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, bunu dengelemek için neler yapılabileceğini, Kosova'da Türk yatırımların artması konusunda şirketleri birlikte teşvik etmeye devam edeceklerini, savunma sanayisi ve askeri iş birliğini geliştirmek için hangi adımların atılması gerektiğini de ele aldıklarını vurguladı.
Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ve Kosova arasında imzalanan mutabakat zabıtlarıyla da her düzeyde diplomatların değişimi ve eğitimi konusunda yakın iş birliği içinde olacaklarını, iki ülke dışişleri bakanlıkları arasındaki bağların daha da güçlendirileceğini belirtti.
Sırbistan-Kosova diyalog süreci
Türkiye'nin, bağımsızlığını ilan ettiği günden bu yana Kosova'nın tanınması için çok gayret sarf ettiğini ve bu gayretlerini sürdüreceğini aktaran Çavuşoğlu, Kosova'nın uluslararası örgütler nezdinde statü elde etmesi için de Türkiye'nin elinden gelen desteği vermeye devam edeceğini söyledi.
Çavuşoğlu, Türkiye'nin, Kosova'nın Avrupa Atlantik kurumlarına entegrasyonunu da desteklediğini, bunun bölgenin istikrarı ve huzuruna önemli katkıda bulunacağını bildirdi.
Türkiye'nin, bölgenin istikrarını arttırmaya yönelik başlatılan Sırbistan-Kosova diyalog sürecini başından beri desteklediğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Her iki tarafla da ilişkileri iyi olan bir ülke olarak katkı sağlamaya çalışıyoruz. Bir an önce anlayışa varılan mutabakatların ve imzalanan anlaşmaların tam olarak uygulanmasıyla birlikte iki ülke arasındaki diyaloğun kalıcı bir şekilde tesis edilmesini Türkiye olarak arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Kosova'da erken seçim kararı alındığını, yeni meclisin yeni cumhurbaşkanını da seçeceğini hatırlatarak, "Kosova bugüne kadar demokratik seçimler gerçekleştirdi. Kapsayıcı bir sistemi var. Kosova'da biliyorsunuz, soydaşlarımız da var. Onlar da hiçbir zaman kendilerini dışlanmış hissetmedi bu sistemin içinde. Bu seçimin de aynı anlayışla gerçekleştirileceğinden hiç şüphemiz yok. Bu seçimlerde de ülke olarak başarılar diliyoruz." diye konuştu.
Türk firmalarının Kosova'da 10 bin kişiye istihdam sağladığını belirten Çavuşoğlu, gelecek süreçte bu sayıyı arttırmayı hedeflediklerini söyledi.
"(FETÖ) Kosova için çok ciddi bir tehdit ve tehlikedir"
Çavuşoğlu, Kosova'daki FETÖ mevcudiyeti konusunda "Geçmişte Kosova'nın attığı bazı adımlar oldu, iş birliği de yaptık. Bunun için Kosova'ya ne kadar saldırdıklarını da görüyoruz. Ama bu iş birliğinin devam etmesi gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, ülkede darbe girişiminde bulunmuş bir terör örgütünün, kardeş bir ülkedeki mevcudiyetini görmek istemediğine değinen Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"FETÖ, Kosova'daki mevcudiyetiyle belki Türkiye'ye fazla zarar veremez ama Kosova için çok ciddi bir tehdit ve tehlikedir. Bu yapılanmanın Kosova'dan çıkartılması gerekiyor. Bunun kolay olmadığını da biliyoruz. Çünkü aynı Türkiye'de olduğu gibi eğitim yoluyla tüm kurumlara sızdıklarını biz görüyoruz. Diğer taraftan bazı ülkelerin de bu networkü (ağı), bu terör örgütünü desteklediğini de biliyoruz, bu sır değil. Ama, Kosova'nın geleceği için bu çok önemli. Bugün Kosova'nın karşı karşıya kaldığı diğer sınamalarda biz Kosova'yı destekliyoruz. Diğerleriyle ilgili bugün, yarın çözüm bulunabilir ama bu terör örgütüne karşı bugün tedbir alınmazsa korkarım yarın çok geç olur. Türkiye'de yaşananları bir kere daha bugün sayın bakana anlattım. Bu konulardaki beklentilerimizi de dile getirdim."
Çavuşoğlu, Kosova'da insani ve kalkınma yardımlarının süreceğine işaret ederek, TİKA'nın ülkede bugüne kadar gerçekleştirdiği projelerin toplam değerinin, 100 milyon doların üstünde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin, Covid-19 döneminde de kardeş Kosova'ya iki defa tıbbi yardım desteğinde bulunduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, aşı konusunda nasıl bir iş birliği yapılabileceğini mevkidaşı ile değerlendirdiklerini anlattı.
Çavuşoğlu'nun yarınki Rusya ziyareti
Çavuşoğlu bir soru üzerine, Türkiye-Rusya Ortak Stratejik Planlama Grubu'nun 8. Toplantısı'na katılmak için yarın yapacağı Rusya ziyaretini de değerlendirdi.
Bir önceki toplantının Antalya'da gerçekleştiğini, bu toplantıda, iki ülke arasında Türkiye'de düzenlenecek Üst Düzeyli İş Birliği Konseyi Toplantısı'nın hazırlıklarını ele alacaklarını belirten Çavuşoğlu, Rusya'ya yapacağı ziyarette ayrıca, iki ülke dışişleri bakanlıkları arasında "2021-2022 İstişare Planı"nın da imzalanacağını söyledi.
Çavuşoğlu, ziyarette ikili ilişkilerin tüm boyutlarını değerlendireceklerini de kaydetti. İki ülke arasında Suriye ve Libya gibi bölgesel konularda bazı görüş ayrılıkları olsa da çözüme yönelik iş birliği mekanizmalarının devam ettiğini anlatan Çavuşoğlu, Karabağ, Azerbaycan-Ermenistan konularının bu ziyarette ele alınacağını bildirdi.
Ateşkesin gözlemlenmesi için ortak merkez kurulmasına ilişkin Rusya ile mutabakat zaptı imzalandığını hatırlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi bunun yeri ve uygulamalarıyla ilgili konuları ev sahibi Azerbaycan'la birlikte de görüşüyoruz. Bu merkezin görevini ve bundan sonraki çalışmaları ele alacağız. Yani, Kafkasya'da kalıcı bir çözüm, ateşkes ve barış. Tabii bunun, can Azerbaycan'ın sınır ve toprak bütünlüğü çerçevesinde ve mevcut BM Güvenlik Konseyi, AGİT ve diğer uluslararası örgütlerin kararları ve uluslararası hukuk çerçevesinde olması lazım. Bu konularda görüş alışverişinde bulunduğumuz gibi, geleceğe yönelik atılacak adımları ve uygulamaları da ele alacağız."