İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığınca düzenlenen Polis Merkezi Amirleri Eğitici Yetiştirme Kursu'nun açılışında konuştu.
Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütleriyle ilgili meselenin hem Rusya'ya hem de Amerika'ya masada net şekilde anlatıldığını belirtti.
ABD ve Avrupa'nın terör örgütü YPG/PKK'ya yönelik tavrını eleştiren Soylu, şöyle konuştu:
"Bu teröriste karşı kazanılan büyük bir başarıdır. Hala birtakım sıkıntılı işler söz konusudur. Kimse kusura bakmasın, öldürülen el-Bağdadi ne kadar teröristse Ferhat Abdi Şahin de o kadar teröristtir. O kadar açık ve net. Telefonla konuşmak, ona muhatap olmak onun terörist kisvesini üzerinden almaz. Canidir, katildir ve hukuk devleti denilen devletler, bununla muhatap olamazlar. Bu aklı da biz vermedik, Amerika'nın hukukçuları verdi. Bu aklı biz vermedik, Avrupa'nın hukukçuları verdi. Yazıklar olsun.
Ne zaman sesiniz çıkacak sizin, neye sesiniz çıkacak? Üç beş Suriyeli memleketinize geldiği zaman mı sesiniz çıkacak? O zaman mı telaş edeceksiniz? O zaman mı Türkiye'nin kapılarını aşındıracaksınız? Yazıklar olsun sizin terörle mücadele, hukukun üstünlüğü anlayışınıza. Yıllarca size bırakılan medeniyet değerlerini nasıl heder ettiğinize yazıklar olsun. Kimse kusura bakmasın biz kendimizin ve bu coğrafyanın kaderini Batı'daki tuzu kuru adamların keyfine bırakamayız."
"Suçun aydınlatma oranı yüzde 48,7'ye çıktı"
Kolluk Gözetim Komisyonun çalışmalarına ilişkin bilgi veren Soylu, komisyonun güvenlik anlayışı ve insan hakları temelinde bir milat olduğunu ifade etti.
Soylu, 3 yıl önce göreve geldiğinde bir suçun aydınlatma oranının yüzde 35'lerde olduğunun, şu anda 48,7'ye çıktığının altını çizdi. Devletten hizmet beklentilerinin arttığını dile getiren Soylu, iyi ve güvenli bir hayat beklemenin bu ülkenin vatandaşlarının hakkı olduğunu vurguladı.
15 Temmuz darbe girişimini hatırlatan Soylu, "İçinizde bunlara tabi olan birçok kişiyi tasfiye ettik. Çok şükür bu yenilemeleri bu tasfiyelerden sonra gerçekleştirdik." diye konuştu.
Son 4-5 yıldır güvenlik noktasında karşı karşıya kalınan risk durumlarında ortaya konulan kararlı duruşun anlatıldığını ifade eden Soylu, bir yandan PKK terör örgütü ve FETÖ ile mücadelenin öte yandan bölgede değiştirilmek istenen siyasi dengelerin oluşturduğu tehditlerin, Orta Doğu'daki terör ve şiddetin tetiklediği göç noktasının Türkiye'yi güvenlik konusunda yeni bir yaklaşım ortaya koymaya ittiğini anlattı.
Yeni bir strateji oluşturulduğunu dile getiren Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde kararlı bir irade ortaya konulduğunu söyledi.
"Kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz"
Soylu, "Bize kızıyorlar ama kimse kusura bakmasın, Türkiye olarak artık laf dinlemiyoruz. Türkiye eskiden laf dinleyen bir ülkeydi, atma denilen hiçbir adımı atamaz, çekinirdi. Ancak bugün öyle değil kendi göbeğimizi kendimiz kesiyoruz." dedi.
Türkiye'nin bu halinin kimseye zarar vermediğini, dünya barışına Orta Doğu'nun huzuruna, kardeşliğine ve geleceğine katkı verdiğini ifade eden Soylu, Cerablus, Azez, Afrin, El-Bab'da huzur ortamı oluşturulduğunu vurguladı.
Soylu, "Eğer biz orada huzur oluşturmasaydık, polisimiz, jandarmamız, silahlı kuvvetlerimiz, Mehmetçiklerimiz şu an orada bulunmasalardı orası ya DEAŞ'ın ya da PYD/PKK'nın çöplüğü haline gelecekti." değerlendirmesini yaptı.
2011'den beri bölgede yapılmaya çalışanların neticesinin hep beraber görüldüğünü belirten Soylu, onların bozduğunu Türkiye'nin tamir ettiğini ve DEAŞ'ı Türkiye'nin temizlediğine değindi.
"Onlara bıraksak güneyimizde terör devleti kuracaklar"
Bakan Soylu, "YPG ve PKK'yı biz temizliyoruz. Onlara bıraksak güneyimizde terör devleti kuracaklar. Onların DEAŞ ile çatışmasına seyirci kalacaklar, bir yandan silah satacaklar bir yandan petrolü paylaşacaklar. Arada da binlerce mazlum sivil insan zarar görecek. Avrupa'yı uyarıyorum; PKK terör örgütünün mensupları, orada vatandaşlarımıza şiddet uyguluyorlar siz de seyirci kalıyorsunuz." diye konuştu.
Soylu, Avrupa'da şu ana kadar 600'ün üzerinde şiddete dayalı gösteri yapıldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hukukun üstünlüğünden, demokrasiden, temel insan hakları hak ve hürriyetlerinden bahsedenler maalesef kendi planları tutmayınca köpeklerine oradaki vatandaşlarımıza saldırtıyorlar. Bu kadar açık ve nettir. Köpektir onlar. Türkiye Cumhuriyeti devletinin birliğine karşı gelenler, ülkemizin bölünmez bütünlüğüne saldırı yapanlar, oradaki masum vatandaşlara saldırı yapıp onların dükkanlarını talan etmeye çalışanlar... Bunun sorumluluğu 'batı medeniyeti' denilen Avrupa'daki ülkelerin yönetimleridir. Bu kadar açık ve net. Türkiye, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın kararlı liderliğinde Orta Doğu'da inisiyatif almıştır. Küresel güçlerle doğru bir iletişim kurmuştur. Kararlı bir duruş ortaya koymuştur ve insanlık adına bir sonuç üretmiştir. İnşallah bunun devamında bizleri güzel günler beklemektedir."
"21 bin 298 çarşı ve mahalle bekçisi görevi başında"
Bütün bu güvenlik dengelerinin içinde iç güvenliği ve şehir güvenliğinin önemli bir yer tuttuğuna işaret eden Soylu, kimsenin arabası çalınma korkusu yaşarken küresel güvenliğin hali ne olacak diye düşünmeyeceğini anlattı.
21 bin 298 çarşı ve mahalle bekçisinin görevi başında olduğunu, bu sayıyı 30 bine ulaştırmak istediklerini bildiren Soylu, 2018 Eylül'den bu yana bekçilerin, 20 milyon 245 bin 834 şahıs kontrolü, 123 bin 230 şahıs hakkında adli işlem yaptığını, 2 bin 236 hırsızlık olayına anında müdahale ettiğini, arama kararı bulunan 36 bin 831 şahıs hakkında işlem yaptığını, 686 kayıp çocuğu bulduğunu dile getirdi.
Soylu, bekçiler aracılığıyla yapılan kontrollerde 1 yılda 191 kilogram uyuşturucu madde, bin 260 tabanca, 6 el bombası, 462 av tüfeği ele geçirildiğinin altını çizdi.
Bakan Soylu, son 3 yılda 781'i asayişte kullanılmak üzere 2 bin 500'in üzerinde de motosiklet alındığını bildirdi.
2018 ve 2019'un ilk dokuz aylık dönemi karşılaştırıldığında tüm Türkiye'de hem malvarlığına karşı işlenen suçlarda hem de evden hırsızlıkta yüzde 16'lık bir azalma yaşandığını anımsatan Soylu, "Evden hırsızlıkta 2017'nin günlük ortalaması 281, 2018'in günlük ortalaması 199 ve bu yılın günlük ortalaması eylül sonu itibarıyla 177'dır. Yani yukarıdan aşağı trend sürekli inmektedir." bilgisini verdi.
Müşteki, mağdur veya bilgi sahibi konumundaki vatandaşların polis merkezine gelmesine gerek kalmadan ifadelerinin alınmasına imkan sağlayan uygulamadan 681 bin vatandaşın yararlandığını bildiren Soylu, polise başvuran mağdurların kısa mesajla bilgilendirilmesi projesinden de 2017 Temmuz'undan bu yana 660 bin kişinin faydalandığını dile getirdi.
Polis memurlarına kadına şiddetle mücadele eğitimi
Kadına şiddetle mücadele konusunda yürütülen Kadın Destek Uygulamasını (KADES) projesini de değinen Soylu, mağdurların hızlıca yardım istemesi ve polise ulaşmasına imkan sağlayan uygulamanın 341 bin 527 kişi tarafından kurulduğunu ve 15 bin 224 ihbar alındığını aktardı.
Herkesi derinden yaralayan Emine Bulut'un cinayetinden sonra programın indirilmesinde artış sağlandığına dikkati çeken İçişleri Bakanı Soylu, bu olaydan sonra uygulamanın indirilme rakamların 15-20 katına çıktığı bilgisini paylaştı.
Uygulamanın akıllı telefonlar üzerinden kolayca kurulabildiğini, bir tuşa basıldığına polise ulaşıldığını anlatan Soylu, Emniyet Genel Müdürlüğü yetkililerinden, 6 ay içerisinde aile içi ve kadına şiddetle mücadelede polis merkezleri ve jandarmalardaki memurların eğitimden geçirilmesini istedi.
Şiddete maruz kalan ve cinayete kurban giden kadın mağdurların, yüzde 85'inin öncesinde emniyete müracaat etmediğine işaret eden Soylu, bu konudaki hassasiyetin müracaat oranının artırılmasına da katkı sunacağını vurguladı.
Kadın derneklerinden de KADES uygulamasının indirilmesi konusunda destek beklediğini söyleyen Süleyman Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Kadın cinayetleri konusunda 2017-2018 arasında yaptığımız kıyaslamalarda yüzde 20'lik bir azalış yakalamıştık. Ancak bu yıl ne yazık ki geçen senenin üzerinde bir trend var. Aynı şekilde İngiltere ve başka ülkelerde de gelişi güzel artış ve azalışlar birbirini takip ediyor. Sebebi de bu işe sürekli akıl, zaman ve mesai harcamak lazım. Bunu harcadığımızda bunu engeleme kabiliyetine sahip oluruz."
Güven Masası uygulaması
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş ise polis merkezlerinin insan haklarına saygılı, suç önleme stratejileri geliştirebilen, vatandaş odaklı ve etkili güvenlik hizmeti sunan birimler haline getirilmesi yönünde önemli çalışmalar yapıldığını, bu kapsamda Güven Masası uygulamasına geçildiğini anımsattı.
Uygulamanın amacının polisin halkla ilişkilerini daha üst seviyeye taşımak ve polis merkezi amirliklerini vatandaşların gönül rahatlığıyla gideceği kaliteli hizmet alabileceği yerler haline getirmek olduğunun altını çizen Aktaş, çarşı ve mahalle bekçilerinin göreve başlamasıyla asayişin sağlanmasına önemli katkılarda bulunulduğunu aktardı.
Aktaş, polis merkezi amirliklerinin yeniden yapılandırılarak görevlerinin daha etkin yürütülmesi, sorumluluk alanlarındaki hakimiyetinin artırılması, vatandaşların güvenlik ihtiyaçlarının hızlı sağlanması amacıyla bu eğitim programının hazırlandığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA