Bilim Kurulu saat 15.00'te Sağlık Bakanı Fahrettin Koca başkanlığında toplandı. Koronavirüsle mücadelede Türkiye'nin aldığı ve alacağı yeni tedbirler görüşüldü.
Bakan Koca Bilim Kurulu sonrası düzenlediği basın toplantısında salgınla ilgili son durumu ve kontrollü normalleşme tedbirlerinin altını çizdi. Bakan Koca, "Tedbirlere uyarak geçirdiğimiz 8 haftadan sonra, riskli bir gün bile tabloyu değiştirebilir" uyarısını yaptı.
Koca Türkiye'deki vakaların son durumu ile ilgili şu bilgileri verdi:
"Şu anki şartlarda salgın kontrol altında"
"İyileşen hasta sayımız, toplam hasta sayımızın yüzde 70'ine ulaştı. 141 bin 475 hastamızdan 98 bin 889'u sağlığına kavuştu. Günlük test kapasitemiz 50 bine ulaştığı halde, hastalığın gerilemiş olması sebebiyle bu düzeyde test ihtiyacı doğmuyor. Sayıları 6 bin 239'a ulaşan filyasyon ekiplerimiz, ilk vakadan bugüne riskli, yani 1 hastayla teması olmuş 722 bin kişiye ulaştılar. Salgının 5. haftasından itibaren istikrarlı bir iyileşme içindeyiz. Şu anki şartlarda salgın kontrol altında."
"Örnek olduğumuz dünyaya ders olabiliriz"
Tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğinin de altını çizen Bakan Koca, "Virüse fırsat tanırsak, bir ay öncesine dönmek ihtimal dahilindedir. Örnek olduğumuz dünyaya bu kez ders olabiliriz. Dışarıya maskesiz çıkmak, yarı açık şekilde maske kullanmak sorumlulukla bağdaşmaz. Virüsten korunmamızı sağlayacak kuralları askıya alarak alışveriş kuyruğuna girmek, pazar yeri kalabalığına tedbirsiz karışmak risktir" dedi.
'Bir şey olmaz' cümlesinin üstünü çizmeliyiz
AVM kuyrukları ve kalabalık alanlarla ilgili de uyarılarını sıralayan Koca şöyledevam etti: "Yeni hayatımızda kuyruklar, AVM, stadyum, pazar yeri kalabalıkları, üç kişinin oturduğu koltuklar, tam kapasite çalışan asansörler olmamalıdır. Kontrollü Sosyal Hayatın size kesin olarak önerdiği şey, 'Bir şey olmaz' cümlesinin üstünü çizmenizdir. Kontrollü Sosyal Hayatın başarıyla uygulanması, sosyal alanın, salgın şartlarına göre yeniden düzenlenmesiyle mümkün olacaktır."
"Hayat Eve Sığar'dan gidilecek yerin riskine bakın"
Hayat Eve Sığar uygulamasının kullanıcı sayısının 10 milyonu bulduğuna dikkat çeken Koca, gidilmesi gereken yerler varsa bu uygulama sayesinde risk durumunun açıkca görülebileceğini belirtti.
"Sosyal hayatımızı kontrol altına alırsak güzel günler göreceğiz"
Kontrollü Sosyal Hayat döneminde yerel yönetimlerden özel sektöre tüm taraflara sorumluluk düştüğünü söyleyen Bakan Koca, "Bu döneme tam olarak girebilmiş değiliz. Geride bıraktığımız 8 hafta, eğer bugünlerde dikkatsiz davranırsak, gelecek için fazla anlam ifade etmeyebilir. Salgını kontrol altına aldık. Sosyal hayatımızı kontrol altına alırsak güzel günler göreceğiz" açıklamasını yaptı.
Yurt dışından gelenlere test
Bakan Koca, bayramdan sonra kontrollü olmak kaydıyla yurt dışından gelişleri olabildiğince test yaparak, bu dönemi daha sağlıklı götürüleceğine işaret etti. Koca, TÜİK'le 150 bin kişinin taranması ile ilgili de "PCR'a ilave bir antikor testi ilavesi de yapmak istiyoruz. Muhtemelen haftaya başlamış olur" dedi.
Bakan Koca turizmde COVID-19 tedbirleri ile ilgili de "Hangi hastanelerin işletmelerle yakın irtibatta olması gerektiği dahil olmak üzere bütün hazırlıklarımızı yaptık, bayram sonrası kontrollü şekilde devreye alma gayreti içinde olacağız" ifadesini kullandı.
Ramazan Bayramı kısıtlaması olacak mı?
Bakan Koca, "Ramazan Bayramı'nda sokağa çıkma kısıtlaması olacak mı?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Şu an gündemimize gelmedi, salgının gelecek haftaki seyri görülerek ona göre gündeme alırız."
Yurt dışından gelecek turistlere yönelik tedbirlere ilişkin soru üzerine Koca, bu konuda Kültür ve Turizm Bakanlığıyla yoğun bir çalışmanın yapıldığını belirtti.
Koca, oluşturulan bir ekip tarafından alınması gereken tedbirlerin belirlendiğini anlatarak, şöyle devam etti:
"Biz burada özellikle erken dönemde, özellikle bayramdan sonra kontrollü olmak kaydıyla yurt dışından gelişleri olabildiğince test yaparak bu dönemi daha sağlıklı götürme eğilimindeyiz. Testi de daha çok hızlı tarama testi tarzında yapmak istemiyoruz. Yine olabildiğince imkanlarımızı bu anlamda zorluyoruz ve erken dönemde bu testlere başlamış olacağız. PCR moleküler testle bu taramaları yapmak istiyoruz."
Hem işletmelerin hem de çalışanların hangi kurallara uyması gerektiğiyle ilgili geniş bir uygulama rehberi hazırlandığına işaret eden Koca, "Hangi hastanelerimizin işletmelerle yakın irtibatta ve sorumluluk içinde olması gerektiği dahil olmak üzere bütün hazırlıklarımızı şu dönemde yaptık ama bayram sonrası bunları yine kontrollü bir şekilde devreye alma gayreti içerisinde olacağız." diye konuştu.
"Mutlak maske ve mutlak mesafe kuralını bilmeliyiz"
Koca, normalleşme sürecinde insan ve trafik yoğunluğunun "ikinci dalga"yı etkileyip etkilemeyeceğine yönelik soru üzerine ise mesafe kuralına uyulur ve maske kullanılırsa yeni bir salgına kapı açılmayacağını söyledi.
Yer yer kurallara uyulmadığına dikkati çeken Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tedbirlere uyma noktasında gayret içinde olursak yeni bir salgının veya ikinci bir dalganın olma durumunu önlemiş oluruz. Kalabalıkların oluştuğu dönemlerden bir hafta, 10 gün sonra vakaların arttığını sizler de çok rahat görüyorsunuz. Bu nedenle 83 milyonun bugüne kadar gösterdiği hassasiyeti bundan sonraki süreçte de aynı kararlılıkla, özellikle bu dönemin de kontrollü bir sosyal hayat dönemi olduğu ve bu dönemin en önemli uyulması gereken kuralınının da mutlak maske ve mutlak mesafe kuralını uygulamamız olduğunu hepimiz bilmeli ve birbirimize hatırlatmalıyız."
"Bağışıklık haritası dünyaya örnek olabilecek bir çalışma"
Koca, bağışıklık haritasına yönelik saha çalışmalarının ne zaman başlayacağına yönelik bir soru üzerine ise şunları söyledi:
"TÜİK tarafından bağışıklık haritası için test yapılacak 150 bin kişinin kimler olduğu dahil olmak üzere örneklem yöntemiyle tespit edildi. Biz bu dönemde PCR testini yapmak istiyoruz ama eğer bu anlamda becerebilirsek PCR'a ilave antikor testi ilavesi de yapmak istiyoruz. Muhtemelen haftaya başlanmış olur çünkü kişiler tespit edilmiş oldu. 150 bin kişiye yapılacak son derece önemli bir çalışma. Dünyaya da bu anlamda örnek olabilecek bir çalışma olacak. Bize de bundan sonraki süreçte rehberlik etmiş olacak."
Aile sağlık merkezindeki görevli doktor ve hemşirelere ek ödeme yapılması
Aile sağlığı merkezinde çalışan doktor ve hemşirelere ek ödeme yapılıp yapılmayacağına yönelik soru üzerine Koca, buralarda çalışan personele çok yoğun gayret gösterdikleri için teşekkür etti.
Bu personelin koronavirüsle mücadele sürecine önemli katkıları olduğunu vurgulayan Koca, "Bununla ilgili de özellikle mart, nisan, mayıs aylarında kendilerine bir ek ödeme yapılması konusunda daha önce yapılabileceğini ve bunun üzerine çalıştığımızı söylemiştim. Yine aynı şekilde yapılması noktasında bir çalışma içindeyiz ve önümüzdeki günlerde bu biraz daha netleşmiş olur." değerlendirmesinde bulundu.
Koca, Yükseköğretim Kuruluna, sınavlara ilişkin kararları dolayısıyla teşekkür etti.
Ramazan bayramında sokağa çıkma kısıtlaması
Ramazan bayramında sokağa çıkma kısıtlaması olup olmayacağı sorusu üzerine Koca, bunun bir hükümet kararı olduğunu, gelecek günlerde salgının seyrinin bunda etkili olacağını söyledi. Koca, "Önümüzdeki günler salgının seyrine göre zaten gündeme gelmiş olur. O durumda hükümet de Sayın Cumhurbaşkanımız da gerekli açıklamayı yapmış olur. Bununla ilgili Bilim Kurulu'nun gündemine gelmedi. Özellikle salgının gelecek haftaki seyri de görülerek, ona göre gerekirse gündeme almış olacağız." diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul'da yapımı devam eden pandemi hastaneleriyle ilgili eleştirilerinin sorulması üzerine Koca, Çin dahil olmak üzere diğer yerlerde pandemi hastanelerinin daha çok geçici, sonra devre dışı kalacak, daha çok prefabrik yapılar şeklinde yapıldığını belirtti. Bakan Koca, şunları söyledi:
"O zaman da söylemiştim. Türkiye'de hastane yoğunluk, doluluk oranlarımız yüzde 30-32'lerde, yoğun bakımlardaki doluluk oranlarımız da yüzde 60'larda demiştim. Yani bu hastaneleri yüzde 90 veya 100 doluluğumuz olduğu için yapmıyoruz. Bun hastaneleri çok amaçlı ve kalıcı hastaneler olarak planlıyoruz demiştim. Yani özellikle Havaalanında, Sancaktepe'de de pist var biliyorsunuz, her ikisi için de söylüyorum. Atatürk Havaalanı'nda da rahat kullanılabilir durumda. Bizim, özellikle deprem, afetler, salgın için hastanelerimiz var mı? Yeri geldiğinde bu anlamda pistiyle çok rahatlıkla deprem ve afet döneminde de sizin kullanabileceğiniz hastaneler olarak kullanılıyor olacak. Onun için çok amaçlı hastane adını koyduk. Dünyada bunun örnekleri var.
Bunu sadece salgın ve pandemi döneminin hastanesi gibi düşünmedik ve düşünmüyoruz. Buna ilave olarak, çok amaçlı dediğimiz için yeri geldiğinde bunu sağlık turizmi için de kullanmayı düşünüyoruz ve kullanabiliriz. Bu anlamda dünyanın birçok ülkesinden çok rahatlıkla sağlık turizmi için bu hastaları buraya getirme çalışması içindeyiz ve bunu böyle yapıyor olacağız. Bunun dışında hem deprem hem afetler için, rahatlıkla uçak ambulans, helikopter ambulans dahil olmak üzere hastanın naklinin kolay yapılacağı alan olarak da düşünülmüş oldu. Bu, Türkiye için bir zenginlik. Bunu lütfen görmüş olalım."
Camilerin ibadete açılması
Camilerin ne zaman ibadete açılacağı sorusu üzerine Koca, "Dünya'da yer yer bazı uygulamaların olduğunu biliyoruz. Türkiye'de de salgının seyrine göre gündeme gelebilir. Bizim Bilim Kurulumuzda bu anlamda bir gündem olmadı ama önümüzdeki günler zannediyorum bu konu gündeme gelmiş olur. Eğer olabilme durumu olursa daha çok tedbirli, belli esasları, kuralları olmak kaydıyla, o durumda da Bakanlar Kurulu'nda zaten gündem olmuş olur, Sayın Cumhurbaşkanımız da bu anlamda açıklamayı yapmış olur." ifadelerini kullandı.
"Aşağı doğru inişin olacağı yönünde bir beklentimiz var"
Koca, virüs bulaştırma katsayısı R0'ın ne olduğu ve salgın sürecinde bu değerin en fazla kaç olduğunun sorulması üzerine ise bölgesel olarak değişen değerler olduğunu ancak il bazında 4,5-5'lerin görüldüğü dönemlerin olduğunu, şu anda Türkiye'nin R0 değerinin ise 1,56 olduğunu söyledi.
"Öngörülebilir" sözüyle neyi kast ettiğinin ve bunun nasıl yorumlanması gerektiğinin sorulması üzerine Koca, şunları kaydetti:
"Öngörülebilir derken bizim öngördüğümüz. Yani biz, toplumdaki hareketliliğe göre bu salgının önümüzdeki günler nasıl seyredebileceğini önceden tahmin edebiliyoruz ve o hareketlilik doğrultusunda baktığımızda, bir önceki hafta, yani 12 Mayıs için söylüyorum, biz o hareketliliğin arttığını gördük. Özellikle normalleşmenin başladığı hafta başı yoğun bir hareketlilik oldu. O hareketlilikle birlikte biz 1 hafta-10 gün sonrası için yani bugünlerde bu değişimin olabileceği beklentisi içindeydik. Kastettiğimiz oydu. Bugün ve yarın belki biraz daha dengeli bekliyoruz ama daha sonraki günler aşağı doğru bir inişin olacağı yönünde bir beklentimiz var. Bunu tamamen tahminden öte bilgiye, veriye dayalı olarak, hareketlilikle doğru orantılı olduğunu bilerek 'öngörülebilir' ifadesini kullanmıştık."