Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, bir televizyon kanalında katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Yunanistan'ın 15 yıldır Mısır'la deniz yetki alanları anlaşması yapmak üzere görüştüğünü, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin ise 2011'de sondaj faaliyetlerine başladığına değinen Çavuşoğlu, "Yunanistan geçmiş hükümetler döneminde de yine Mısır'la, İsrail'le ve GKRY ile anlaşmalar yaptı, platformlar kurdu ve Doğu Akdeniz Gaz Koridoru'nu oluşturdular. Bu koridor uygulanabilir değil ama Türkiye'ye karşı siyasi bir hamle" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, yayımlanan Sevilla haritasının Türkiye'yi dar bir alana hapsetme çabası olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin aldığı sondaj gemileriyle Akdeniz'de sondaj çalışması yapmasının Yunanistan tarafından beklenmediğini dile getiren Çavuşoğlu, "Sondaj başlayınca Yunanistan gürültüyü koparmaya başladı. Bu dönemde arabuluculuk yapmak isteyen ülkelerin devreye girmesiyle diplomasiye yer açmak için esneklik gösterdik ama bu bizim temel haklarımızdan taviz değildir" dedi.
Yunanistan ile istikşafi görüşmelerin başlayacağını 7 Ağustos'ta açıklama konusunda mutabık kalındığını ancak bu açıklamaya saatler kala Mısır ile anlaşmanın duyurulduğunu belirten Çavuşoğlu, "Bu anlaşmayı imzaladıktan sonra bu tür görüşmelere başlanamayacağını biliyorlardı ve bilerek yaptılar. Sonuçta bu noktaya gelme sebebi, Yunanistan'ın GKRY'yi ve bazı ülkeleri yanına alarak Türkiye'nin haklarını yok saymaya çalışmasıdır. Türkiye karşı hamlelerini yapınca, kendi hakkını ve Kıbrıs Türk halkının hakkını savunmaya başlayınca da gerilim artmaya başladı" ifadelerini kullandı.
"Yunanistan - Mısır anlaşması bizim için çok şeyi değiştirmez"
Mısır ile Yunanistan arasında yapılan deniz yetki alanları anlaşmasına göre Mısır'ın Türk kıta sahanlığını ihlal etmediğini ancak Yunanistan'ın ihlal ettiğini vurgulayan Çavuşoğlu, özellikle Oruç Reis gemisinin çalışma yaptığı noktanın 2004'te Türkiye'ye ait olarak Birleşmiş Milletlere (BM) kaydettirildiğini söyledi.
Çavuşoğlu, Oruç Reis gemisinin sismik araştırma yaptığı bölgeye ruhsat verilme tarihinin de 2009-2012 yılları arasında olduğunu belirterek, "Buralar bizim kıta sahanlığımız ve bu anlaşmayı iki devletin de onaylaması bizim için çok şeyi değiştirmez" diye konuştu.
Bazı görüşmelerde AB üyesi ülke ve liderlerden Türkiye'nin haklı olduğuna dair konuşmalar yapıldığını kaydeden Çavuşoğlu, Yunanistan'ın Mısır'la yaptığı anlaşmada Rodos ve Girit adalarına tam yetki vermemesini ise "Kendi tezlerinden vazgeçmiş oluyorlar." sözleriyle değerlendirdi.
Çavuşoğlu, Oruç Reis gemisinin çalışmalarına da değinerek, şunları söyledi:
"Kıta sahanlığımızın en güneyinden Antalya-Finike'ye doğru daha önceden ruhsat verilen alanlarda Oruç Reis gemisi sismik araştırmalarını sürdürecek. Enerji Bakanımızın kabine toplantısında da bize verdiği bilgiye göre en güneyden kuzeye doğru, bizim kara sınırlarımıza kadar gelecek şekilde Oruç Reis sismik araştırma çalışmalarını sürdürecek, bu da takriben 90 gün sürecek ama Navtex aşamalı şekilde yayınlanacak"
"Fransa, Avrupa liderliğine oynuyor"
Çavuşoğlu, Fransa gibi ülkelerin bölgede Yunanistan'dan yana tavır almasını ve gerilimin artmasına neden olmasını da değerlendirdi.
Fransa'nın Suriye'de ve Libya'da kaybetmesiyle Türkiye'ye karşı suçlamalarda bulunduğunu kaydeden Çavuşoğlu, Yunanistan'ın da AB'yi arkasına alarak gerilimi tırmandırmaya çalıştığını ifade etti.
Çavuşoğlu, AB'nin Yunanistan'a verdiği destekle Yunanistan'ın çözüme yanaşmadığını belirterek, şöyle devam etti:
"Burada oyun daha büyük. Fransa ve bazı ülkelerin bu olayı kışkırtmasının arkasında ne var biliyor musunuz? Fransa, 'NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti' dedi. Fransa burada Avrupa liderliğine oynuyor. Dolayısıyla NATO'ya karşı da AB'nin bir güvenlik gücünü oluşturmak istiyorlar. Şu andaki tırmanmanın hedeflerinden biri de NATO'dur. NATO'yu zayıflatmak ve Avrupa'nın kendi gücünü oluşturma çabası var burada. Yani AB dayanışmasını ön plana çıkarmalarının sebebi NATO'ya karşı ya da alternatif olarak ya da NATO'yu zayıflatarak AB'yi güçlendirmek ya da NATO gibi güvenlik gücü oluşturmaktır."
"Ege'de 12 mil savaş sebebidir"
Yunanistan'ın ve GKRY'nin, AB'den Türkiye karşıtı istediği tepkiyi bulamayınca AB oylamalarını veto etme tehdidi yaptığına dikkati çeken Çavuşoğlu, "GKRY'yi haksız bir şekilde Londra ve Zürih anlaşmalarına aykırı biçimde üye yaptılar, şimdi de başlarına belayı aldılar. Maalesef olumsuz tutumu istemeye istemeye desteklemek zorunda kalanlar var" dedi.
Çavuşoğlu, AB'nin Türkiye'ye yaptırımlar uygulayarak çözüm bulamayacağını da belirterek, "AB'nin dürüst bir arabulucu olması, taraf tutmaması gerekiyor. AB'nin yapması gereken, bize söylediği gibi Yunanistan'ın da haksız olduğu noktaları söylemesi, desteğinin de koşulsuz olmadığını daha net bi şekilde Yunanistan ve GKRY'ye söylemesi gerek ki çözümden yana taraf alsınlar ve paylaşmayı öğrensinler" diye konuştu.
Yunanistan'ın İyon Denizi'nde kara sularını 12 mile çıkarma kararını Ege'de de uygulaması halinde Türkiye'nin ne gibi tepkiler vereceği sorusuna ise Çavuşoğlu, "İyon Denizi'nde 12 mile çıkarması bizi ilgilendirmez. Orada çıkarabilir bizimle ilgisi yok ama Ege’de bunu 12 mile çıkaramazlar. Meclisimizin yıllar önce aldığı karar bugün de geçerlidir, bu savaş nedenidir" ifadelerini kullandı.
Çavuşoğlu, Yunanistan'ın şartların değişmesini bahane göstererek silahsızlandırılması gereken adaları silahlandırmasını da eleştirerek, "Şartlar değişirse anlaşmalarda müzakereyle tadilata gidilir" açıklamasında bulundu.
"Yunanistan 25 yılda Türk okullarının yüzde 50'sini kapattı"
Yunanistan'ın Türkiye'yle yaşanan her gerginliklerde Batı Trakya Türklerine baskıyı artırdığına dikkati çeken Çavuşoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu konuda Yunanistan'a karşı 3 kararı bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin Gökçeada'da 4 öğrenci için Rum okulu açtığını vurgulayan Çavuşoğlu, "Gökçeada'da 4 öğrenci için okul açtık ama Yunanistan son yıllarda Türk azınlığa ait okulları kapattı. Yakın zamanda 8 okulu tasarruf ve öğrenci yokluğu gerekçesiyle kapattı. Son 25 yılda Batı Trakya'da okul sayısını 231'den 115'e yani yüzde 50 düşürdü" dedi.
Çavuşoğlu, Batı Trakya Türkleri, Heybeliada Ruhban Okulu ve Atina'da cami açılması gibi konuların görüşülmesi konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in mutabık kaldığını ancak iki ay sonra Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın "Bunları görüşmeye hazır değiliz" dediğini de sözlerine ekledi.