Antalya'da temaslarını sürdüren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kepez ilçesindeki Şehit Bebek Bedirhan Mustafa Karakaya Anaokulu'nun açılış töreninde konuştu.
Bakan Soylu, Bedirhan'ın lanetinin, bu milletin ahının ve bu devletin jandarmasının, polisinin, askerinin, savcısının, hakiminin teröristlerin yakasını bırakmayacağını söyledi.
Soylu, "Hiç endişe etmeyin, Türkiye eski Türkiye değildir. Eskiden PKK bir eylem yaptı mı Allahualem, 'Dağbaşıdır, bulunmaz' der geçerdik. Bulunduğuna da pek şahit olmazdık. Ama artık işler değişti." diye konuştu.
"Artık vurkaçlara arkadan bakakalan bir Türkiye yoktur"
Tüm birimlerin sürekli operasyon halinde olduklarına işaret eden Soylu şöyle devam etti:
"Evlatlarımız karadan, evlatlarımızın ürettiği araçlarla havadan, bunların ensesindeyiz ve dökülen her damla kanın hesabını soruyoruz, sormaya da devam edeceğiz. Artık vurkaçlara arkadan bakakalan bir Türkiye yoktur. Takip eden, 3 bin 500 metre rakımda da olsa teröristi bulup, alan bir güce sahibiz. PKK'nın borazanları siyaset sahnesinde, basında ne kadar yaygara koparırlarsa koparsınlar, ağababalarının akıbetleri değişmeyecektir. Onlar da bu teröristlerin yanlarında durduğu müddetçe bu akıbetten nasiplerini alacaklardır. Güvenlik birimlerimiz, adalet birimlerimiz kendi görevlerini yerine getirecektir."
Birey ve vatandaş olarak herkesin yapması gereken şeyler olduğunu vurgulayan Soylu, "Birincisi, asla unutmayacağız. Eğer bugün yaşananları yarın unutursak, hem mücadelemizin motivasyonunu kaybederiz hem de karşımızdaki karanlık zihniyetin elini güçlendiririz." dedi.
"Bizim gerçeğimiz şehitlerimizdir"
Yapılanları asla unutmayacaklarını anlatan Soylu, konferanslarda ve komisyon salonlarında edilen süslü püslü laflara asla itibar etmeyeceklerini aktardı.
"Bizim gerçeğimiz şehitlerimizdir, Bedirhan'ımız, gazilerimizdir, Nurcan kızımız, Aybüke, Necmettin öğretmenimizdir." diyen Soylu, çocuklara iyi bir eğitim vereceklerini vurguladı.
Bakan Soylu, "Sadece kendi çocuklarımız için değil, Doğu ve Güneydoğu'da imkansızlıklar içinde mücadele eden çocuklarımız için de bir şeyler yapacağız. Kampanyalarla sosyal yardım projeleriyle oradaki her eğitim faaliyetinin mutlaka içinde olacağız. Allahımıza da milletimize de sözümüzdür. Oradaki 10, 11, 12, 13 yaşındaki çocukların, kız çocuklarımızın dağa çıkmasını eğer engelleyemezsek, Allah bize aldığımız her nefesi haram etsin." dedi.
"O çocuklar doktor, mühendis, öğretmen olacak"
Büyük bir mücadele verdiklerini ifade eden Soylu, o çocukların, kızların doktor, mühendis, öğretmen olacaklarını ve Türkiye'nin her tarafında millete hizmet edeceğini belirtti.
"O çocuklar, bu çocuklar diye bir şey yok, hepsi bizim evlatlarımız, bizim medeniyetimizin incileridir. Bunları kendi yanlarına çekmek isteyen, onları istismar etmek isteyen, kandırıp terörist yapmak isteyenlere karşı en büyük silahımız, kalkanımız eğitimdir." diyen Soylu, istisnasız her çocuğu güzel okullarla buluşturmanın en temel sorumlulukları olduğunu kaydetti.
"Bugün Doğu ve Güneydoğu'da huzur var"
Doğu ve Güneydoğu'da huzurun hakim olduğunu belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hizmet, gayret ve mücadele var. Derdimiz açık ve net. Nasıl buradaki çocuklarımıza sahip çıkıyorsak, oradaki o çocuklara sahip çıkmak bizim görevimiz. Ben de bir babayım. Benim de bir kızım var. 12, 13 yaşındaki bir kız çocuğunu, anasının başını okşarken saçının tellerini teker teker severken zorla anasının yanından alınıp, akşam babası işten döndüğünde sormaya bile cesaret edemediği tabloyu bu ülkeye bir daha yaşatmamak boynumuzun borcudur. Bu kadar açık ve net. O 12,13, 14 yaşındaki çocukları Murat Karayılan'a, Cemil Bayık'a sunan o zihniyeti yerle bir etmezsek biz namerdiz. O kadar açık ve net."
Hayır yapmanın da sorumlulukları olduğuna değinen Soylu, makamların, paranın, varlıkların bir yere götürmeyeceğini, hayır yapmanın önemli olduğunu söyledi.
Kalıcı olan eserler bırakmanın önemine işaret eden Soylu, "Elbette ki herkes bir anaokulu yaptıracak güçte olmayabilir, ama insanların küçük katkılarla birlik olması, büyük güçlere teşvik olur." diye konuştu.
Küçük işlerin, büyük işlerin zekatı olduğunu belirten Soylu, insanların meselelerinin çözülmesinin önemine dikkati çekti.
"Terörün unutulduğu bir Türkiye'ye kavuşturacağız"
Küçük adımlar atmaktan geri durmamak gerektiğini ifade eden aktaran Soylu, şunları dile getirdi:
"Anaokullarını, eğitim yuvalarını elbette ki devlet de yapar. Ama vatandaşın yapmasının ortaya koyduğu duygudaşlık çok farklıdır. İnsanların, yaşadığı ülkeye doğrudan sahip çıkmasının ifadesidir. Bugün burada yapılan iş önemlidir. Biz bunların aynısını, Doğu ve Güneydoğu'da da yapıyoruz. Teröre bulaşmış belediyelere yaptığımız yeni görevlendirmelerden sonra 442 gençlik kültür ve spor merkezi, 2 bin 644 oyun parkı, 161 kadın merkezi açtık. Bunların her birisi, hem teröre vurulmuş bir darbedir hem de Türkiye'nin geleceğine, sağlıklı nesiller yetişmesine yönelik atılmış adımlardır. İnşallah bu adımları daha da sıklaştıracağız ve Türkiye'yi çok daha güzel yarınlara, şehitlerimizin değil ama terörün unutulduğu bir Türkiye'ye kavuşturacağız."
Annesi Nurcan Karakaya ile şehit düşen 11 aylık Bedirhan Mustafa'nın adı Antalya'da
Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde, PKK'lı teröristlerin yola tuzakladığı patlayıcının infilak ettirilmesi sonucu annesi Nurcan Karakaya ile şehit düşen 11 aylık Bedirhan Mustafa'nın adı Antalya'nın Kepez ilçesinde yaptırılan anaokuluna verildi.
Şehit Bebek Bedirhan Mustafa Karakaya Anaokulunun açılış törenine katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, anaokulunu yaptıran hayırsever iş adamı Tolga Cömertoğlu ve ailesine teşekkür etti.
"Şehitlerimizin isimlerini her daim yad etmek isteriz"
Türkiye'nin her tarafında yapılan eserlere şehitlerin isimlerinin verildiğini hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Biz hem şehitlerimizi severiz hem de onlara ayrı bir sorumluluk duyarız. Onları daima hatırımızda tutmak, isimlerini her daim yad etmek isteriz. Ancak hayatımda belki de ilk kez, 11 aylık bir bebeğin isminin verildiği bir eserin açılışındayım ve o ismin başında 'şehit' yazıyor. Gencecik annesiyle Nurcan hanımla şehit olmuş bir bebeğin ismi. Tesadüfen falan değil, planlanmış, ayarlanmış, onlar geçerken patlatılmış haince bir tuzakla şehit edilmiş bir bebek ve gencecik annesi. Bunu hiçbir dille, belagatle hiçbir edebiyatla anlatamazsınız."
Şehidin babası Üsteğmen Serkan Karakaya'nın da bulunduğu Kalana üst bölgesine çok gittiğini belirten Soylu, orada duranların sadece görev yapmadığını, bu toprağın namusunu da koruduğunu vurguladı.
Bakan Soylu, "Ayyıldızlı bayrağımızı ve bizim birliğimize, muhabbetimize, karşılıklı sevgimize, gözlerimizle birbirimize baktığımız o aşka aslında kurşun sallıyorlar. Onları engellemek, onların bu ihanetine dur demek için kimisi Kalana üs bölgesinde, kimisi Tendürek'te, kimisi Pülümür Vadisi'nde, kimisi 3 bin metre tepede, 2-2,5 metre karın üzerinde biz buralarda rahat yaşayalım, çocuklarımız okula huzur içerisinde gitsin, büyüsünler üniversite okusunlar, doktor, öğretmen, mühendis olsunlar ve bu ülkeye hizmet etsinler diye bu ülkenin dağına taşına kimse kem gözle bakmasın diye büyük bir mücadele ortaya koyuyorlar." ifadelerini kullandı.
Şehit bebek Bedirhan'ın polis, asker, jandarma olmadığını, operasyonda da bulunmadığını aktaran Soylu, 11 aylık minik bir bebek olduğunu ve henüz anaokuluna gidebilecek yaşta bile olmadığını anlattı.
"Bunların hepsi bu aşağılık cinayete ortaktır"
Şehit Nurcan'ın da elinde silahı olmayan, gencecik bir anne olduğunu dile getiren Soylu, "O da polis, asker veya jandarma değildi. Bu katliamın faillerine, bunu yapan PKK'ya sessiz kalanlar, duymazdan gelenler, millete unutturmaya çalışanlar, benim karşımda PKK'nın borazanlığını yaparken aslan kesilen, sesi gür çıkan ama bu cinayette sus pus olanlar, ilgilenmiyormuş gibi yapanlar, onları Avrupa'da koruyup kollamaya çalışanlar, Kandil'den talimat almadan ağzını açamayanlar, bunların hepsi bu aşağılık cinayete ortaktır." diye konuştu.
"Mağlup olacaksınız"
İki yüzlülüğe tahammül edemediğini aktaran Soylu, şöyle konuştu:
"25 Kasım'da güya bu PKK'nın siyasi kolu, kadınların şiddetle karşı karşıya kalmasına yönelik Türkiye'nin birçok vilayetinde yürüyüş yapacaklar. Ben anlamakta zorlanıyorum. Peki Batman Kozluk'ta anasına, babasına doyamamış Aybüke öğretmenimizin katledilmesini nereye koyacaklar? Nurcan hanım, Bedirhan'ımızın, seçimin hemen akabinde 26 Haziran'da Ağrı'nın bir köyünde katledilen ve 10 evladını yalnız bıraktırdıkları o güzel isanların, o hatıralarını nereye koyacaklar? Bunlara destek olanlar, güç verenler, şımartanlar bilesiniz ki mağlup olacaksınız. Bakın ay yıldızlı bayrağımız orada. Allah'ımıza şükürler olsun. Biraz önce bu ülkenin 780 bin kilometrekaresinde Ardahan'dan Edirne'ye kadar, Kars'tan, İzmir'e, Antalya'ya, Trabzon'a kadar her yerde cuma selaları okundu. Biz nasıl bir millet olduğumuzu biliyoruz."
Soylu, "Biz büyük ve asil bir milletiz. Bedirhan'ın laneti bu milletin ahı, bu devletin jandarması, polisi, askeri, savcısı, hakimi bunların yakasını bırakmayacaktır. Hiç endişe etmeyin." dedi.
Kaynak: AA