Bakan Özer, 7 yıl aradan sonra Ankara'da toplanan 20. Milli Eğitim Şurası'na ve dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 20. Milli Eğitim Şurası'nın açılışında detaylarını açıkladığı Öğretmenlik Meslek Kanunu'na ilişkin soruları yanıtladı.
Milli eğitim şuralarının, bakanlığın en üst danışma kurulu olduğunu ve MEB'in eğitim politikalarının oluşturulmasında yol gösterici işlevi bulunduğunu anlatan Özer, "Bunun için 20. Milli Eğitim Şurası'nı bir an evvel toplamak istedik. 19. Milli Eğitim Şurası'nın ardından 7 yıl ara verilmişti. Biz de eğitimde fırsat eşitliğiyle ilgili önceliklerimizde, yol haritamızı belirlemede, Türkiye'nin tüm toplum kesimlerini, eğitimle ilgili deneyimi ve müktesebatı olan herkesin görüşünü alıp onları harmanlayarak bir yol haritası çıkarmak istedik." dedi.
Özer, şurada alınan tavsiye kararlarının takibinin nasıl yapılacağına yönelik soru üzerine, şunları kaydetti:
"Bilindiği gibi şurada alınan kararlar tavsiye niteliğinde. Dolayısıyla bu kararlar, Milli Eğitim Bakanlığının yol haritasını oluşturmada tavsiye niteliğinde bir çerçeve oluşturuyor. Milli Eğitim Bakanlığı olarak istediğimiz, alınmış bu kararları, öncelik verdiğimiz alanlarda politika oluşturmada altyapı olarak, bir çerçeve olarak tutmak, politikaları ona göre oluşturmak, onları sahada uygulamaya geçirmek ve bu çerçevede atılan her adımı da raporlarla tüm kamuoyuyla, şura üyeleriyle paylaşmak. Dolayısıyla bu şuranın daha önceki şuralardan farkı belki de bu olacak."
"Sürecin takipçisi olacağız"
"Şurada alınan tavsiye niteliğindeki kararların gerçekleştirilme düzeylerinin kamuoyuyla paylaşılacağının" altını çizen Özer, "Bakanlık olarak bu sürecin takipçisi olacak ve şeffaf bir şekilde yapılan her şeyi tüm kamuoyuyla paylaşacağız." diye konuştu.
Özer, şuranın, eğitimde fırsat eşitliği teması altında temel eğitimde fırsat eşitliğine, mesleki eğitimin güçlendirilmesine ve öğretmenlerin mesleki gelişiminin desteklenmesine odaklandığını belirtti.
Bu konularda bakanlığın çok sayıda çalışmasının ve projesinin olduğunu hatırlatan Özer, "Gelen görüşlerle görmediğimiz noktaları veyahut yanlış değerlendirdiğimiz noktaları, ortak bir kolektif akılla tekrar kontrol etme imkanımız olacak. Dolayısıyla alınan ortak kararları da rahat bir şekilde uygulamaya geçireceğiz." ifadesini kullandı.
Mahmut Özer, şurada 600'ün üzerinde katılımcının yer almasına ilişkin, "Şurada çok geniş katılımcı bulunuyor. Hazırlık sürecinde de çok büyük katılım oldu. Öncelikle internet üzerinden yaklaşık 33 bin farklı görüş bakanlığımıza ulaştı. Yine 26 bölgede çok geniş katılımla sendikalardan sivil toplum kuruluşlarına kadar yükseköğretim kurumlarından öğrenci, öğretmen ve velilere kadar gerçekten eğitime dokunan her kesimin bir şekilde katkı verdiği bir süreç işledi. Bundan da son derece mutluyuz." değerlendirmesinde bulundu.
"Öğretmenlik Meslek Kanunu ile bir kariyer sistemi oluşacak"
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda öğretmenliğin kariyer mesleği olarak tanımlanacağını, adaylık, öğretmenlik, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik alanlarında hakların, görevlerin ve sorumlulukların da netleştirileceğine işaret eden Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Uzman öğretmenlikte 10 yıl deneyimi olan öğretmenlerimiz bir eğitimden geçecekler, eğitimden geçtikten sonra yazılı sınava girecekler. Yazılı sınavda başarılı olan, 10 yıl görev yapan öğretmenlerimiz uzman öğretmen olacaklar. Uzman öğretmenlerimiz, hem bir derece alacaklar hem de maaşlarında 1000 liralık iyileştirme olacak.
10 yılını doldurmuş öğretmenlerimiz, yüksek lisans yapmışsa alanı ne olursa olsun, tezli olsun, tezsiz olsun, uzman öğretmenlik yazılı sınavından muaf olacaklar. Aynı şekilde 10 yıl uzman öğretmen olmuş öğretmenlerimiz de başöğretmenlik için eğitimlerini tamamladıktan sonra tekrar yazılı sınava girecekler. Sınavda başarılı olanlar başöğretmen olacak ve ilave bir derece alacak, ayrıca maaşlarında da 2000 lira iyileştirme olacak. Doktora yapmış olan öğretmenlerimiz de başöğretmenlik yazılı sınavından muaf olacak.
Dolayısıyla hem bir kariyer sistemi oluşacak, aynı zamanda öğretmenlerin lisansüstü eğitime teşvik edilmesi ile ilgili de çok ciddi bir adım atılmış olacak. Önümüzdeki yıllarda öğretmenlerimizin, yüksek lisans ve doktora eğitimlerine çok yoğun bir şekilde yöneleceklerine inanıyorum. Çünkü çok ciddi bir iyileştirme gerçekleştirilmiş olacak. Birinci derecedeki öğretmenlerimizin ek göstergeleri 3600 olacak."
Bakan Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nda yer alacak sözleşmeli öğretmenler ile kadrolu öğretmenlerin haklarına ilişkin ise "Yeni başlayan öğretmenlerimizin 3+1 mecburi hizmet yükümlülüğü devam edecek. Onun haricindeki özlük hakları, atamalar, disiplin süreçleri, tayinler, diğer tüm süreçler, artık kadrolu öğretmenlerle eşit hale gelmiş olacak." bilgisini paylaştı.