Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde, Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin de katılımıyla 5+1 formatında düzenlenen gayriresmi Kıbrıs konulu konferansın ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
"Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı"
Toplantıda Rum yönetiminin Crans Montana ve diğer müzakerelerdeki iddialarını sık sık tekrarladığını belirten Çavuşoğlu, "Görüşmelerde Güney Kıbrıs lideri yeni bir vizyon getiremedi. Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı. 'Kıbrıs Türklerine eşitlik verilirse ortaklık devleti işlevsel olmaz' iddiasını daha önce olduğu gibi sık sık tekrarladı." diye konuştu.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 29, 2021
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: Görüşmelerde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri yeni bir vizyon getiremedi. Takılmış plak gibi eski söylemlerini tekrarladı. https://t.co/yczHj9aqtB pic.twitter.com/dewiIFj5W5
"Genel Sekreter Antonio Guterres'in önerilerini de reddetti"
Rum lider Nikos Anastasiadis'in Kıbrıs Türklerinin devlet ve toplum olarak egemen eşit olmayacağını söylediğini kaydeden Çavuşoğlu, "Genel Sekreter Antonio Guterres'in önerilerini de reddetti ve kabul etmeyeceğini Genel Sekreter'in yüzüne söyledi." dedi.
"Önümüzdeki süreçte biz sağlam duruşumuzu devam ettireceğiz"
Çavuşoğlu, toplantıya garantör ülke olarak katılan İngiltere ile BM Genel Sekreteri Guterres'in orta yol bulma çabalarına rağmen yeni bir müzakereye başlamak için ortak zeminin oluşmadığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Bunun üzerine Genel Sekreter, birkaç ay daha gayriresmi şekilde bu süreci sürdürmeye, zemin yoklamaya devam etmek istediğini söyledi. Biz de bu kararını destekledik. Neticede gayriresmi 5+BM önerisi bizden gelmişti. Önümüzdeki süreçte biz sağlam duruşumuzu devam ettireceğiz. KKTC'nin egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm vizyonuna ve önerisine destek olmaya devam edeceğiz. Hem de çok güçlü bir şekilde."
"KKTC'nin bağımsızlığı, egemenliği ve eşitliği konusundan ödün vermeyeceğiz"
Çavuşoğlu, "KKTC'nin bağımsızlığı, egemenliği ve eşitliği konusundan ödün vermeyeceğiz. Bunlar teslim edilirse iki devlet gelecekte nasıl iş birliği yapacağını müzakere edebilirler. Teslim edilmezse yolumuza KKTC'yle birlikte devam edeceğiz." diye konuştu.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 29, 2021
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: KKTC’nin egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonuna ve önerisine destek olmaya devam edeceğiz. KKTC’nin bağımsızlığı, egemenliği ve eşitliği konusunda ödün vermeyeceğiz.https://t.co/yczHj9aqtB pic.twitter.com/SLfizbnSrO
"Türkiye Cumhuriyeti olarak KKTC'nin bu önerisine tam destek verdik"
Toplantının Kıbrıs'ta müzakere süreci için ortak zemin bulma arayışı olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, "Toplantıda dün ve bugün Sayın Cumhurbaşkanı (Tatar) egemen eşitliğe dayalı iki devletli çözüm vizyonunu güçlü şekilde dile getirdi. Tarihi bir konuşma yaptı. Önerisini yazılı olarak da tüm taraflarla paylaştı. Biz de Türkiye Cumhuriyeti olarak KKTC'nin bu önerisine tam destek verdik." diye konuştu.
Kıbrıs meselesinin özünde, Rum tarafının hakimiyetçi zihniyetinin sürmesi ve haksız biçimde Ada'nın tek temsilcisi olarak tanınması olduğunu taraflara izah ettiklerini söyleyen Çavuşoğlu, "Bunun için Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitliği teslim edilir ve eşit statüsü tanınırsa yeni bir sürecin başlatılabileceğini vurguladık. Yeni bir müzakere sürecinin iki toplum arasında değil, artık iki devlet arasında olması gerektiğini söyledik. Bu yaklaşımın ilerde başlatılacak bir müzakere sürecinin veya bulunacak bir çözümün başarısız olması halinde Kıbrıs Türklerinin statüsünü belirsiz kılmasını da önleyeceğini özellikle ifade ettik." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Rum tarafının ise toplantıda Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kıbrıslı Türkleri de içine alacak şekilde evrilmesi konusunu dile getirdiğini aktararak "Kıbrıs Türklerinin eşitliğini yine koşullara bağladılar. Hiçbir şey olmamış gibi 2017'de Crans Montana'da kalınan yerden devam etmek istedi." ifadelerini kullandı.
Rum lider Nikos Anastasiadis'in, dönüşümlü başkanlık ve +1 oy hakkı gibi konuları kabul edebilmesi için "Tatmin edilmesi" mesajı verdiğini dile getiren Çavuşoğlu, "Tatmininin limitini sorduk, ona bir cevap veremedi. Bu kadar üst perdeden konuşmaya çalıştılar ama gerekli cevapları Sayın Tatar ve bizden aldılar." dedi.
Çavuşoğlu, Anastasiadis'in Crans Montana'da kalınan yerden devam etme arzusunda da samimi olmadığının ortaya çıktığını belirterek "Crans Montana'da masayı devirenin kendisi olduğunu sanırım unutmaya ve unutturmaya çalıştı ama biz tekrar bunu hatırlattık. O toplantıya gelmeden önce verdiği belgeleri de önce inkar etmeye kalktı, fotokopisini önüne koyduğumuz zaman da ne yapacağını şaşırdığını gördük." diye konuştu.
Kıbrıs konusunda 2017'de yapılan Crans Montana görüşmelerinin ardından federasyon seçeneğinin masadan kalktığını belirten Çavuşoğlu, "Hem biz hem Sayın Tatar, federasyon defterini 2017'de kapattığımızı muhataplarımıza hatırlattık. Ezcümle Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin tutumunda hiçbir değişiklik yok." değerlendirmesinde bulundu.
"Maraş ve Ercan Havalimanı'nın BM kontrolüne verilmesini teklif etti"
Çavuşoğlu, Anastasiadis'in toplantıda gündemi değiştirme girişimlerinden ve toplantının konusu olmayan meseleleri açmasından da söz ederek "Rum lider gündemi değiştirmek için Maraş'ın ve Ercan Havaalanı'nın BM kontrolüne, Gazimağusa Limanı'nın da AB kontrolüne verilmesini teklif etme cüretini gösterdi. Tabii bunların ciddiye alınması mümkün değildir. Bunları da kendilerine söyledik." ifadelerini kullandı.
Doğu Akdeniz'deki hidrokarbonun paylaşımı konusunun da gündeme geldiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Hidrokarbon meselesi, gelir paylaşımı meselesi Doğu Akdeniz'de gerginliğe sebep olan önemli bir konudur. Bu konuda yine KKTC'yle hidrokarbon gelirlerini paylaşılmak istenmediği açıkça göstermiştir." dedi.
Yunanistan'ın ise toplantı boyunca federasyon seçeneğini savunduğunu anlatan Çavuşoğlu, "Yunanistan ise beklendiği şekilde federasyonu öngören BM Güvenlik Konseyi kararlarının arkasına saklandı ve 50 yıldır sonuç vermeyen federasyon modelini tekrar müzakere edilmesini savundu. Biz de tabii eski konsey kararlarının günümüz gerçeklerini, iki tarafın ortak iradesini yansıtmadığını ve taraflar isterse değiştirilebileceğini söyledik." değerlendirmesinde bulundu
Çavuşoğlu, 5+1 toplantısının Kıbrıs meselesinde önemli bir dönüm noktası olduğunu da belirterek "Türk tarafı egemen eşitliğe dayalı, iki devletli çözüm modelini kayda geçirmiştir. Bu aslında KKTC'nin bağımsızlığı ve egemenliği mücadelesidir. Bu uzun soluklu mücadelede Türkiye, KKTC'nin yanında olmaya devam edecektir." diye konuştu.
"Güvenlik Konseyi ve AB'den telkinler ve baskılar gelecek bunları da görüyoruz"
Toplantının sonunda gazetecilerin soruların yanıtlayan Çavuşoğlu, "Genel Sekreter, süreci 2-3 ay daha devam ettirecek ve 2-3 ay sonrasında tekrar 5+1 formatında gayriresmi bir toplantı gerçekleştirmeyi öngörüyor. Yeri henüz belli değil. Cenevre ya da New York olabilir." dedi.
Bu süreçte yıllardır müzakere edilen modellerin neden işlemediğinin anlatılacağını söyleyen Çavuşoğlu, "Barışçıl biçimde müzakere edilmiş, kalıcı bir çözümden yana olduğumuzu fakat dayatmaları da kabul etmeyeceğimiz anlatacağız. Bu süreçte başta bazı Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere ve AB'den telkinler gelecek, baskılar gelecek bunları da görüyoruz." ifadelerini kullandı.
Özellikle AB'nin Kıbrıs konusunu Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemli görmesini eleştiren Çavuşoğlu, "Özellikle AB, Türkiye-AB ilişkileri bakımından önemlidir gibi üst perdeden, tehdit dilini kullanmaya devam edecektir. Bunları öngörüyoruz." diye konuştu.
Çavuşoğlu Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin 53 yıldır tüm planları desteklediği halde neden bu olumlu yaklaşımların yok sayıldığını ve izolasyonların devam ettiğinin izah edilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
"Yalana dayalı kampanyalarını sürdürdüler"
Çavuşoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'ın, Cenevre'deki Kıbrıs görüşmeleri sürerken BM Genel Sekreteri Guterres'e sunduğu 6 maddelik önerinin Rum basınına sızdırılmasına ilişkin soruya ise "Belgenin sızdırılmasına gelince, o bakımdan da hiçbir şeyin değişmediğini, hani 'Batı cephesinde değişen bir şey yok' derler ya, ahlaki olarak da etik olarak da değişmediklerini maalesef olumsuz anlamda söylüyorum bunu, değişmediklerini gördük." yanıtını verdi.
BM Genel Sekreteri Guterres'in, toplantıda Chatham House kurallarının izlenmesini istemesine karşın önerinin sızdırıldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Neticede gizli bir belge değil. Biraz önce Sayın Cumhurbaşkanımızla (Tatar) beraber izah etmeye çalıştığımız, KKTC'nin ve Türkiye'nin desteklediği vizyonunu paylaşmıştır. Bu toplantı sırasında tabi her yeri arayarak 'Türkiye ve KKTC çözüm istemiyor, bunlar her şeyi tıkıyor' gibi yalana dayalı kampanyaları sürdürmüşlerdir." diye konuştu.
Çavuşoğlu, Crans-Montana'daki görüşmelerde Anastasiadis'in söylediklerini Rum kesimindeki seçim sonuçlanana kadar kendisine söz verdikleri için kimseyle paylaşmadıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
"O zaman 'En iyi çözüm iki devletli çözümdü' demişti. Şimdi başka şeyler söylüyor. Daha sonra New York'ta neler söyledi, onlara da o zaman 'İki devletli çözüm için yeterli destek yok, konfederasyon ama konfederasyonda da dönüşümlü başkanlığı kabul etmem, başkan yardımcısı Kıbrıs Türklerinden olacak, başkan Rumlardan olacak' demişti. Bu çelişkili ifade ve yalanlarını farklı kişilere, kesimlere, farklı zamanlarda farklı şeyler söylediğini, dürüst olmadığını da söylemek durumunda kaldık. O nedenle dünkü belgelere paylaşmaları, bu tür yalan söylemeler onlara yakışan bir tavır. Biz orda da söyledik toplantıda da, her yerde aynı şeyleri söylüyoruz. İlkesel tutumumuzu sergiliyoruz, etik kurallara da sonuna kadar riayet ediyoruz."
"Vizyonumuzun ilkesel bir vizyon ve tutum olduğunu tüm taraflar sevse de sevmese de görmüş oldu"
Bakan Çavuşoğlu, Crans-Montana'dan bu yana İngiltere ve BM'nin tutumunda değişiklik olup olmadığı yönündeki soruya cevaben, "Genel Sekreter bizi bu gayriresmi toplantıya artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye davet etti. BM Güvenlik Konseyi'nin kendisine verdiği görevler çerçevesinde görevlerini yapması doğaldır ama bu gayriresmi bir toplantı olduğu için onun dışındaki fikirleri de gündeme getirdi." dedi.
Guterres'in sonuçta orta yolu bulmaya çalıştığını söyleyen Çavuşoğlu, İngiltere'nin de aynı şekilde farklı sorular sorduğunu, bazı fikirler ortaya attığını belirtti.
Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Bazı fikirleri ilginç bulsak da özellikle egemen eşitlik beklentileri karşılamadığı için ve Kıbrıs Türklerinin 1960 anlaşmasıyla elde ettiği statü ve egemenlik konusunda beklentileri karşılayacak nitelikte olmadığı için kendi düşüncelerimizi de paylaştık. En azından bir çaba sarf ettiler. Onların tutumu da ne değişti ne değişmedi. Sonuçta söylemek bize düşmez ama bu toplantıya bizim müzakereyi üst perdeden başlatmak için gelmediğimizi vizyonumuzun ilkesel bir vizyon ve tutum olduğunu tüm taraflar sevse de sevmese de görmüş oldu."
Çavuşoğlu başka bir soru üzerine, KKTC'deki siyasi partilerin genel başkanlarına Cumhurbaşkanı Tatar ile birlikte bilgilendirmede bulunduklarını anımsatarak "Orada da söyledim. Net bir şekilde egemen eşitlik tanınırsa ve de iki tarafın uluslararası statüsü eşitlenirse iki devletli çözüm temelinde müzakereler olabilir dedik. Bunları söylediğimiz halde, 'bu niye söylenmedi denirse burada farklı bir niyetin olduğunu düşünebiliriz."
Tatar: Eşit statü tanınmadan, eski şartlarda masaya oturmamızın anlamı olmaz
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da, Türkiye ile birlikte yeni belirledikleri "Kıbrıs'ta egemen eşitlik temelinde iki devlet" siyasetinden asla vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak, "Eşitliğe dayalı ve eşit statü tanınmadan, eski şartlarda masaya oturmamızın ve resmi görüşmelere başlamamızın anlamı olmaz." diye konuştu.
"Rum Kesimi'nin amacı, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin devamı ve anayasal değişiklikle Kıbrıslı Türklerin buna yama edilmesidir." ifadesini kullanan Tatar, bu çerçevede Kıbrıslı Türklerin, Avrupa Birliği içerisinde bir konumda, Türkiye ile bağlarının kopartılmaya çalışıldığını kaydetti.
#SONDAKİKA
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) April 29, 2021
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: Rum Kesimi’nin amacı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı ve anayasal değişiklikle Kıbrıslı Türklerin buna yama edilmesidir. https://t.co/yczHj9aqtB pic.twitter.com/ONH1Hx1rMc
"Yeni siyaseti hem BM'ye hem ilgili taraflara duyurduk"
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Kıbrıs görüşmeleri bağlamında yeni bir siyasetin oluşması için çok çalışmalar yürüttüğü kaydeden Tatar, Kıbrıs'ta eğer bir anlaşma olabilecekse bunun zemininin değişmesi gerektiğini belirtti.
Tatar, "Türkiye'nin de desteğiyle artık yeni siyaseti hem BM'ye hem ilgili taraflara duyurduk. Yeni siyasetin Kıbrıs konusu bağlamında bir yer edindiğinin de memnuniyetle müşahedesini gerçekleştirmiş bulunmaktayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Tatar, "Toplantıda yaptığım sunumda, masada bir anlaşmanın sağlanabilmesi için bizim egemen eşitliğimizin ve eşit uluslararası kimliğimizin tanınmasını gerektiğini belirttim. Çünkü federasyon görüşmelerinde karşı taraf masadan kalktığında Kıbrıs Cumhuriyeti olarak yoluna devam ediyor, biz ise kısıtlamalar ve izolasyonlar altında mağdur taraf olarak devam ettiğimiz süreci hiçbir zaman karşı tarafın bizimle eşit statüde ne ülkenin yönetimini ne de zenginliklerini paylaşma niyeti olmayacağını, bunları çeşitli defa tecrübe ettiğimizi ifade ettik." diye konuştu.
Rum tarafının 2004'te Annan Planı'na "hayır" demesine rağmen AB'ye alınmasının ve Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tanınması anlamına gelen 4 Mart 1964'ta 186 nolu BM Güvenlik Konseyi kararıyla dengeleri Kıbrıslı Türklerin aleyhine geliştirdiğini anımsatan Tatar, artık bu oyunun kurallarının değişmesi gerektiğini, aksi takdirde hiçbir zaman adaletli ve dengeli bir anlaşmanın olamayacağı yöndeki düşüncelerinin sunduğu öneride yer aldığını da belirtti.
Tatar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve BM Üst Düzey Temsilcisi Jane Holl Lute'a teşekkür ederek toplantının onların gayretiyle gerçekleştiğini ve görüşlerini ifade etmelerinin önemli olduğunu vurguladı.
Toplantının esas amacının, taraflar arasında ortak zeminin olup olmadığının tespiti olduğunu belirten Tatar, "İşin esasında ve özünde anlaşmaya varmadan bir müzakere sürecine geçiliyor gibi algının yaratılmasını da olumlu bulmadığımızı, öyle bir sürece onay vermeyeceğimizi de söyledik." ifadelerini kullandı.
"Uluslararası eşit statümüzün kabulüyle müzakere masasına oturabileceğimizi ifade ettik"
Tatar, KKTC ile yola devam ettiklerini belirterek şöyle devam etti:
"Bizden kimse bunu (KKTC) terk etmemizi, zemini olmayan Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ve dolayısıyla üniter yapıya girecek bir siteme yama olmamızı bekleyemez. Bunları da dün ve bugün yalın şekilde ifade ettik. Dolayısıyla biz başladığımız noktadayız, egemen eşitliğe ve uluslararası eşit statümüzün kabulüyle müzakere masasına oturabileceğimizi ifade ettik. Ortaya koyduğumuz öneriler, dünyanın her yerinde değerlendirilmekte. Gerçekten yaptığımız bu tarihi adımla bir aşama kaydettiğimizi ve dolayısıyla yeni bir sayfanın açılmasıyla Kıbrıs Türk halkına bir umut doğduğunu görüyorum."
Guterres'in, yaptığı değerlendirmeden sonra gerçekleri gördüğünü vurgulayan Tatar, kendilerinin söylediklerinin egemen eşitlik temelinde bir çözüm olduğunu ve Genel Sekreter'in bunu BM Güvenlik Konseyi'nde görüşebileceğini ifade etti.
Tatar, Türkiye'nin de bu sürece büyük desteğinin olduğunu ve garantör ülke İngiltere'nin de bu işin içinde olduğunu belirterek "Türkiye'nin de desteğiyle İngiltere'ye baskı yapacağız. İngiltere, bu işi düzeltebilecek kapasitededir. Netice itibarıyla İngiltere öncülüğünü yaparsa diğer BM Güvenlik Konseyi üyelerinin de bu işe çok olumsuz bakacaklarını düşünmüyorum." dedi.
"Evrakı sızdırmaları çok da hoş olmamıştır"
Cenevre'de öneriler sunduklarını ve bir nevi değişikliğin mimarı olduklarını anlatan Tatar, "Keşke karşı taraf da (Rum kesimi) bizim gibi değişiklikle gelseydi, barış, insanlık ve huzur adına o adımı hep birlikte atabilseydik. KKTC'ye gönül rahatlığıyla dönüyorum, Türkiye'ye de selamlarımızı iletiyoruz. Sabahleyin Sayın Çavuşoğlu ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da bilgi verdik, o da memnuniyetini ifade etti." dedi.
Tatar, dün BM Genel Sekreteri Guterres'e verdiği 6 maddelik öneri belgesinin sızdırılmasıyla ilgili soruya ilişkin, "Buna söyleyecek hiçbir şey yoktur, karşı tarafın her zaman yaptığı oyunlardır bunlar. Bizim için bir sıkıntı değildir. Orada da ben halkıma söylediklerimi ifade etmişimdir. Benden evvel onların bu evrakı sızdırmaları ve o şekilde bir algı yaratmaya çalışmaları çok da hoş olmamıştır." ifadelerini kullandı.