TRT Haber özel röportaj konuğu olan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi Çinli BYD firmasıyla yapılan 1 milyar dolarlık yatırım anlaşmasına ilişkin şunları kaydetti;
Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurunda dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD'nin yönetim kurulu başkanı ile Türkiye'de yatırıma yönelik bir anlaşma imzaladık. Aralık ayında bir Çin ziyaretimiz olmuştu. Hem Çin hükümetinin bakanlarıyla hem de Çin'de özellikle yeni nesil araçlar ve batarya teknolojilerine yönelik çalışan önemli firmalarla bir araya gelmiştik.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: Dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD'nin yönetim kurulu başkanıyla Türkiye'de yatırıma yönelik bir anlaşma imzaladık. pic.twitter.com/NT4teKFHK1
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 9, 2024
Toplantı gerçekleştirdiğimiz firmalardan biri de BYD'ydi. BYD küresel düzeyde dikkat çeken bir firma. Geçen yıl 3 milyon 100 bin araç üretmiş bir markadan söz ediyoruz. Sadece yeni nesil enerjili araçlar üretiyorlar. Sadece hibrit ve elektrikli araçlar üretiyorlar. Bu alanda en yakın rakibinin iki mislinden fazla kapasiteye erişmiş bir markadan bahsediyoruz.
Ziyaretimizde de öğrenmiştik, 110 bin mühendisi ile her gün 32 patent ortaya çıkaran bir marka BYD. Bu büyük bir kabiliyet. Biz bu kabiliyetin Türkiye'nin Ar-Ge ve inovasyon ekosistemi ile Türkiye'nin üretim altyapısı ile buluşmasını çok arzu ettik. BYD ile çok yoğun ve yakın bir diyalog içinde olduk. Karşılıklı ziyaret ve toplantılar gerçekleştirdik. Dün nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanımızın huzurunda BYD yönetim kurulu başkanı ile birlikte bu anlaşmayı imzalamış olduk.
Biz şunu önemsiyoruz, tüm sektörlerde Türkiye yüksek teknolojiyi hedeflemeli ve teknolojide dönüşümü adresleyen işleri önceliklendirmeli. Bizim zaten çok güçlü bir otomotiv sanayiimiz var. Türkiye'de 13 marka üretim yapıyor. Bunların 8'i küresel markalar. Türkiye'de bir yılda üretilen otomobil sayısı AK Parti iktitarları döneminde 300 binden 1 milyon 400 bine yükseltmişiz. Bunlar güçlü yanlarımız. Bunun yanında önümüzde yeni fırsatlar ya da tehditler var. Eğer dönüşümü yakalayamazsanız karşınızda duran fırsatlar tehdide dönüşebilir ve sanayinizin ve ihracat potansiyelinin kaybolması tehdidi ile tehlikesi ile karşılaşabilirsiniz. Otomotiv sektöründe de büyük dönüşüm yeni nesil elektrikli araçlarla birlikte aslında hayatımıza girmiş oldu. Biz yılda 35 milyar dolar ihracat yapan ve ihracat lideri olan otomotiv sektörümüzde bu dönüşümü yakalamayı öncelikli bir amaç olarak tespit ettik.
Türkiye'nin muazzam bir potansiyeli var. Türkiye nitelikli insan kaynağına sahip. Bu bölgede başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı bir avantaj. Muazzam bir coğrafi konumumuz var. Bu coğrafi konumun ihracat potansiyelini tetiklemesi adına da son 20 yılda muazzam altyapı yatırımları yaptık. Ülkemizin küresel pazarlara erişim olanağını çok ileri taşıdık. Türkiye'nin sahip olduğu sanayii altyapısı, fırsatlar, aynı zamanda sektörlerde kurmuş olduğumuz tedarik ağı aslında yeni markaların Türkiye'ye yatırımı için muazzam potansiyeller barındırıyor. İşte bize düşen bu potansiyellerle yatırımcıları bir araya getirebilmek. Bize düşen Sayın Cumhurbaşkanımızın vurguladığı yatırımcı dostu bir yaklaşımla hareket etmek. Bu anlayışla 6 ay süren müzakerelerde BYD ile birlikte çalıştık. Nihayetinde hepimiz için sevindirici bir noktaya geldik. Şimdi, en az 150 bin araç kapasiteli bir üretim tesisi kurulmuş olacak. Yüksek yerli katma değerle üretim yapılacak. Araç bileşenlerinin de büyük kısmı Türkiye'de üretiliyor olacak. Bunun yanında bir Ar-Ge merkezi kurulmuş olacak.
[BYD ile imzalanan üretim anlaşması]
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 9, 2024
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: 150 bin araç kapasiteli, bir üretim tesisi, bir fabrika kurulmuş olacak ve yüksek yerli katma değerli üretim yapılacak. En az 5000 kişiye istihdam sağlanacak. pic.twitter.com/EdnO7HQiaM
İnşallah en az 5 bin kişiye istihdam oluşturan ve bunun bir kaç misli kişiye de dolaylı istihdam sağlanmış olacak. Tüm bunlar Türkiye'nin otomotiv sektöründe dönüşümünü de hızlandıracak. Hem mevcut markalar, hem yeni markalar artık Türkiye'de. Çevre dostu, düşük emisyonlu benzer haberleri hızla milletimize sunmak için gayretle çalışmayı sürdüreceğiz.
Togg yeni nesil bir elektrikli araç olarak yollarda, akıllı bir araç olarak yollarda ve ben bir Togg kullanıcısı olarak da açıkçası çok mutluyum. Her geçen gün yeni versiyon güncellemeleriyle de muazzam bir kullanım konforu sunuyor ve milletimiz tarafından çok beğeniliyor. Tabii Togg'un önümüzdeki yıl başında yeni modelinin çıkması heyecanla bekleniyor. Yeni model de bildiğiniz gibi Teknoloji Fuarı'nda tanıtıldı. Tüketici Elektroniği Fuarı'na her yıl Togg katılıyor Las Vegas'ta ve bu yıl orada Togg'un yeni modeli dünyaya tanıtılmış oldu. Bir önemli hedefimiz de Togg'un ihracat adımını atması. Togg'u inşallah ihracata hazırlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sadece Türk pazarında araç satmak bizi küresel marka yapmaz. Mutlaka ihracat pazarlarında da güçlü olmamız lazım.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır: Bir önemli hedefimiz de TOGG’un ihracat adımını atması. Yeni modellerle, yeni teknolojilerle TOGG bu yola devam edecek. Biz bu konuda Avrupa’dan daha hızlı hareket edeceğiz.https://t.co/WKDwvHzubn pic.twitter.com/c2GJ6Xk6Pc
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) July 9, 2024
Biz Togg ekipleriyle çok yoğun ve yakın bir diyalog içindeyiz. Onların bütün bu süreçlerini destekliyoruz ama daha önümüzde çok yol var. Yani ben her zaman şunu vurguluyorum. Evet, bu ana kadarki mucizevi bir başarı hikâyesidir belki ama toplam yol 100 basamaksa biz ancak üç ya da dördüncü basamakta bulunuyoruz. Yani evet, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bu süreç ateşlendi. Fabrikanın temelleri atıldı, fabrika tamamlandı, araç geliştirilmesi tamamlandı, tüm testlerden başarıyla geçildi ve nihayetinde Togg yollara çıktı ve yollarda ilk yılını tamamlamış oldu ama daha gidecek çok yolumuz var.
Yeni modellerle, yeni teknolojilerle Togg bu yola devam edecek ve biz de her daim milli şampiyonumuz, milli markamız Togg'un yanında olmayı sürdüreceğiz. Bizim derdimiz Türkiye'yi şampiyonlar ligi yapmak. Milli şampiyonumuzla, dünya şampiyonlarıyla bu ligin kalitesini yükseltmek, bu ligin niteliğini yükseltmek. Bundan Türkiye kazanacak. Türkiye yeni teknolojilerin üretim üssü olacak, yeni teknolojilerin geliştirildiği merkez olacak ve biz hep birlikte şahit olacağız ki bu konuda Avrupa'dan daha hızlı hareket edeceğiz. Togg'la birlikte aslında attığımız adım bu yeni nesil araç teknolojilerine yönelik dönüşümü çok hızlandırdı. İnşallah bu küresel yatırımlar da bu hıza yeni ivmeler kazandıracak ve Türkiye başkaları bu alanlarda neler yapacağı konusunda kararsızlıklar yaşarken kararlı şekilde yoluna devam edecek ve rakiplerinin önüne geçme imkanına kavuşacak.
Türkiye artık başkalarının taklitçisi bir ülke değil. Türkiye artık teknoloji bir yerlerde gelişsin, daha sonra buraya gelsin diye bekleyen bir ülke değil. Türkiye yeni teknolojilerin geliştirildiği bir ülke ve muazzam bir Ar-Ge ekosistemine sahip, yüzden fazla teknoparkıyla, 10 binden fazla teknopark şirketiyle, 1600'den fazla Ar-Ge ve Tasarım Merkezi ile adeta bir Ar-Ge ve inovasyon ordusu kurmuş bir ülkeden bahsediyoruz. İnanın bizim küresel yatırımcılara sunduğumuzda onların en çok etkilendikleri yönümüz de budur.
Bakınız, coğrafi konumumuz çok kıymetli. Evet, yaptığımız anlaşmalar çok kıymetli ama nihayetinde bütün bunların kökü insandır. İnsan kıymetidir, insan kaynağıdır, beşeri sermayedir. Bizim en önemli işimiz, beşeri sermayeyi geliştirmek. Göreceksiniz, işte artık Teknofest'lerde başarılı olan takımların dünyada katıldıkları yarışmalarda da ipi nasıl göğüslediklerini, nasıl ay yıldızlı bayrağımızı en yükseğe çıkardıklarını görüyoruz.
Bu yıl Amerika Birleşik Devletleri'nde gerçekleşen ve dünyanın en iyisi kabul edilen üniversitelerden takımların katıldığı bir yarışmada bizim Vefa Roket Takımı'mız, İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencilerinin Vefa Roket Takımı birinci olmayı başardı. Buralardan yepyeni teknoloji girişimleri doğacak ve Türkiye yüksek teknolojiyi rekabetçi şekilde dünyaya sunabilen ve kendi kritik ihtiyaçlarını yerli ve milli teknolojilerle karşılayabilen bir ülke olarak yoluna devam edecek. Aynı zamanda da bütün bu kabiliyetler Türkiye'nin yatırımcıların gözdesi olmasını beraberinde getirecek.
Her alanda hedeflerimiz var. Tabii malumunuz bir sanayi ve teknoloji stratejimiz var. Bir kalkınma planımız var ve nihayetinde bu hedefler doğrultusunda ilerliyoruz. Ama şunu açıklıkla ifade edeyim. Hiçbir alanda başkalarının bizden daha üstün olmasını kabul etmeyeceğiz, bunu kabullenmeyeceğiz. Önümüzde bir yapay zeka devrimi var. Aslında önümüzde demek de belki çok doğru değil, bir yapay zekâ devriminin içindeyiz. İnşallah o alanda da Türkiye kendi milli teknolojisini geliştirecek, kendi yapay zeka çözümleriyle dünya sahnesinde yerini alacak. Bütün bunlar bizim çabamıza ve başlattığımız projelerin devamlılığına bağlı, istikrara bağlı. İstikrar olursa, başlatılan projelerin kararlı şekilde arkasında duran bir irade olursa bütün bunlarda bizim başkasından eksik bir yanımız yok.
Bakın dünyada bilgi artık evvelki haliyle mukayese ettiğimizde daha demokratik. Herkesin bilgiye erişim imkanı daha mümkün. Yeter ki eriştiğiniz bilgiyi değere dönüştürebileceğiniz bir iklim olsun, bir ekosistem inşa edilmiş olsun. Biz başka ülkelere baktığımızda onların insan kaynağının bizimkinden daha üstün olmadığını çok net görüyoruz ama eksik kaldığımız bir şeye odaklandığımızda görüyoruz ki ekosistemde bir açığımız var. Ama işte son 20 yılda o ekosistemi, o iklimi, o altyapıyı hamdolsun Türkiye muazzam bir hızla inşa ede geldi ve inşallah bu hızı hiç yavaşlatmadan, hiç kaybetmeden bu yola devam edeceğiz.
Türksat fırlatması esnasında sahnede ifade ettim. İnşallah gün gelecek, kendi roketleriyle kendi uydularını uzaya gönderen bir ülke olacak Türkiye.