İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde düzenlenen "İl Göç Müdürleri ile Yıllık Değerlendirme Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, göç meselesinin bir de düzensiz göç boyutunun olduğuna değinerek trajedinin büyük kısmının burada yaşandığını vurguladı.
"Emniyet teşkilatımızın, Jandarma Genel Komutanlığımızın, sizlerin, bizatihi Sahil Güvenlik Komutanlığının tüm kapasitesinin yaklaşık yüzde 70'lik kısmı, düzensiz göçle mücadeleye harcanmaktadır" diyen Soylu, "Uluslararası hukukla vicdan ve merhameti uyumlaştırmaya, aynı zamanda kamu düzenimizden de taviz vermemeye çalışıyoruz. Düzensiz göçte bizim ulaştığımız sayılar, başka ülkelerin hayal bile edemeyeceği sayılardır. Yakalanan düzensiz göçmen sayısı 2019 yılında zirve yapmış ve yarım milyona dayanmış, 454 bin 662 olarak gerçekleşmiştir. Burada sahil güvenlik, jandarma, polis, kaymakamlıklar, valilikler, el birliğiyle büyük bir mücadele gerçekleştirmiştir. Elbette ki göçmen kaçakçıları da burada bizim temel hedefimizdir. İnsan tacirleri, namussuzlar, alçaklar, 1000-1500 dolara insan bedeni satanlar. Getiri mi? 4-5 metrelik karın altına o insanları gömenler, Ege Denizi'nde Aylan bebeğin katilleri, konulmaması, yapılmaması gereken bir bota 30-40-50 kişiyi gözü para dönmüş canilerin sığıştırdıkları o namussuzlar ve bütün bunlarla mücadele eden bir Türkiye" değerlendirmesinde bulundu.
"41 bin 379 sınır dışı işlemi yapılmıştır"
Salgın etkisiyle 2020 yılında yakalanan "düzensiz göçmen" sayısının 122 bin 302'ye düştüğünü aktaran Soylu, şöyle devam etti:
"2021 yılında, 24 Mart itibarıyla 22 bin 115 olarak gerçekleşmiştir. 2017 yılından bugüne kadar 13 bin 936 organizatör yakalanmış, 3 bin 774'ü tutuklanmıştır. 2017'de 2 bin 190 olan gözaltı sayısı, düzensiz göçmenlerin zirve yaptığı 2019 yılında 4 bin 883 olmuştur. Yani iki yılda, iki katından fazla bir gözaltı sayısına ulaşılmıştır. Tutuklu sayısı da aynı periyotta 702'den 1397'ye çıkmıştır. Düzensiz göç, ülkeye maliyeti oldukça yüksek olan bir meseledir. Bu insanların geri gönderilmesi, ciddi bir bürokratik, yasal ve operasyonel süreci gerektirmektedir. 2019'da 103 bin 858 sınır dışı işlemi yapılmıştır ki sınır dışı işlemleriyle ilgili bu büyüklükte bir operasyon, başka bir ülkede mevcut değildir. Aynı şekilde 2020'de salgın sürecine rağmen 41 bin 379 sınır dışı işlemi yapılmıştır. Yılbaşından bugüne kadar da sayımız 9 bin 369'dur. Bu insanların ülkeye kaçak girişini önlemek, bizler için esastır. Bunun için çok ciddi bir sınır güvenlik yönetimi yatırımı yapıldı, halen de devam ediyor."
"Batının tavrı insanlık için utanç vericidir"
İl Göç İdaresi Müdürlerinin bilgilendirmesi, sahayı doğru izlemesinin, kolluk birimlerinin başarısı için hayati önem taşıdığını vurgulayan Soylu, "Batının bu konudaki tavrı, insanlık için utanç vericidir. Elbette ki düzensiz göç, suçtur ancak bu yola tevessül eden insanlar, insan olma haklarını kaybetmiş değillerdir. Yakalanan kaçak göçmeni çırılçıplak soyup ellerini plastik kelepçeyle bağlayıp kışın ortasında, botları olmadan Ege Denizi'nin dondurucu sularında ölüme atmanın ne hukukla ne insanlıkla ne de başka bir değerle bağdaşır herhangi bir yanı söz konusu değildir. Uluslararası toplumun bu harekete sessizliğini de anlamak mümkün değildir" ifadesini kullandı.
Bakan Soylu, Avrupa Birliği'nin (AB) dış sınırlarından sorumlu kurumu Frontex'e değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Avrupa, maalesef kendi sınırları için ortak bir teşkilat oluşturmuş, Frontex. Fakat aslen insanlık dışı bir teşkilat teşkil etmiş. Frontex teşkilatı, Avrupa'nın yüz karasıdır ve ellerinde insan kanı vardır. Avrupa, halen daha bu teşkilatı koruyup kollamak için fırsat beklemektedir. Tam da yakışanı yapmaktadır işin esası itibarıyla. Avrupa'yı buradan tekrar uyarmak istiyoruz, bu Frontex teşkilatı, tarihinizdeki sömürü davranışının bir başkası olarak kara leke olarak tarihinize nakşedilmiştir. Eğer çok çabuk adım atmaz, bu teşkilatı kapatıp bu teşkilatın kusurlarını tarihin ve yargının önüne çıkarmazsanız hep birlikte o medeniyetinize yeni bir kara çalma başarısını elde etmiş olacaksınız. Gerçi belki de yakışanı budur."
"Türkiye, bölge istikrarı için samimiyetle gayret eden tek ülkedir." diyen Soylu, "Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarıyla önemli kazanımlar elde edildi. Ancak bölgedeki hareketlilik, bitmiş değil. Özellikle İdlib, önemli bir göç riski barındırmaktadır" dedi.
"Acımasız, gözü para ve petrol görenler, o insanların hayatını mahvettiler"
Suriye'deki insanlık dramın anlatan bir video izleten Soylu, daha sonra şunları söyledi:
"Burada 53 bin briket ev yapılıyor. Şu anda 33 bini tamamlandı. Birkaç kez gittik İdlib'e. Oradaki tablo hakikaten insanlık açısından büyük bir sınavdı. Çadırlar, güvenlik sorunu, çocuklar, yaşlılar, anneler, babalar, anneleri olmayan, babaları olmayan çocuklar... Sanki bin yıl gerideler. Onlar da bizim gibi yaşıyorlardı. Acımasız, gözü para ve petrol görenler, o insanların hayatını mahvettiler. Tarih, gerçeklerle donatılır. Bunun için yapacak çok işimiz var. Kendimize, insanlığı olan, bize bıraktığı değerlere olan saygımız için yapacak işimiz var."
Soylu, İl Göç İdaresi müdürlerine şöyle seslendi:
"İkamet meselelerinde çok önemli bir adımda bundan sonra sizden biraz daha gayret bekliyorum. İkamet meselelerindeki başvuru zamanlarının biraz daha açılmasını istismar edenlere fırsat vermeyiniz. İş takipçilerini Göç Müdürlüklerimizin içinde bulundurmayınız. İllerinizde ne kadar yabancı varsa hangi statüde olursa olsun herkesle temas kurabilecek bir zincir oluşturun. Varlığınızı muhakkak hissettirin. Uyumun en önemli ayağı, dildir. Özellikle orta yaşlı ve yaşlılarla ilgili bu konudaki gayretinizi ortaya koyabilecek adımları atınız. Uyum göstermeyen, aynı zamanda birçok suç ve cezanın içinde arka arkaya olan kişilerle ilgili güvenlik güçlerini hemen devreye sokunuz. Geri gönderme merkezlerimizden elinizi çekmeyiniz. Sizin sürekli olarak valililerimize ve kaymakamlarımıza 'Şuraya bir gitmemiz lazım. Şöyle bir ziyaret ederseniz faydalı olur.' diyebileceğimiz ve oradaki arkadaşlarımız da genel değerlendirmelerini alabileceğimiz bir çabayı ortaya koymanız gerekir."
Yerli ve milli çok önemli bir adım daha attıklarını anlatan Soylu, "Dünyada 7 ülkede olan bir yazılımı, kendi milli ve yerli yazılımımızla yapmış olduk. Özellikle yabancılardan başladık. Parmak izi, resim ve biometrik verilerimizi yerli bir yazılıma dönüştürdük. Biometrik verileri sayılaştırma yönteminde başkalarına mahkumduk. Şu anda stratejik olarak da bizim için kıymettar bir işti o. Buna cesaret ettik, Sayın Cumhurbaşkanı'mıza bunu arz ettik 'Yürüyün.' dedi. Yürüdük ve sonucu da aldık. Türkiye'yi çok önemli bir maliyetten yerli ve milli teknolojimiz kurtarmış olacak. Bundan sonraki aldığımız verilerin tamamının sayısallaştırma ve karşılaştırma işlemini kendi milli ve yerli yazılımımızla gerçekleştiriyoruz. Bu da bizim açımızdan büyük bir gurur vesilesidir" diye konuştu.
Konuşmasını ardından Soylu, İl Göç İdaresi müdürleriyle fotoğraf çektirdi.
Daha sonra Sarımsaklı Mahallesi'ndeki polis kontrol noktasına giderek görevli personelle sohbet eden Soylu, buradaki narkotik köpeğini sevdi. Bakan Soylu, isminin "Tomo" olduğunu öğrendiği köpeğin adının "Karabebek" olarak değiştirilmesini önerdi.