TRT Haber'in özel röportaj konuğu olan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TRT Haber Koordinatör Yardımcısı Asun Torun Orhan'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un açıklamalarının satır başları şöyle;
Bugün Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde Kulp ile Muş kara yolu güzergahı üzerinde yola döşenen mayın nedeniyle 4 vatandaşımız şehit oldu, 13 vatandaşımız da ağır yaralı. Şehit vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum.
"35 milyon vatandaşımızın konutunu güvenli hale getirdik"
Bugün çok önemli ülkemiz için şehirlerimiz için şehirlerimizin geleceği için çok önemli bir sürecin başlangıcını verdik. Aslında bu sürecin başlangıcını 2012 yılında sayın Cumhurbaşkanımız bedeli ne olursa olsun kentsel dönüşümü yapacağız diyerek İstanbul'da Gaziosmanpaşa'da söyledi. O günden bu güne yaklaşık 1 milyon 160 bin konutun dönüşümünü sağladık. Bunun yanında yapmış olduğumuz yapı denetim kanunundaki düzenlemelerle birlikte de 22 milyon bitmiş devam edenlerle 13 milyon da devam eden bağımsız bölümümüz var tam 35 milyon vatandaşımızın evini güvenli haline getirmiş olduk. Bu da nüfusumuzun yaklaşık yüzde 45'ine tekabül ediyor.
Gelinen süreçte biz hem bakanlık görevimiz münasebeti ile hem yerel seçimler münasebeti ile il il ilçe ilçe ziyaretlerde bulunduk. Mahallelerde vatandaşlarımızla bir araya geldik ve onların dertlerini sorunlarını dinledik. Gördük ki gelinen süreçte vatandaşımızın kentsel dönüşüm sürecinde bazı projelerde mağdur olduğunu bazı projelerde bizim istemediğimiz yükseklikte bizim özümüze mimarimize uymayan yapıların çıktığını gördük ve bu çerçevede gerekli ilgili kişilerle toplantılar yaptık. Yerel yönetimlerimizle bir araya geldik, vatandaşımızı dinledik bu noktada ne istiyor diye. Bu çerçevede belli kararlar aldık bundan yaklaşık 6 ay önce hatta vatandaşlarımız hatırlayacaktır Kartal'da çöken binamızın olduğu gün tüm illerimize bir genelge gönderdik. Dedik ki, bu genelge kapsamında illerinizdeki riskli vatandaşımızın can ve mal güvenliği açısından riskli gördüğünüz alanların tespitlerini yapın bize gönderin. Yapmış olduğunuz tespitler şehrin ilçenin bütününe ilişkin bir eğlem planı çerçevesinde olsun.
Dönüşümde 3 ilke; yerinde, gönüllü, hızlı
Anayasamız ne diyor kentsel dönüşüm ile ilgili biz istiyoruz ki bir; Üç temel ilke üzerine oturttuk. Dedik ki yerinde dönüşüm yapacağız tüm bu görüşmeler sonrasında vatandaşımız yerinde yine komşusuyla orada yıllarca iyi kötü günü yaşadığı insanlarla yaşamak istiyor.
İki; gönüllü olacak yani biz vatandaşımıza rağmen kentsel dönüşüm projelerini yürütmeyceğiz onların rızasını alarak yürüteceğiz. Çok riskli bina ise eğer orada vatandaşımızın açıkçası söz sahibi değil öyle bir hakkı yok çünkü biz devlet olarak onun canını da malını da korumakla mükellefiz.
Üçüncüsü ise hızlı dönüşüm yapmak zorundayız. Vatandaşımız mümkün olduğunca az mağdur olacak hızlı bir şekilde dönüşüm sürecini bitirmemiz gerektiğini gördük bu üç temel ilke üzerine kentsel dönüşümümüzü dedik ki belediye başkanlarımıza siz şehrinizdeki o acil öncelikli alanları tespit edin bu üç temel ilke üzerinde bize bir plan yapın ve o acil alanlardan başlamak suretiyle biz bakanlık olarak size destek olacağız hem finans hem teknik anlamda destek olacağız ve bu dönüşümü bu üç temel ilke üzerine yürüteceğiz.
'Şehirlerin arz-talep dengesini bozmamalıyız'
Dönüşümü de açıkçası yapmış olduğumuz bu plan çerçevesinde yürüteceğiz. Çünkü şehirde bir arz talep dengesi vardır. Bu dengeyi ilçede şehirde bozarsanız eğer hiçbir proje gitmez. Doğru ile yanlışı ayırt edemeyiz. Yapmış olduğumuz projelere geçtiğimizde hem vatandaşımızın açıkçası bu projelerden memnun olması gerekiyor orada mutlu olması gerekiyor. Biz de karşısına geçip baktığımızda iyiki dönüştürdük diyebileceğimiz projeler yapmamız gerekiyor. Anayasamız veya planımızı da açıkçası bu ilkeler üzerine kurduk.
'1,5 milyon konutun acil dönüşümü yapılacak'
Yapılan tespitler neticesinde tüm ülke çapında biz 6,7 milyon riskli yapının bulunduğunu tespit ettik. O acil dediğimiz hemen dönüştürülmesi gereken de 1,5 milyon konutun olduğunu düşünüyoruz. 1,5 milyon konutun da acil dönüştürülmesi gerekeninin yüzde 30'u İstanbul ilçelerinde yer alan konutlar.
6 ve üzerinde 56 tane deprem yaşadık 1923 yılından bu güne ve bu depremlerde 80 bin canımız gitti. Ülkemiz bulunduğu coğrafi yapı itibarıyla deprem bölgesi içerisinde yer alıyor. İki tane ana fay hattımız var. O fay hatları üzerinde ciddi miktarda yerleşimlerimiz var. O bölgelere baktığımızda nüfusumuzun yüzde 71'i o birinci ikinci derece dediğimiz deprem bölgelerinde yaşıyor. Ülkemizin yüzde 66'sı bu riskli dediğimiz alanlarda yaşıyor. Bunu söylediğimizde bu binaların hepsi yıkılacak değil. Bizim buna ilişkin mevzuatlarımız var yönetmeliklerimiz var bu yönetmelikler ve mevzuatlar çerçevesinde yapılan binalar depreme dayanıklı binalar. Bugün Japonya'da da depremler oluyor. Bizim yeni binalarımız baktığınızda depremden etkilenmiyor. İşte bu 35 milyon bağımsız bölüm aslında yeni deprem yönetmeliğine göre yapılmış yapılar. Bir taraftan da kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz biz o 82 milyon vatandaşımızın yaşadığı yapıları yeni deprem yönetmeliğine göre yaptığımız takdirde biz depreme hazırlıklı bir ülke haline geleceğiz.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: Taşkın, heyelan ve sel riski olan alanlardaki yapılar taşınacak.https://t.co/GCN6sppu22 pic.twitter.com/bZs3aoN1KC
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 12, 2019
"Taşkın, heyelan ve sel riski olan alanlardaki yapılan taşınacak"
Ölümleri incelediğimizde ölümlerin yüzde 90'ı depremden kaynaklanıyor. Yüzde 10'u ise sel, taşkın ve heyelan sebebiyle vatandaşlarımızın yaşamını yitirmesinden kaynaklanıyor ki bu 2018 ve 2019 yılında artarak devam ediyor. O yüzde 10'luk kısım artıyor çünkü iklim değişikliği ile tüm dünyamız karşı karşıya. Biz de o noktada bunun etkilerini sellerin, yoğun yağışların etkilerini ülkemizde artık sık bir şekilde hissediyoruz.
"15 bin bağımsız bölüm üretiyoruz"
Trabzon'da, Rize'de, Samsun'da, Giresun'da birçok sel felaketi ile karşı karşıya kaldık. Yapmış olduğumuz tespitlerde ise bu bölgelerde acilen dere güzergahları üzerindeki vatandaşlarımızın iklim değişikliği sebebiyle taşınması gerekliliğini ortaya koyduk. Tüm o bölgedeki illerimize yine Valiliklerimize talimatla bu alanların tespitlerini yapın ve bulacağımız yeni alanlarda yapacağımız yeni 15 bin yeni bağımsız bölüm ile vatandaşlarımızı güvenli yerlere taşıyalım dedik. Bununla ilgili süreci de başlattık.
"Belediyelerimiz bu işini olmazsa olmaz parçası"
Biz dönüştürülecek 300 bin konut hedefi koyduk. Her yıl 300 bin acil konutu dönüştüreceğiz. Bu dönüşümde yüzde en az 10 ila 15'ini biz bakanlığımız, toplu konut idaresi başkanlığımız ilgili genel müdürlüklerimiz eliyle gerçekleştireceğiz. Kalan 250 bin bağımsız bölüme ilişkin de bir kısmını güçlendirme projeleri ile mevcut yerinde o riskli dediğimiz ve bizim mevzuatımıza uygun güçlendirilebilecek yapıların güçlendirilmesi ile yapacağız. Kalanları da yerel yönetimlerimiz ile birlikte vatandaşlarımızın da içinde olduğu yine bizim bu projelere hem hibe hem finans desteği verdiğimiz süreçte belediyelerimizle birlikte yürüteceğiz. Belediyelerimiz bu işini olmazsa olmaz parçası.
"65 bin bağımsız bölümün dönüşümünü bugün itibarıyla başlatacağız"
İstanbul'da bugün açıkladığımız projeler çerçevesinde 25 bin bağımsız bölümünün kentsel dönüşümüne 2019 yılı sonuna kadar başlatmış oluyoruz. Tüm Türkiye çapında da 65 bin bağımsız bölümü bugün itibarıyla başlatacağız. Biz bunu yaparken o üç temel ilke 4 ana başlıkta yapıyoruz. Şehrin içindeki çöküntü alanlar, şehrin içindeki o sanayi alanlarının dışarı taşınması süreci, yine sel ve iklim değişikliği sebebiyle risk gördüğümüz alanlar bir de tarihi alanlarımız var bizim medeniyetin ecdadımızın atalarımızın bize bıraktığı o tarihi her şehirde gördüğümüz tarihi eserlerin, meydanların bulunduğu alanlardaki dönüşümü bu dört ana başlık altında yerel yönetimlerimizle birlikte vatandaşlarımızla birlikte biz de bakanlık olarak her türlü desteği onlara vermek suretiyle yürütmeye gayret gösteriyoruz.
Kentsel dönüşüm terörle mücadele kadar önemli. Biz Kartal'da bir bina kendiliğinden yıkıldı orada tüm bakanlıklarımız seferber oldu hemen müdahil olduk ve oraya müdahil olmakla kalmadık orada vatandaşlarımızla ilgili yapılması gereken her türlü süreci yapmaya gayret gösterdik.
"İmar barışı olan riskli binalar güçlendirilebilecek"
İmar Barışı'nda vatandaşımız devletimizle barışmış yani demiş ki evet benim binamın şuraları kaçak ve bu kaçaklara ilişkin yapı kayıt belgesini almış elektrik, suyunu bağlatmış ipotek gösteremiyorsa eğer ipotek göstermiş ve bu bina vatandaşımız yeniden bu binayı yapana kadar devletle barışmış durumda veya o bölgede kentsel dönüşüm süreci başlatılana kadar. Ancak bu binalarda İmar Barışı yapılmış ancak riskli olduğunu gördüğümüz binalarda vatandaşlarımızın bu binalarını güçlendirmesine imkan verecek bir düzenleme yapmak istiyoruz. İnşallah bunu Ekim ayında Meclisimize götüreceğiz. Vatandaşımız binasını güçlendirebilecek.
"Tek taraflı fesih düzenlemesi getirdik"
Biliyorsunuz bir mevzuat düzenlemesi yaptık geçtiğimiz aylarda. Hem Fikirtepe'de hem İstanbul'da ve Türkiye'de kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan sıkıntıları görerek bir düzenleme yaptık. Bu düzenlemede vatandaşlarımız tarafından veya müteahhit tarafından kentsel dönüşüm sürecinde sözleşmeye aykırı bir süreç işletiliyorsa eğer tek taraflı fesih hakkı getirdik. Fikirtepe'de bu süreçte vatandaşlarımızın müteahhitlerden kaynaklı durumlar var biz bu durumu bakanlık olarak tespit ettiğimizde sözleşmeleri fesih edebilecek bir sürece vatandaşımızı dahil etmiş olduk. Yine yarım kalan inşaatların tamamlanmasına dönük ve maketten satışı engelleyecek düzenlemeleri yaptık.
Tamamlama sigortası, kentsel dönüşüm projesine giren firmalar hem teknik anlamda hem maddi yeterlilik anlamda yeterliliğe sahip olması gerekiyor. Müteahhitlerimizi dokuz kritere ayırdık. Yapacakları kentsel dönüşüm projesinde teknik mali kriterlere uyuyorsa eğer buna ilişkin bir teminat mektubu getirecekler ve yine belediyelerimiz vatandaşımızın bu projelerini ilerlemelerini takip edecekler ve o ilerleme doğrultusunda da vatandaşımızın bu projeden mağdur olmaması adına sürece destek olacaklar. Bu anlamda biz İstanbul'da problemli gördüğümüz pek çok yerde dönüşüm uygulamalarına başladık.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: Bodrum’daki imara aykırı inşaatları mühürledik. Yükleniciler yıkım işlemlerine başladılar, başlamayan olursa da biz gidip bu işlemi yapacağız. Doğal tarihi güzellikleri bozacak hiçbir yapıya müsaade etmeyeceğiz.https://t.co/GCN6sppu22 pic.twitter.com/GWibopPhFX
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 12, 2019
"Bodrum'da kaçak yapılarla ilgili tespit yapılıyor"
Bodrum'da arkadaşlarımız halen oradalar hala kaçak yapılarla ilgili tespitleri yapıyorlar. Bodrum'un değişik ilçelerinde, mahallelerinde yapılan yapılara ilişkin tespitlerimizi yaptık. Yaklaşık bin 800'e yakın bağımsız bölüm tespiti yaptık. Yine 4 otel inşaatı tespiti yaptık. Bodrum'daki tüm müteahhitlere yüklenicilere imara ve ruhsata aykırı yapıları sebebiyle bu inşaatları mühürledik ve aykırılıkları tespit edip kendilerine bildirdik. Ay sonuna kadar da dedik ki bu aykırılıkları giderin. Eğer ay sonuna kadar gidermezseniz biz bakanlık olarak gelip resen bu aykırılıkları giderceğiz ve yerinde imara aykırı yapıların yıkımını gerçekleştireceğiz. Tebligatımızı yaptık süre doluyor. Yüklenici firmalar yıkım işlemlerine başladılar.
"Ayder'de ciddi bir kentsel dönüşüm yürütüyoruz"
Tüm Türkiye'de tüm doğal tarihi güzelliklerimizi bozacak her türlü kaçak yapıya biz müsade etmedik etmeyeceğiz. Aynısını Ayder'de salıncaklar için yaptık. Orayı artık vatandaşımızın kullanacağı çok önemli bir mera orası çok güzel turistik beldemiz o salıncakları yıkarak orayı açtık. Orada festivaller yapılabilecek. Yine orada ciddi bir kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. Vatandaşlarımız mağdur olmasın diye o alanları kamulaştırarak bedellerini veriyoruz. Kaçak yapıların tespitlerini yaptık yıkımlarını gerçekleştiriyoruz. yine Uzungöl'de buna ilişkin tespitlerimizi yaptık ve bu tespitler çerçevesinde yıkım süreçleri başlatılıyor.
"Kişi başı 440 adet poşet kullanılıyordu"
Kişi başı biz 440 adet düzenlemeden önce poşet kullanıyorduk. Bir kişi yılda 440 adet poşet kullanıyordu ve 35-40 milyara yakın adet tüketiyorduk. Şimdi bu doğada onlarca yılda yüzlerce yılda kendini kaybediyor. Aynı şekilde plastiklerin dışında metaller, camlar, kartonlar bu atıkların hepsi yıllarca sürede doğada kayboluyor ve balıklarımız bunları yem zannediyor yiyorlar biz de o balıkları yiyoruz neticede kendimizi zehirleyen kendimize zarar veren bir pozisyondayken biz sayın Emine Erdoğan hanımefendi bize çok destek oldu yine sayın Cumhurbaşkanımız bu konuda arkamızda durdu. Ciddi anlamda tepkiler geldi biraz da vatandaşlarımız işi şamataya da vurdular biz hepsini takdirle karşıladık eksiklerimiz varsa gidermeye gayret gösterdik ve bir düzenlemeye gittik.
"Plastik poşetlerde yüzde 78 azalma oldu"
Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olan bir düzenleme. Bu düzenleme çerçevesinde haziran ayı verilerine göre plastik poşetlerde yüzde 78 azalma gördük. Artık yüzde 78 az kullanıyoruz. Bugün markete gittiğinde 25 kuruş olan poşeti vatandaşımız almak istemiyor almasın zaten. Biz poşet alınsın satılsın istemiyoruz zaten.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum: Artık plastik poşetler yüzde 78 daha az kullanıyor. Biz poşet alınsın satılsın istemiyoruz. 2021 yılı itibariyle depozito uygulamasına da geçeceğiz.https://t.co/GCN6sppu22 pic.twitter.com/802DDmhBQZ
— TRT Haber Canlı (@trthabercanli) September 12, 2019
"Yıllık 20 milyar lira tasarruf edeceğiz"
2021 yılı itibarıyla depozito uygulamasına geçeceğiz. Hem israfa sebebiyet verecek bu durumu engelliyoruz hem de istihdam yaratıyoruz. Yani yıllık 100 bin kişiye inşallah bu proje 2023 yılında bittiği zaman sıfır atık projemiz ile birlikte 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlayacağız. Yıllık 20 milyar lira da tasarruf edeceğiz.
Kaynak: TRT Haber